Estergon'a tarihi bir yolculuk...

Szentendere'nin renkli ambiyansı içinde dolaşıp ardından Visegrad Kasabası'nda bizi Rönesans dönemine götüren harika bir atmosfer içinde, Renaissance Restaurant'ta öğle yemeklerimizi de yedikten sonra bu defa, Estergon Kalesi'ne gitmek üzere yola koyuluyoruz yeniden. Yaklaşık 20 km sonra Estergon Kalesi'nin bulunduğu lokasyona ulaşıyoruz.  

Estergon Kalesi 'Esztergomi Var' Tuna ile Gran Nehirleri'nin kesiştiği yere konumlanmış. Bir dönem Macar Krallığı'nın idari ve dini merkezi olan Estergon Kalesi'ni görmek üzere, Bazilikaya doğru ilerlerken bir yandan da rehberimizin anlattıklarına kulak veriyoruz. 

Türk tarihinde -Osmanlı İmparatorluğu'nun Orta Avrupa hakimiyetinde ve Viyana seferlerinde- stratejik açıdan önemli bir yeri olan Estergon Kalesi, 1543 yılında, yani İstanbul'un fethinden tam 100 yıl sonra, Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilir. Daha sonra sancakbeyliğine dönüştürülerek Budin Beylerbeyliği'ne bağlanır.

Alman, Leh, Çek, Macar, Venedik kuvvetlerinden oluşan 80 bin kişilik ordunun karşısında 5 Bin askerle kaleyi savunmaya çalışan Lala Mehmet Paşa, ne yazık ki 2 Ağustos 1595'te Estergon'u teslim etmek zorunda kalır. Bir an, tarihi sahneyi gözümüzde canlandırmaya çalışıyoruz. Ancak üzerinden 10 yıl geçtikten sonra Lala Paşa, kaleyi yeniden fethedecektir. Bu tarihten sonra tam 78 yıl daha Osmanlılar'ın elinde kalan kale, 2. Viyana kuşatması'nın hüsranla sonuçlanmasının ardından - toplamda 130 yıl hüküm süren Osmanlı hakimiyetinin- 1683 yılında, bir daha geri dönmemek üzere Osmanlı Devleti'nin elinden çıkacaktır.

Bugün Estergon Kalesi'nden geriye ne kalmıştır onu bizde görünce anlayacağız!.Ancak Kaleden önce ilk karşımıza çıkan yapı Szent Istvan veya Aziz Istvan Katedrali oluyor. 

İlk Hıristiyan Hükümdar Aziz Istvan'a adanmış olan bazilika Macaristan'ın en büyük Ortodoks katedrali ünvanına sahip. Macar Katolik Kilisesi'nin merkezi olan Estergon Katedrali (MS 1000 yılında) Aziz Istvan'ın tacını giydiği yerdir. Bu yüzden Macar tarihinin burada başladığı kabul ediliyor. Tarihi bir hayli eski olan Bazilika zaman içinde savaşlardan nasibini almış. Moğol istilasında yıkılan katedral 18. yüzyılda yeniden inşa edilmiş. 

***

Ve...Aziz Istvan Katedrali'nin içindeyiz.

Şansımıza ziyaret ettiğimiz gün Aziz Istvan Katedrali'nin içinde bir evlilik seremonisine denk geliyoruz. Bu da bizim için hoş bir sürpriz oluyor. İçeriye kuğu gibi süzülerek giren güzel bir gelin ve vakur bir edayla geline eşlik eden damat dini törenin yapılacağı alana doğru ilerlerken tüm grup pür dikkat o anları seyrediyoruz. 

Bazilika'nın ana girişinin üzerinde gözümüze çarpan Latince yazıtta; 

"Ben yolum, doğruyum ve yaşamın ta kendisiyim." yazıyormuş. 

Yazıtın üzerinde ise Bakire Meryem'e ve Bebek İsa'ya saygılarını sunan 

Macar azizlerin bazı heykelleri yer alıyor.

Bazilikanın devasa büyüklükteki orgu hepimizin dikkatini çekiyor.

 Aziz Istvan Katedrali'nin içindeki bu org,
Avrupa'nın en büyük orgu oluyormuş!.

Kubbenin altındaki dört köşede ise dört azizin; 

Gregorius, Shieronymus, Augustinus ve
Ambrosius'un fresklerini görüyoruz.

Absidin üzerindeki fresklerde Tanrı ve İsa, İsa'nın başının arkasında da 

kutsal üçgen görülüyor. Bazilika'nın arka sıra sütunlarında, 

Leo Feszler'in 12 havariyi temsil eden, 12 heykeli yer alıyor.

Şapel duvarlarında ise 15. yüzyıldan kalan erken Macar Rönesansı'nın

resimleri devasa ölçüleriyle son derece dikkat çekici.

Aziz Istvan Katedrali'nin içini gezdikten sonra,
Estergon Kalesi'ne doğru yürüyoruz.

Aziz Istvan'ın Heykeli

Ve Estergon Kalesi'nden geriye sadece kısa bir duvar kalıntısından 

başka bir şey kalmamış.

Ünlü Seyyah Evliya Çelebi'nin Estergon Kalesine dair sözleri şöyle; 

"Estergon Kalesi'nin bazı yeri 3 kat, bazı yeri 5 kattır. Ancak Tuna kenarı 2 kat 'Kahkaha Şeddi' gibi sağlam duvardır. Bir katı Tuna'ya bakar, Yukarı Hisar duvarıdır ve bir kat duvarı Tuna Nehri kenarında aşağı varoş duvarıdır. Diğer kara tarafları üçer, dörder ve beşer kat, bölme bölme duvarlar, palankalar ve tabyalardır. Bu kale küçüktür, ama şahin ve şehbaz yuvasıdır. Kuşatma sırasında ansızın bu kaleden 5 bin fitilli, tüfekli, bin atlı kağan aslan, gazi, dilâver yiğitler çıkar. Bunda olan bol cebehane, Ustolni Kalesi'nde yoktur. "* 

Terasından Tuna  Nehri'ne ve karşı yakadaki Slovakya'ya bakıyoruz. Bir tarafta Macaristan, bir tarafta Slovakya.  Madem bu kadar yakınız Slovakya'ya tabi ki bir de Tuna Nehri'nin diğer yakasından  Estergon'a bakacağız.

 Ve...iki yakayı birbirine bağlayan köprüden -sınırdan- karşı tarafa
yani Slovakya'ya geçiyoruz!

Slovakya'dan Estergon Kalesi ile
Aziz Istvan Katedrali'nin görüntüsü işte böyle sevgili dostlar!

***

***

***

Ve Slovakya'dan ayrılmadan önce, keyifli anlar yaşadığımız

tur grubumuzla hatıralık bir final fotoğrafı çekerek,
 güncel tarihimize bir not daha düşüyoruz. 

***

Ama gezimizin bir de final gecesi olacak.
Rehberimizle birlikte tüm grubumuz Budapeşte'nin en otantik restoranında
Çigan Gecesi yaşayacağız daha!.

Ne sıcak bir karşılama :)
Çigan ekibi kapılarda !

"Gezmek, belirli bir süre içerisinde çok yer görmek değildir. 

Gezmek, gezdiğin yeri ruhuna sindirerek eğlencenin 

tadına vararak dolaşmaktır." 

 işte bu söz, tam da hislerimin bir tercümanı!.

Geleneksel kıyafetler içerisinde Macar dansları izlediğimiz ve Meşhur Macar Gipsy orkestrasının müzikleri eşliğinde çok eğlendiğimiz yemekli, içkili, müzikli bir gece yaşıyoruz. Nefis Tokaji Şaraplarıyla kadeh kaldırdığımız bu harika Çigan gecesinin bizlere en büyük sürprizi ise repertuarlarına aldıkları "Bir Başkadır Benim Memleketim" şarkısı oluyor. Tabi ki tüm ekip o dakikada resmen kopuyoruz. Gözlerimiz dolu dolu, son derece duygulanarak ve inanılmaz bir coşkuyla hep bir ağızdan   "Bir Başkadır Benim Memleketim" diyoruz...

Gezmek, görmek, farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerle buluşmak güzel şey. Ama yine de "bir başkadır benim memleketim" :) 

Ve, bir yıl boyunca hayalini kurduğumuz, ardından hayata geçirdiğimiz bir gezinin daha, sonuna geldik. Tur aracılığı ile gerçekleştirdiğimiz ve bir hafta süren Orta Avrupa gezimizden biz son derece memnun kalarak ayrıldık. Gezi planı ve ekstra programlar çok güzeldi. Rehberimiz oldukça birikimliydi, tur grubumuz da birbiriyle uyumluydu. Dolu dolu geçirdiğimiz bu gezimizden geriye şimdi hoş anılar kaldı. 

Dilerim sizler de hayallerinizin peşine takılmaktan, hayatınıza renk katacak güzellikleri keşfetmekten, yaşama dört elle sarılmaktan hiç bir zaman vaz geçmezsiniz!  

Şimdi yine, yeni yollar, yeni yerler keşfetme zamanı!. 

Esin Bozdemir  

Orta Avrupa Gezisi Destinasyonları
Viyana - Dresden - Chesky Krumlov- Karlovy Vary -
 Prag - Seegrotte ve Baden - Slovakya / Bratislava - Budapeşte - Szentendre


* Evliya Çelebi Sözleri, Esztergom Travel Guide, Muhsin Kadıoğlu Sf. 21