16 Kasım 2016 Çarşamba

Samsun'dan izler ve yansımalar

Doğu Karadeniz Gezimizi arayı daha fazla açmadan kaldığım yerden anlatmaya devam ediyorum. Sinop’tan sonra Samsun’un şirin ilçesi Alaçam ve ardından Bafra’da Kızılırmak Deltası Kuş Cennetini de keşfettikten sonra, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük şehri Samsun’a gitmek üzere yola koyuluyoruz. Ve kıyı şeridi üzerinden harika doğayı seyrederek keyifli yolculuğumuzun ardından akşam olmadan Samsun’a giriş yapıyoruz. Yola çıkmadan önce yapmış olduğum hazırlıklar içinde ziyaret edeceğimiz yerlerin genellikle şehir merkezinde ve yakın çevrede olduğunu öğrendiğim için, konaklayacağımız oteli de buna göre merkezde seçmiştim ve mobil nevigasyon yardımı ile zorlanmadan otelimizi buluyoruz. Otele yerleştikten sonra, hem acıkan midelerimizi şenlendirmek hem de gece ışıklar altında Samsun’u yürüyüş mesafesinde çok fazla açılmadan keşfetmek üzere dışarı çıkıyoruz.
Daha önce hiç görmediğiniz bir şehri keşfetmek çok hoş bir duygu. Bir hayli geniş olan şehir meydanında gece ışıklar altında dolaşırken gözümüze kestirdiğimiz temiz ve içimize sinen hoş bir restoran kafeye girerek meşhur kara lahana çorbası ile açılışımızı yapıyoruz. İlk kez tadına baktığım bu çorbayı inanılmaz beğendiğimi söylemeliyim. Meğer ne lezzetli bir çorbaymış kara lahana çorbası! İyi ki Samsun’da bu çorbayı içmişiz, çünkü gezdiğimiz diğer şehirlerde bir daha karalahana çorbasını içmek nasip olmadı, hangi restorana sorduk ise, mönülerinden kaldırdıklarını söylediler. Neyse ki Samsun’da bu harika tadı deneyimlemiş olduk. Hiç değilse, Karadeniz’e kadar gittik ve lahana çorbası içemedik demeyeceğiz. Mideler şenlenince geriye dinlenmek kaldı, dolu dolu geçirdiğimiz; Alaçam ve Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ndeki uzun ama keyifli saatlerin ardından, o gün iyice dinlenip uykumuzu aldıktan sonra ertesi gün sabah erkenden kalkarak planladığımız şekilde Samsun’u keşfetmeye hazırız artık. 
Ve.... Günün ilk selamı Aziz Ata'mızdan...
Bulvarın adını ATAYOLU koymuşlar...Tabelanın güzelliğine bakar mısınız.
Atatürk halkı selamlıyor, benim ise heyecandan kalbim  nasıl da pır pır ediyor!.
Nasıl heyecanlanmam! attığımız her adımda biricik Atam hep karşımızda. Fikirleriyle daima aramızda. 
Canım Atam, öyle bir ekin ektin ki sen yüreğimize!. Işığın bütün karanlıkları aydınlatıyor. 
Bizi yok etmek isteyenlere bu millet, dün olduğu gibi bugün de eşi görülmemiş bir azim ve mücadele ruhunu gösterdi bütün dünyaya! işte o mücadele ruhu ile başlattığın varoluş savaşının ilk adımlarının atıldığı bu yerde, şimdi büyük bir kıvançla yürüyorum ben de!. İzindeyiz Atam!.sen rahat uyu!.  
İlk ziyaretimiz Gazi Müzesi olacak ama müzeden önce Samsun ile simgeleşen o meşhur şahlanan at üzerindeki Atatürk heykelini göreceğiz. 
Belediye Binasının hemen karşısında Samsun’un ilk Parkı olan Atatürk (Gazi) Parkı'nda bulunan Gazi (Onur) heykeli, bugüne kadar gördüğüm Atatürk heykelleri içinde belki de Atamızı en iyi ifade eden bir heykeldi. 
Büyük bir kaide üzerinde, şahlanan bir at üstünde Atatürk, tüm heybeti ile ve gururla bize bakıyordu. Yüzü batı yönüne doğru ve çok uzaklara dikilen bakışları azim doluydu. Şahlanan atın üzerinde dimdik cesurca oturuyordu. Ve Türklüğün gücünü gösterircesine sert çelik bir kol kılıca uzanmış bir şekilde duruyordu. Kuvvetin, azmin, cesaretin ve üstünlüğün simgesi olan bu anıt tümüyle Atatürk'ü anlatıyordu.
Atatürk’ün Samsun'a çıktığı noktaya dikilen anıt heykel, Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı sayılan ve Cumhuriyetin ilanına giden süreci sembolize ediyor.  
Gazi 'Onur' heykelinin resmi törenle açılışı; 15 Kânunusani (Ocak) 1932 Cuma günü saat:14.00′de büyük bir kalabalığın katılımıyla gerçekleştirilir. 
Anıt heykel Samsun Valisi Kâzım Paşa tarafından Samsun halkı adına 1928 – 1931 yılları arasında Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'e yaptırılmış. 19 Mayıs 1919’un anısına yaptırılan bu anıtın kaidesinin dört bir tarafında Milli Mücadele’yi vurgulayan figürler bulunuyor. Samsun’un amblemi haline gelen bu anıt büyüklük ve denge oranı bakımından dünyada 2. sırada imiş.

Önünde birkaç hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra,  Atatürk Parkı’na yakın mesafede yer alan Gazi Müzesi’ne gidiyoruz.
Gazi Müzesi
Atatürk 19 Mayıs, 1919’da Samsun’a geldiği zaman Mıntıka Palas olarak bilinen bu binada kalmış. Daha sonra bu yapı Atatürk’ün 20-24 Eylül 1924’teki Samsun Seyahatlerinde Ulu Önder’e Samsun halkınca hediye edilmiş. Atatürk 16 Eylül 1928 ve 22 Kasım 1930 yıllarında hep bu binada konaklamış.  Günümüzde ise bina, müze olarak kullanılmakta.
Gazi Müzesi'ne girdiğimizde salonda ilk gözümüze çarpan, Milli Kurtuluş Mücadelesinin Sürecini Anlatan Seramik Pano oluyor. Panoda; Mustafa Kemal ve 18 silah arkadaşının 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastıkları Tütün iskelesi yer alıyor. 

Atatürk Türkiye Büyük Mille Meclisi önünde...
Yukarıdaki Panoyu görünce bir an Atatürk'ün (sesli görüntülerinin olduğu )
Meclis konuşmaları geliyor gözümün önüne!.
Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve bu hâkimiyet makamının hükûmetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti derler. Bundan başka saltanat makamı, bundan başka bir hükûmet yoktur ve olamaz.” (1 Kasım 1922) 
Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz. 
Efendiler; Bu umde icabı bütün cihan bilmelidir ki, artık Türkiye halkı; hakimiyetini hiçbir şahıs ve makama veremez. Hakimiyet demek şeref demek, namus demek, haysiyet demektir. Bir milletten bu evsaf-ı medeniye ve insaniyesinin terkini taleb etmek onu insanlıktan çıkarmak demektir.” (İzmir İktisat Kongresi’ndeki konuşmasından, 17 Şubat 1923) 
Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat'î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir.” (1923) 
Mutlak ve sınırsız Egemenlik erki yalnız ve yalnız halkın kendisindedir. Halkın toplu halde kendini satması, kendine ihaneti, ya da kötülük etmesi düşünülemez!..” 
Millî müdafaamızı, düşmanların bayrakları babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz, mücadelemizde devam etmeye mecburuz. Kendi hükûmetimizin idaresi altında bedbaht ve fakir yaşamak, yabancı esareti pahasına kavuşacağımız huzur ve mutluluğa bin kere üstündür.” (Atatürk’ün T.T.B. IV, s. 307 , 1920) kaynak: burası

Atatürk'ün Kullandığı Şapkalar...


Atatürk'ün kullandığı giysiler...


Atatürk'ün kullandığı saat, tütün kutusu, baston ve silahları...
Saat : 09.05 
Ve...üst kata çıkıyoruz...
Gazi Müzesi’nde Atatürk’e ait eserler ve Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a birlikte ayak bastığı 18 arkadaşının balmumu heykelleri ile tarihi anlar öylesine güzel canlandırılmış ki, o dakikalarda biz de zamanda yolculuğa çıkıyoruz. 
Bu masa etrafında Atatürk, Milli Kurtuluş Mücadelesini başlatmak üzere
18 silah arkadaşı ile stratejik planlar yapmakta. 
Bu arada balmumu heykelleri, sanatçı ve aynı zamanda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen yapmış. O, hem yetenekli, üretken bir sanatçı hem de yaşadığı şehri bambaşka bir vizyona dönüştürmeyi başarmış olan başarılı bir yönetici. Ülkemizin sosyal ve kültürel hayatına yapmış olduğu önemli çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'i  tebrik ediyorum. 

Ve müzeyi gezmeye devam ediyoruz.. 
2. Katta Atatürk’ün kullandığı gündelik araç gereçler ve eşyaları; banyo ve yemek takımları, kıyafetleri, bavulu... ile  yatağı, dolabı, çalışma masası…ve diğer objeler, belgeler... sergilenmiş.

****


****


Yukarıdaki bu koltuk, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ilk gelişlerinde 
Belediye'de oturduğu ilk koltuk olması dolayısı ile tarihi bir koltuktur.


****

Atatürk'ün seyahat çantası, parfümleri, daktilosu, meyve sıkacağı, seyahatlerde kullandığı ve sefer taslarının yerleştirilmiş olduğu (yemek takımı) çantası... 
Gördüğümüz her obje, Atamızın izleriyle dolu, etkilenmemek ne mümkün!. Bu mekanın içinde öylesine duygu yoğunluğu yaşıyorum ki, derin bir sevgi ve saygı, onur ve şükran duygularıyla ayrılıyoruz Gazi Müzesi’nden. Bundan sonra sırada Kent Müzesi var.
Samsun Kent Müzesi
Samsun Kent Müzesi binası bir zamanlar (1928) Samsun-Sivas Devlet Demiryolu İdaresine aitmiş ve Devlet Demiryolu Lojmanı olarak kullanılmış.  
İlkokuldan itibaren eğitim süreçlerimiz boyunca Cumhuriyet Türkiyesi’nde yurdumuzun dört bir yanında ‘demir ağlarla örülmüş bir tarih’ hep anlatılagelir. Öyle ki, Cumhuriyet’ten önce yabancı şirketler tarafından işletilen hatlar, Cumhuriyet’le birlikte hızla devletleştirilmiş, yurdun önemli bir bölümü demir ağlarla örülmüş. Dolayısı ile demiryollarına gösterilen bu önem, kurumun çalışanlarına da yansımakta, bu büyük ve önemli kurumun personeline de lojmanlar tahsil edilmekte imiş.

İşte bugün Samsun Kent Müzesi olarak hizmet veren bu mekanın kent kültürüne kattığı hizmet tartışmasız çok büyüktür. Müze iki binadan oluşuyor.
2013 yılında restore edilerek ziyarete açılan müze, Samsun’un sosyal, tarihi, kültürel, coğrafi ve ekonomik yapısına ilişkin bilgiler ve eserlerden oluşuyor.  Müze geçmişten günümüze kronolojik bir sıralamaya göre oldukça kapsamlı ve çok iyi bir şekilde dizayn edilmiş.
Nostaljiye yolculuk... 



Etnografya Bölümünde geleneksel hayatın izleri yansıtılmış...
Kına Günü, Tütün çalışanları, eğerciler,
odun ateşinde pişirilen yemekler, mutfak bölümleri...


Sosyal hayatın gelişiminde önemli yeri olan sinema ve müzik dünyasından izler...Film makineleri, pikaplar, 45 lik plaklar, dönemin meşhur olmuş Samsun'lu sanatçıları... ve sanatçıların kullandıkları eşyalar.. eski şekerci dükkanları ve daha pek çok detay görüntülerle geçmişten günümüze Samsun'un tarihi canlandırılmış.

Samsun Kent Müzesi bugüne kadar gördüğüm kent müzeleri içinde en beğendiğimiz müze oldu, Tarihi Kentler Birliği’nin jüri özel ödülüne layık görülen Samsun Kent Müzesi ayrıca Avrupa'nın en prestijli 6 müzesi arasına girmiş. Kutluyorum.

Samsun Kent Müzesi’ni de ziyaret ettikten sonra biraz da açık alanları keşfetmeye hazırlanıyoruz. 

Sahil Gezi Yolu

Sahil Gezi Yolu
 Doğupark’tan başlayarak, Kurtuluş Yolu-Cumhuriyet Meydanı’na kadar uzanıyor. Doğusunda Sevgi Gölü Parkı ve Hayvanat Bahçesi bulunan Sahil Gezi Yolu yemyeşil alanları, yürüyüş ve koşu parkurları, çiçekli bahçeleri ve faytonları, spor alanları ile tam bir dinlenme merkezi olarak nefis düzenlenmiş.

Burada sahil şeridinde kısa bir yürüyüşün ardından bu defa Samsun Limanı’nın batısında kalan Batıpark’a gidiyoruz.

Batıpark
Batıpark’da tıpkı Doğupark gibi yemyeşil alanlar, göletler, havuzlar ve heykellerle donatılmış görsel bir zenginlik içinde, üstelik şehir merkezine de çok yakın bir mesafede, Samsun ve civarında yaşayan halka huzurlu bir dinlenme alanı sunuyor.

SUKAY, kablolu su kayak merkezi.  
Burası Türkiye’nin deniz üzerine yapılmış olan 
ilk kablolu su kayağı merkezi oluyormuş.

Batıpark içinde Amazon ve Aslan heykelleri, Amazon Köyü, Atlı Sporların yapıldığı bir alan ve aynı zamanda Batıpark alanından kalkan bir de teleferik bulunuyor. Bu teleferik ile şehrin tepe noktasında bulunan Baruthane Tümülüslerine kolaylıkla ulaşıyorsunuz ve burada Amisos Seyir Terasından tüm sahile kuş bakışı bakarak nefis bir manzara seyri yaşıyorsunuz.  
Biz ne yazık ki teleferik ile Amisos Tepesine çıkamadık, çünkü bulunduğumuz saatlerde şiddetli rüzgâr vardı bu yüzden teleferik çalışmıyordu ama tepeye çıkmamıza bu engel değildi elbette, biz de Amisos Tepesi'ne aracımızla çıktık. Ama ondan önce hazır güneş bize göz kırparken ve kara bulutlar gökyüzünü kaplamadan bir an önce sahili gezelim istiyoruz. 
Sahilde Amazon Kadınları anısına oluşturulmuş olan ada ve ada ile ana kara arasında kayıklar ve kanolarla gezilebilen bir kanal bölümü bulunuyor…
Tarihi Amazon Savaşçıları ve Anadolu Aslanı tüm ihtişamı ile Batıpark sahil alanında gözler önüne serilmiş, Samsun halkını ve Samsun'a gelen ziyaretçileri selamlıyor.

Bu arada Batıpark Sahili gezerken, kısacık da olsa kentin tarihi hakkında bilgi vermek istiyorum size. Bafra’da Kızılırmak kıyısında bulunan İkiztepe Höyüğü'nden elde edilen bulgular ışığında Samsun’un tarihinin oldukça eskiye dayandığı kanıtlanmış. Kentin tarihi geçmişinin 7 bin yıl kadar geriye gittiği tespit edilmiş. 
Bugünkü Karasamsun mevkiinde kurulmuş olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerine kadar varlık gösteren Antik Amisos Kenti’nin tarihsel geçmişi ise 2600 yıl öncesine dayanıyormuş. Bu yüzden Samsun adının da tarihi dönemler içinde ‘Enete’ ‘Amisos’ ve ‘Sampson’ gibi isimlerle anıldığı ve bugünkü adını da antik kentin isminden aldığı düşünülmekte imiş. 
(Kadın Savaşçı) Amazon Heykeli
Samsun iline dair en ilginç efsanelerden biri de Terme ilçesinde yaşadıklarına inanılan Amazon Kadın Savaşçılarıdır. Özellikle at binme konusunda usta olan Amazon savaşçıları, iyi savaşabilme yeteneklerini mitolojiye göre babaları “Savaş Tanrısı Ares’ten” almışlar. Boşuna değil tüm sahili kuşatan bu görkemli Amazon Heykelleri. 
Samsun ili, özellikle Amazonlar efsanesinden kurtuluş mücadelesinin ilk adımına kadar, tarihte iz bırakmış pek çok olaya ev sahipliği yapmış. 
Antik çağlardan sonra gelecek olursak biz Türkler’in dönemine; 
Türkler II. Kılıçaslan döneminde yöreyi ele geçirmişler ve Antik Amisos Kenti’nin 3 km doğusunda sahilde bir kale inşa etmişler ve buraya yerleşmişler. Böylece Karadeniz kıyısında bir ok atımlık mesafede; biri Gayrimüslimlere diğeri de Müslüman Türklere ait iki şehir ortaya çıkmış… ve bu birliktelik 300 yıl sürmüş. Bu yüzden tarihi yapılarda,  bu çok renkli kültürel mozaiğin izlerini görebilmek mümkün.
Ortada Savaşçı Amazon heykeli ve her iki yanında Amazonların cesur ve savaşçı
kimliklerinin sembolü olan Anadolu Aslanları tüm ihtişamı ile Batıpark'ta arz-ı endam ediyor.
Bu tarihi bilgilerin ışığında, haydi şimdi yeniden gezmeye devam edelim. 
Aslanın ağzından baklayı çıkarmak üzere şu yukarıda gördüğünüz ağzını açmış olan aslan heykelinde içeriye doğru adımımızı atıyoruz. :))

Bakınnnn neler varmış burda! Dev aslan figürlerinin içinde dia gösterileri var. 
Ve savaş sahnelerinden canlandırmalar yapılmış. 

Ve şimdi sırada Amazon Köyü var, köyün içinde de bir Müze.


Amazon Köyü
M.Ö. 3 bin ile 2 bin arasında yaşamış olan, şehirler ve kent devletleri kuran, ana erkil egemen toplum yapısı içinde, efsanelere, destanlara, mitolojilere, filmlere ve romanlara konu olan dünyaca ünlü Amazon Savaşçı Kadın Kabilelerin yaşamına bakacağız şimdi.
Estetik duruşları ile ok atan Amazon Kadınları 
Bakar mısınız şu ok atan Amazon kadınlarının duruşlarına!. Bunlar bizim Savaşçı kadınlarımız! Bence dünyayı yeniden kadınlar yönetmeli, erkekler çekilin biraz kenara, müsaade edin bize :) biraz da biz alalım elimize okları!. bizim de elimize yakışır elbet :))) 

Amazon tarihini yerinde görmek ve tarihi yaşamak farklı bir duygu.


(Sol Altta) Kraliçe Hippolyte ve muhafızları
(alt ortada) Amazon Komutanların çalışma ve istirahat odaları,
(Sağ, Altta) Savaş Planı Yapan Amazon Kadın Savaşçıları yer alıyor.

Batıpark gezimizin ardından artık şimdi Amisos Tepesi'ne çıkabiliriz.

Eşsiz Karadeniz manzarasını bir de Amisos Tepesinden seyredeceğiz. Batıpark'ın tam karşısında bulunan ve tarihi özellikleri korunarak aynı zamanda çok güzel bir mesire yeri olarak da hizmet veren Amisos Tepesinde aynı adı taşıyan Amisos Cafe -Restoran 'da manzaraya karşı oturup, Samsun'un leziz yemeklerinden tadarak, üzerine de şöyle burcu burcu demlenmiş bir çay keyfi yapmak 'hakkımızdır' :)) diyoruz. Eminim gece de ışıklar altında Amisos Tepesi'nden sahile bakış çok güzeldir. 
Ardından yukarıda gördüğünüz ve Baruthane Tümülüsleri adıyla da anılan iki yığma tepenin altında yakın bir tarihte kurtarma kazılarıyla ortaya çıkarılan (2004 -2005 -2006 ) Amisos aile mezarlarını göreceğiz. 

Mezardan çıkarılan buluntular ise Samsun Arkeoloji Müzesi'nde 'Amisos Hazineleri' bölümünde sergileniyormuş. Hazineler, Amisos'ta nasıl bir yaşam zenginliği olduğunu göstermesi açısından önemli işaretler. 

Tümülüslerden içeriye girince aile mezarlarından geriye kalanları görüyoruz.
Çanak, çömlek ve Amazon Aile mezarına ait bir iskelet.


Gerek Batıpark'ın gerek ise Amazon Köyü'nün ve Amisos Tepesi'nin bu şekilde birbiriyle teleferik aracılığıyla bağlantılı olarak düzenlenmesi tesadüf değil anlayacağınız. Bu bölgeler Amazonların tam da yaşamış oldukları yerler.   
Amisos Tepesinde verdiğimiz küçük bir molanın ardından yine sahile iniyoruz. Ve şimdi göreceğimiz yapı yine sahilde bulunuyor ve çok değerli bir kültür varlığı. Tarih içindeki misyonu ile kesinlikle atlanmaması gereken bir müze burası. Evet, belki de tahmin ettiniz (fotoğrafa bakmasaydınız da bilirdiniz değil mi orası neresidir?) burayı görmeden olmaz!.

Bandırma Vapuru
Kurtuluş mücadelesinin muhteşem destanının anlatıldığı ve Cumhuriyet Türkiye’si için ayrı bir öneme sahip olan, tarihin en önemli tanığı Bandırma Gemi Müzesi’ni gezeceğiz şimdi.

Atatürk Bandırma Vapuru ile geldiği Samsun’da Milli Mücadele’yi başlatarak bugünün modern Türkiyesi’nin temelini atmıştır.

Bandırma Gemi Müzesi 
Şeref Kamarası:

Kamara içinde Mustafa Kemal Paşa ve 
dört silah arkadaşının 
balmumu heykelleri bulunuyor.

Heykeltraş Adil Çelik tarafından yapılan  
bu heykeller her türlü hava şartlarına dayanabilmekte imiş.

Üstte (yatak olan) özel kamara Atatürk'ün 'Savarona' yatındaki 
kamarası örnek alınarak yapılmış. Gemide bir de Sergi Salonu bulunuyor.


Çok büyük bir alana kurulmuş olan Milli Mücadele Parkı ve açık hava müzesi bünyesinde; Çanakkale Savaşından düşmanın İzmir'de denize dökülüşüne kadar süren zorlu mücadeleyi temsil eden seramik rölyefler, Samsun ve ilçelerinden İstikbal Savaşında kaybettiğimiz 1200 Şehidimizin isimlerinin yer aldığı 'Şehitler Yazıtı' Milli Mücadeleyi anlatan 10 adet bronz rölyef...
Milli Kurtuluş Anıtı

7 figürlü Milli Kurtuluş Anıtı ve İstiklal Mücadelesinde kahraman Mehmetçik tarafından kullanılan top, tüfek, torpido, denizaltı mayınları ve uçaksavar gibi harp malzemeleri 'Milli Mücadele Parkı'nda sergilenmiş.

Sahil boyunca gezilip görülecek o kadar çok yer vardı ki!. biz zamanımız elverdiğince pek çok yeri görmeye çalıştık.. Ama yine de göremediklerimiz de olmadı değil!. Arkeoloji müzesi, Eski Tütün İskelesi (Kurtuluş Yolu ve Hayvanat Bahçesi) gibi...  2 gün yerine en az 3-4 gün hatta doğal güzelliklerini keşfetmek için bir hafta Samsun Şehrini gezip görmek çok daha güzel olur tabi ki. :)) 
Tarihin, doğanın, kültür ve sanat etkinliklerinin kenti olan Samsun gezilip görmeye değer pek çok alternatifi ile tam bir seyahat şehri olduğunu gösterdi bize.  Köklü tarihinin yanı sıra Karadeniz ikliminin zenginleştirdiği bitki örtüsü ve özgün kültürü ile keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir turizm cennetiydi. Samsun’un kültürel değerlerini ortaya çıkararak tanıtılmasına katkıda bulunan herkese teşekkür ediyor Samsun Şehri’nin diğer şehirlerimize de örnek olmasını temenni ediyoruz.   
Biz Karadeniz'in en büyük şehri olan Samsun'u çok beğendik, Samsun’da ve yakın çevrede daha görülecek pek çok yer vardı ’inşallah geriye kalanları da bir daha ki sefere gezeriz’ diyerek ayrılıyoruz  'Güneşin Doğduğu Şehir' Samsun’dan.  

Esin Bozdemir
©İzler ve Yansımalar
devamı yakında..

19 yorum:

  1. Ne güzel bir şehirmiş Samsun. Cumhuriyet' e doğru bir yolculuk da yapmış olduk. Çok güzel fotolarla anlatmışsınız. Elinize sağlık Esin hanım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Turgay Aksoy, Karadeniz Bölgesi de ülkemizin diğer bölgeleri gibi muhteşem gerçekten. Ve Karadeniz'in en büyük şehri olan Samsun'u da çok ama çok beğendik. Yemyeşil dağları, hırçın dalgalı denizi, tarihi, kültürel birikimi ve modern görüntüsü ile çok güzel bir şehirdi. Üstelik Samsun'da hemen her yer açık hava müzesi idi adeta. Beğenileriniz için çok teşekkür ederim. Esenlikle Turgay Bey..

      Sil
  2. Çok güzel bir yazı olmuş. Sayenizde Güzel Samsun'umuzu bir daha gezmiş olduk.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Abdülkadir Bekçi,
      Teşekkürler Abdülkadir Bey. Samsun'u size bir kez daha gezdire-bildik ise,
      ne mutlu bize. Esen kalın..

      Sil
  3. Ahhhhh Sevgili Esin, keşke beni haberdar etseydiniz:)) Hem Kızılırmak Deltası ve Alaçam, hem de bu yazıyı bugün fark ettim; işler güçlere son rötuşları yapıp da özgürleşmeya hazırlandığım ve blogdan koptuğum yoğun günlere denk gelmiş yazılar:)) İlk yazıyı gününde yakalasaydım kesinlikle bırakmazdım sizi ki aslında görülecek çok ama çok daha fazla yer vardı; hızlı bir program bile yapabilirdik sizin vaktinizle doğru orantılı olarak:)) Kendi şehrini bir başka-gören-gözden okumak çok zevkli tamam, ama daha daha fazlasını gösterememiş olmanın üzüntüsünü de yaşıyorum şu an:)) Bir kez daha demişsiniz, o zaman geldiğinde kesinlikle haberdar edin lütfen beni, ben ve ailem sizi ve beyefendiyi ve de yanınızda başka kimler olursa olsun ağırlamaktan büyük zevk duyarız:)) Elbetteki bazı yazıları keşke daha önce yazmış olsaydım da diyorum, mesela Kuş Cenneti havzasında -saklı- bir kafe vardı ki... neyse kısa zamanda kendisini yazarım da en azından bundan sonrasına bir faydası olur belki:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @buraneros,
      Hay Allah! hiç aklıma gelmedi sizin Samsun'da yaşamış olduğunuz.. Genellikle herhangi bir tura bağlı kalmadan kendi rotamızı kendimiz belirliyoruz, kimi zaman da kafamıza göre takılıyoruz. Spontane gerçekleşen gezilerimiz de oluyor. Biz 10 günlük Doğu Karadeniz gezimizi İst.dan hareketle Sinop'tan başlayarak en son Trabzon'a kadar gittik.. sonra Erzincan'dan dönüş yoluna girdik. Kimi şehirlerde bir gün, Samsun da dahil kimi şehirlerde 2 gün kaldık. Samsun'u gezince anladık ki Samsun'da keşfedilecek daha pek çok yer varmış. Hele ki Bafra Kızılırmak Deltası 'Kuş Cenneti' Havzasına bayıldık. Demek ki bir de -saklı- Kafe vardı :)) 'Cernek Gölü mesire yeri' değil sanırım!. Aslında blog paylaşımlarını hep okuyorum ve şimdi senden yorum gelince daha önce bloğunda paylaşmış olduğun bazı lezzet duraklarını anımsadım aynı yerler olmasa da deneyimlediğimiz restoranlardan memnun kaldık diyebilirim. Mesela Bafra Pidesi çok lezzetli idi. Biz dar vakitlere ancak müzeleri ve Batıkent sahili sığdırabildik yine de yetişemediğimiz yerler oldu. Bu arada biz 'iki kişilik' kocamannnn bir aileyiz :)) Zarif davetiniz için eşim ve ben çokkkk teşekkür ederiz Sevgili Buraneros. Henüz Doğu Karadeniz tamamlanmadı. İnşallah bir daha ki sefere diyelim. Ama bu arada Samsun'la ilgili önerilerini bloğunda paylaşırsan dediğin gibi iyi de olur :)) Esenlikle..

      https://laparagas.blogspot.com.tr/2012/09/oz-terme-pide-salonu-iyidir.html
      https://laparagas.blogspot.com.tr/2012/03/harbi-lezzet.html

      Sil
  4. Muhteşem ,büyülendim Esin 'ciğim.Doğu ve batı Karadeniz 'in hemen hemen tüm illerine giden ben ne yazık ki Samsun 'a gidemedim ,hep bir 19 mayısta gitme hayalim var...Bu muhteşem yazını görmeden gitseydim yine pek çok yeri görmeden döndüm diyecektim.İyi varsın canım kardeşim ,emeklerine sağlık.Nice güzel geziler diliyorum ,sevgilerle selamlıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Arzu Sarıyer,
      İnşallah Arzu Öğretmenim, bir hayali daha gerçekleştirir ve tam da arzu ettiğiniz gibi bir 19 Mayıs'ta Samsun'u ziyaret edersiniz. İyi ki siz de varsınız, Değerli yorumunuza teşekkür ederim. Sevgi ve esenlikle...

      Sil
  5. Sinop-Samsun arası yaklaşık 1 saat kadar sürüyordu bir zamanlar. Ve ikisinin arasında Sinop'un bir zamanlar büyük bir yangın geçirmiş ve neredeyse tamamı yanıp yeniden inşa edilmiş şirin ilçesi Gerze vardı. Evleri yananlara bahçeli villa tipi birer ev verilmiş. Bahçeler arası gül ağacı yarışmaları düzenleniyormuş halen. Keşke görebilseydiniz. Demek ki güzergahınızda değilmiş...
    Samsun'u 1 günlüğüne görmüşlüğüm var; ancak şurada sıraladığın detayların onda birini görmemişimdir. Kurtuluş Savaşı destanımız yazılırken Atamızın şahlandığı önemli bir kent. Adına layık bir şekilde gelişme göstermiş gerçekten, çok beğendim. İçimde bir coşku, sindire sindire, nefis görsellerin eşliğinde hayranlıkla okudum verdiğin her bir detayı...
    Olağanüstü bir emek harcamışsın Esinciğim. Muhteşem bir Samsun rehberi oluşturmuşsun.
    Ellerine, emeğine sağlık diyor, teşekkürlerimi iletiyorum.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Sinop ilini gezdikten sonra Sinop Samsun Karayolu üzerinde bulunan şirin ilçe
      Gerze'yi de dolaştık Zeugmacığım. Sinop yazımın sonunda tek karede de olsa 'Gerze'ye yer verdim.
      Samsun'da gezilip görülecek daha pek çok yer vardı.2 güne sığdırabildiklerimiz bunlardı. İnşallah siz de yeniden Samsun'a gider, daha önce görmediğiniz yerleri keşfedersiniz.

      Değerli yorumuna ve emeğe gösterdiğin değere asıl ben teşekkür ederim.
      Sevgilerimle..

      Sil
  6. Aaaahh, bayildim Gazi Müzesi'ne!:)

    YanıtlaSil
  7. Yayınlarınızı okurken çoğu kez bir okuma yetmiyor. Tekrar geriye dönüşler gözden kaçan pek çok güzelliği yeniden gözler önüne seriyor. Ve hep düşünüyorum; postları hazırlarken o yöredeki bir rehberden yardım alıyor musunuz?
    Öylesine detaylı, içerik olarak çok zengin, harika bir anlatım dili ve nefis fotoğraflar... Samsun'da yaşayıp da o detayları bilmeyen ne çok kişi vardır.
    Atatürk'ün eşyaları ne kadar ince bir zevkle seçilmiş. Doğa ne kadar güzel.
    Tarihte kalıcı izler bırakmış bir ilimizi sizin bakış açınızla, objektifinizle tanımak çok güzeldi.
    Bu emekli, özenli çalışma için çok teşekkürler.
    Esenlikler diliyorum.
    Selam-sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Makbule Abalı,
      Ben de yazdığım yazıları tıpkı sizin yaptığınız gibi;
      tekrar tekrar okurum, ki gözümden kaçan kelime ve imla varsa onları düzeltirim.
      Rehber kitapları, kaynak kitaplar...Takip ettiğim blog yazıları, alternatif görüşler ve öneriler benim araştırmalarımı oluşturur. Tüm bunlara sinema filmleri de dahildir diyebilirim.
      Değerli düşüncelerinize çok teşekkürler..

      Sil
  8. Girişimci, Eğitmen, Fotoğrafçı, Marka Koçu ve Yazar Orhan Gürbüz, 3 şirket, 10 hizmet, 11 eğitim markasıyla Türkiye’nin önde gelen girişimcileri arasında yer almaktadır.
    http://www.orhangurbuz.com/
    #girişimci #liderlikeğitimi #satışeğitimi

    YanıtlaSil
  9. Gülsen VAROL;
    Senin yayınladığın tüm yazılarının hayranıyım biliyorsun.. Büyük bir zevkle ve takdirle okudum hepsini ve zaman zaman tekrar gezindim bu sayfalarda.. İLK defa ağlamaktan okuyamadım.. Ve inan saatler sürdü bitişi.. Doğup büyüdüğüm.. okuduğum.. evlendiğim... anne olduğum... tayin olup çalıştığım.. Annemi- Babamı- tüm büyüklerimi ve MAALESEF şehit EVLADIMI o tepedeki topraklara emanet ettiğim şehir SAMSUN!! Ve benim beynimdeki haritadan sildiğim.. 20 yıldır bir daha hiç gitmediğim ŞEHİR!! Nedenini soran çok oldu.. çağıran da!.. ama ben o kaybettiklerimin orada yaşadığını hayal ederek gerçeği inkar ettim bir anlamda.. ŞİMDİ.. ahhh... Esinim.. şimdi.. bu sunumun ve tanıtımın için boynuna sarılıyorum.. teşekkür ediyorum.. ve hiç durmadan ağlıyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülsen Hocam ne diyeceğimi bilemiyorum,
      yazdıklarınız karşısında kelimelerim kifayetsiz kalacaktır.
      Ancak sizi tüm kalbimle anlamaya çalıştığımı ve acınızı paylaştığımı bilmenizi isterim.
      Sevgilerimle...

      Sil
  10. Sevgili Esin hanım işlerim dolayısıyla ülkemi fazla gezemedim ..çok teşekkür ediyorum size sanki sizin yanınızda gezdiğiniz yerleri beraber geziyor beraber aynı havayı soluyormuşuz gibi hissettiriyorsunuz...face dende takip ediyorum sizi ve yazılarınızı sevgi ve dostlukla İzmir den sevgiler selamlar (Mualla Süllü Öksüzler)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @bilge,
      Gezilerimizle sizleri gezdire biliyorsak ne mutlu bana.
      Değerli yorumunuza ve yazılarımı ilgi ile takip etmenize
      yürekten teşekkürler Mualla Hanım..Ben de İstanbul'dan size
      sevgi ve selamlar gönderiyorum.. Esenlikle kalın...

      Sil