27 Eylül 2017 Çarşamba

Saltuklu Melikesi Mama Hatun ve Dönemine Ait Eşsiz Tarihi Eserler

Mama Hatun Türbesi

Bir zamanlar Tercan, Saltuklu Beyliği’nin başkenti idi. Saltukoğulları Hükümdarı 2. İzzettin Saltuk’un kızı olan Mama Hatun ise 1191 yılında bu beyliğin hükümdarı olmuştu. Eyyübilerin Bitlis yöresindeki Ahlat’ı kuşattıkları sırada çevre beyliklerine ait ordularla, onların yardımına giden kuvvetlere komutanlık yapmış! Yeğenlerine karşı kararlı ve güçlü bir şekilde mücadele ederek tam on yıl hükümdarlığını sürdürmüştü. 

Kadınların Hunlar döneminden itibaren "kurultay"da söz sahibi olduğu ve savaş dönemlerinde kocasına vekalet ettiği bilinmekle birlikte hükümdarlık yapması pek sık rastlanılan bir durum değildir. Bu yüzden Mama Hatun Türk İslam tarihinde hükümdarlık yapmış önemli bir şahsiyettir. Kadın olmanın verdiği güçlükler nedeniyle bir süre sonra siyasetten ayrılmıştır. Ondan sonraki yıllarda nasıl yaşayıp, kaç yaşında öldüğü bilinmiyor. Ancak, hayatının son, yıllarını Tercan’da geçirmiş olması ve buradaki türbeye defnedilmesiyle ilçe bir süre onun adıyla anılmıştır.

Bu güçlü kadın Ortaçağ Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri olarak kervansaray, hamam, mescit ve kendi türbesinden oluşan görkemli bir külliye bırakır geriye.  Zarif işçiliği ile külliye’nin bulunduğu alana vardığımızda karşımıza çıkan bu muhteşem yapı bizi oldukça etkiliyor.

Erzincan ve çevresine daha önce gerçekleştirdiğimiz geziler içinde Tercan'ın köklü tarihi ve Mama Hatun'un yaptırdığı en az bin yıl öncesinden günümüze uzanan yapılar görülmeğe değerdi.


Türk Mimarlığının ölümsüz eserlerinden biri olan
Mama Hatun Türbesi - Tercan
Ortadaki sivri külahlı kümbet, kervansarayda olduğu gibi sarımsı kesme kireç taşından yapılmış. İki bölümden oluşuyor. Ortadaki kümbet 2.5 metre kalınlığında dairesel duvarla çevrilmiş. 11 nişin olduğu bu bölümlere, Mama Hatun’un yakınlarının sandukaları yerleştirilmiş.
Mama Hatun Türbesi - Tercan

Mama Hatun türbesinin, daha önce Anadolu'da ve 
başka İslam bölgelerinde eşine rastlanmayan bir plana göre
yapıldığı görülmektedir.


Mama Hatun Türbesinin dış cephesindeki taş işçiliğindeki detaylar...
Saltuklu döneminde Mama Hatun için yaptırılan türbenin giriş portalında yer alan taşların, dantel gibi işlenmiş zarif nakışları göz kamaştırıcı. İnanılmaz bir ince işçilik! taşlar, usta sanatçıların ellerinde hayat bulmuş adeta. 
Kapının üzerinde bulunan beş kitabenin dördünde Kuran’dan alınan ayet, Hz. Muhammet ile dört halifenin adları, birinde ise Ahlatlı mimarın ismi yazılıdır. Kendine özgü mimarisi ile dikkat çeken türbe, Ahlatlı Ebul-Nema Bin Mutafattal’ın bir eseridir.

Mama Hatun Türbesinde yer alan yıldız motifi

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, kadın hükümdara ait süslemeli mermer bir sandukanın varlığından bahsetmiş. Ancak, şu anda orjinali burada bulunmamakta imiş. Yerine sıradan bir sanduka konulmuş.

Ortada yükselen iki katlı kümbetin dış cephesi sekiz bombe dilimden oluşuyor. Her köşesinde, ince uzun sütunlar yer alıyor. Sekiz köşeli kaide üstünde yükselen kümbetin altında çapraz tonozlu mezar odası bulunuyor. Türbenin üst katında ise mescit bulunuyor. Bordürlü, dikdörtgen niş içindeki mazgal pencereler; üzüm salkımı, ‘palmet ve rumi’ süslemeleriyle daha çok Selçuklu yapısında görülen özellikleri yansıtıyor.


Mama Hatun Külliyesi: Kervansaray ve Hamam

Geniş bir alanı kaplayan külliye oldukça gösterişli.
Devam etmekte olan restorasyon ve onarım dolayısı ile ne yazık ki Külliyede rahatça dolaşamıyoruz. Biraz da olsa görüntü alabilmek için izin istiyoruz çalışanlardan.. 


Kapatıp gözlerimi güçlü imajı ve zarafeti ile Mama Hatun geliyor gözlerimin önüne!.. Sanki bir çift ceylan gözü, bizi izliyor(muş) duygusuna kapılıyorum o an!.. taşlara dokunmak isteği duyuyorum kuvvetlice.. bu taşlar ki zamanda yolculuğa taşısın bizi!.. Mama Hatun’un ‘hoşgeldiniz’ diyen sesini duyar gibi! oluyoruz.. tüylerim o anda diken diken!..  kalbim yerinden çıkacak gibi!..

Tarihi mekanlarda bulunurken yaşadığım birbirine benzer duyguları yine, yeniden yaşıyorum.. bu yolculuklara ben sık sık çıkıyorum.. Ruhum bir orada bir burada!. Eşimin ‘hadi bu mekanda bir poz da sen ver’ sesi ile kendime geliyorum J  gülümseyerek poz veriyorum! Şip! Şak!..tamamdır J


Burası da sarı renkte, düzgün kireç taşı ile inşa edilmiş. Çevre duvarı konik çatılı 16 silindirik yarım kule ile desteklenmiş. Taç kapı, sivri kemerli.  Girişin sağında ve solunda dikdörtgen planlı mekanlar bulunuyor. Ortada üstü açık avlu, kuzey ve güneyinde de yük hayvanları için uzun ahırlar yer alıyor. Onarımdan sonra bazı bölümleri değiştirilen kervansaray bitince 22 dükkan ve üç salonuyla turizmin hizmetine girecekmiş.

Kervansaray’ın hemen kuzeydoğu köşesinde ise Mama Hatun Hamamı bulunuyor. Bu günün rezidansı o günün külliyesi anlayacağınız. Tüm kompleksler külliyenin içinde mevcut. Hamamda 20 oda ve bir de göbek taşı varmış.

Taşların rengi, ince işçiliği ile taşlarda adeta bir kadın ruhunun inceliği ve zarafeti var.  Temennimiz bu değerli tarihi yapıların korunması ve turizme kazandırılabilmesi için gereken düzenlemelerin, bilgilendirmelerin (turistlere yönelik açıklayıcı bilgilerin)  restorasyonların bir an önce yapılmasıdır.

Lale Formlu Şahideler - Mezar Taşları

*****
Mama Hatun Camii

****
Kolajdaki Fotolar. web'ten

Tercan ilçesi Mama Hatun Külliyesi, türbesi, hamamı, , tarihi evleri, Tercan Meslek Lisesi yapısı dışında, Abrenk Kilisesi ve Çadırkaya (Pekeriç) Kalesi de bu bölgede görülmesi gereken yerler arasında. Ancak, bozuk arazi, güvenlik ve zaman açısından yeterli vaktimiz olmadığı Abrenk Kilisesi ve yakınındaki dikili taşları ve Pekeriç Kalesi’ni görmeye gidemiyoruz. Başka bir bahara olabilir mi!.. biraz zor gibi görünse de!.. biz bilgi olarak not düşüyoruz kendi hanemize!..

Tercan’dan sonra Erzincan’ın bir başka ilçesine gitmek üzere yollara düşüyoruz yine.. 

Esin Bozdemir

Gezimizin bir de Doğu Ekspresi 
ile gerçekleştirmiş olduğumuz bölümleri için bkz

2 yorum:

  1. Bu kadar güzel ve estetik binalardan nasıl bugünkü ruhsuz beton yığınlarına geçiş yapabiliyoruz hayret ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Turgay Aksoy,
      Azbuz değil yaklaşık bin yıl öncesine ait yapılar bunlar. Ve o günün şartlarında düşününce büyük hüner, büyük zanaat/sanat işi ve başlıbaşına birer şaheser!. Bugün mü?.Kapitalizmin çürüyen yüzü bütün çirkinliği ile o beton yığınlarında...

      Sil