Ülkemizde her şey hızla değişiyor. Malum, İstanbul'un çehresi de her geçen gün başka bir şekle dönüşüyor. İstanbul'un değişen yüzünün en belirgin yaşandığı yerlerden biri de şüphesiz Taksim'dir. Sanat Galerilerinin bir hayli fazla olduğu, gösteri merkezlerinin, kitabevlerinin, tarih ve kültür kokan mekanların adresidir Taksim. Önceden çok daha sık giderdim Taksim'e, ancak şimdi görmek istediğim bir sergi veya önemli bulduğum bir etkinlik olursa, ancak o zaman uğruyorum. Bir de buna trafik handikabını da ekleyince çoğu zaman yollara koyulmak gözümde büyüyor. Tabi ki tek engel bu da değil!. Taksim'de İstanbul'un pek çok semtinde olduğu gibi, sürekli birtakım -yıkımlar, onarımlar, alt yapı çalışmaları gibi- düzenlemeler içinde. Ayrıca son bir iki yıl öncesine kadar mütemadiyen siyasi olayların, gösterilerin hep merkezinde idi Taksim, dolayısı ile can-güvenliği açısından da risk taşıdığı için açıkcası gitmek pek cazip değildi. Ancak Taksim'e eskisi kadar hevesle gitmek istemeyişimin asıl gerekçesi bütün bunların dışında, Taksim'in bu denli kozmopolit bir görünüme bürünmüş olmasıdır.