11 Mayıs 2018 Cuma

Anne Frank - Günümüz için bir Tarih Sergisi

"Gökyüzüne gözlerini korkusuzca kaldırabildiğin, içinin temiz olduğuna inandığın sürece mutluluk yitirilmiş değildir." *
Anne Frank yazın hayatımıza bırakmış olduğu 'Hatıra Defteri'ndeki sözleriyle ve trajik yaşam öyküsüyle bütün dünyayı sarsmış sıradışı bir şahsiyet. Çünkü O, 2. Dünya Savaşı sırasında ölen 100 bin Hollanda Yahudisi’nden biridir. 

Öğrencilik yıllarımda Amsterdam'daki müze evini -  uzun kuyruklarda beklemeyi göze alarak -  ziyaret ettiğimde yaşadığı o acı hayatın izlerini evin her köşesinde görmüş ve oldukça etkilenmiştim. Nazilerin özellikle Yahudi halkına uyguladığı zulmün genç bir kızın iç dünyasında ki tahribatını anlamaya çalışmak hiç kolay olmasa da, sıvası dökülmüş duvarlara yazdığı yazılarda bir yazarı tanımak ve onun keder dolu dünyasının çok özel labirentlerinde gezinmek...tarifsiz bir duyguydu.


***


1929 doğumlu olan Anne Frank'ın hayatı Adolf Hitler’in iktidara gelmesiyle alt üst olur. Ve Anne ailesi ile birlikte Almanya’dan Amsterdam’a taşınır. 1942 yılında Almanlar, Hollanda Yahudileri’nin peşlerini bırakmazlar. Ve bu tarihten sonra tam 25 yıl sürecek bir inziva / kaçış yılları yaşanacaktır.  


Frank ve Van Pels Aileleri’ni oluşturan 8 kişi, Anne Frank’ın babasının iş yeri olan ve bugün müzeye dönüşen binanın üst katlarında küçücük bir alanda gizlenmeye başlarlar. Genç kız olan Anne Frank’ın toplama kamplarına götürülmeden önce ailesi ve Van Pels Ailesi ile birlikte yıllarca kaldığı bu evde sayısız günlükler tutar. Bu günlükler savaş sonrasında ve Anne'nin hazin ölümünden sonra kitaplaştırılır. 


Anne Frank’ı dünya çapında üne kavuşturan o günlükleri yazdığı ev de  Anne Frank Vakfı çatısı altında bir genç kızın hüzünlü yaşam öyküsü toplumsal bir farkındalığa dönüştürülerek 1957 yılında Vakıf tarafından satın alınır ve bitişiğindeki binalarla birlikte ev müzeye çevrilir. Anna Frank'ın saklandığı ve günlüklerini yazdığı bu ev böylece savaş sonrasındaki hali korunarak ziyarete açılır. Dünyanın her yerinden turist Anne Frank Müze Evi'ni  ziyaret ederken kitapları ise 'bestseller' olur. 



Anne Frank - Günümüz İçin Bir Tarih Sergisi Türkiye'ye gelmeden önce, birçok Avrupa ülkesinde de sergilenmiş ve bugüne kadar 10 milyondan fazla kişi bu sergiyi ziyaret etmiş. Ülkemizde ise bu sergi ilk önce Nisan ayında Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'nde sergilenmiş ancak ben bu sergiye gidemediğim için üzülmüştüm. Neyse ki aynı sergi Barış Manço Kültür Merkezi'ne de gelince, serginin bitimine birkaç gün kala yetişebildim sonunda. 


25 Nisan'da başlayan Anne Frank - Günümüz İçin Bir Tarih Sergisinin 11 Mayıs 2018 (Cuma) bugün son günü.  Bu yüzden size 'gidin görün' demek için biraz geç kaldım. O halde ben de, sergiyi birkaç kare görüntüyle de olsa  sizlere paylaşayım.


Sergi, yaşamını bir Nazi toplama kampında yitiren Anne Frank’ın trajik öyküsünü ve Nazi rejiminin yükselişi ile Holokost’a yol açan süreci mercek altına almış. Diktatör bir yönetim anlayışı içinde Almanya'da baskı gören Yahudiler'in dramatik hikayeleri de yine görseller eşliğinde aktarılmaya çalışılmış. Ayrıca Anne Frank'ın günlüğünden kimi yazılara da yer verilmiş. 
"Savaşlardan sorumlu olan sadece hükümetler ya da hükümetlerin başındaki birkaç kişi değil. Onlara bu yetkileri biz vermiyor muyuz? İnsanların içinde onları vahşete ve cinayete iten bir taraf var. İnsanoğlu tamamen değişmedikçe savaşlar olmaya devam edecek."  
"Her gün harp için milyonlarca lira harcanıyor, öbür yanda sağlık işleri, sanat çalışmaları, yoksullara yardım için kuruş ayrılmıyor." 
"Bazen önemli olan, birçok kimse tarafından sevilmek değil, sadece kendimizi içten içe seven, ruhumuzu okşayan birisinin olmasıdır. Yoksa yine de insan yalnızlıktan kurtulamaz." 
"Çağımızın güçlüğü bu: Ülküler, düşler, umutlar tomurcuklanıyor içimizde ama korkunç gerçeğin yumruğunu yiyip dağıtmak üzere... "
Anne Frank'in Hatıra Defteri, Anne Frank (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)

Sergideki panellerde sırası ile; 1930 ile 1940 tarihleri arasında, Naziler’in yükselişine paralel olarak Anne Frank ve ailesinin hayatının nasıl değişime uğradığını görüyoruz ve Anne Frank’ın trajik ölümü ile bir yaşam hikayesi ele alınırken asıl bir tarihtir gözler önüne serilen ve düşünülmesi gereken...son birkaç panelde de faşist Hitler rejiminin yol açtığı bu büyük soykırımın ardından ne gibi kararlar alınmış, belli başlı konu başlıkları şunlardı; 
2. Dünya Savaşının ardından genel tepki; "Böyle bir şey bir daha olmamalı" şeklinde idi. Bu savaştan bir ders çıkarmamız gerekiyor. Fakat bu dersi gerçekten çıkarıp çıkarmadığımız bir başka soru. 
İnsanların baskılara karşı durmaları ve başkalarının ayrımcılığa uğraması ve zulüm görmesi durumunda onların haklarını savunma cesaretine sahip olması önemli bir şeydir. 
Dünyada barışın sağlanabilmesi için  ülkelerin beraber hareket etmesi gerekir.
Savaşın ardından 'Birleşmiş Milletler' Uluslararası barış ve güvenliği sağlayabilmek için kurulur. ( Ancak 1945'ten sonra Birleşmiş Milletler'de savaşların önüne geçemediler. ) 
İnsan Hakları vardır ve bu haklar korunmak zorundadır.Nazi ideolojisi insanların eşitliğini reddediyordu ve ırkçıydı. Azınlıklara ırkçılık uygulanması, onlara zulmedilmesi ve öldürülmeleri direkt olarak bundan kaynaklanıyordu. 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi. 1948 yılından bugüne yaklaşık olarak 200 ülke bu beyannameyi imzaladı ve kendilerini bu beyannameyi kendi ulusal kanunlarına almaya ve buradaki hakları kabul etmeye bağlı kıldılar.  
Neredeyse bütün ülkelerin Evrensel Beyanname'yi imzalamış olmalarına rağmen, insan hakları dünya çapında düzenli olarak çiğnenmektedir.BM birçok ülkedeki duruma dair yıllık raporlar hazırlamaktadır. Uluslararası Af Örgütü gibi sivil örgütler de bu alanda aktif olarak çalışmaktadırlar. (**) 
II. Dünya Savaşı'nın sonunda Nazi Almanyası'nın kayıtsız şartsız teslimiyetini imzaladığı, 9 Mayıs 1945 tarihi Sovyetler Birliği tarafından ‘Zafer Günü’ ilan edilir ve bu tarih (9 Mayıs) her yıl  törenlerle kutlanır.  

 Dilerim birgün tüm insanlık barış ve kardeşlik içinde birarada yaşamayı başarabilir.

Esin Bozdemir


(*) Anne Frank'in Hatıra Defteri, Anne Frank (Sayfa 164 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
(**) Anne Frank - Günümüz için bir Tarih Sergisi Panellerinden

13 yorum:

  1. Kitabı okuduğumda 12-13 yaşındaydım. Anne Frank' la aynı yaşta. Babam hayattaydı. Sanırım son okuduğu 3 kitaptan biriydi. 63 sonu ya da 64 başı.(64 Nisan' ı sonunda vefat etti). İhtimal ki ( tam olarak hatırlamasam da öyle olduğuna eminim) ya bir akşam sofrasında ya da bir pazar sohbetinde duygularını da yansıtarak bahsetmişti ki ilk fırsatta elime aldım ve müthiş duygular içinde göz yaşları ile bitirdim. Enin ol Esin' cim o hangi odadaysa onun yanındaydım. Onunla korktum onunla isyan ettim hatta onunla o ergen delikanlıyı sevdim. ONUN YERİNDE OLMAYI ÇOK İSTEDİM. Öyle büyülü, gizemli, duygu dolu ve bilgeydi ki.. Kendimi sıradan hissettim. Sanırım bir şeyler yazma isteği de o zaman ortaya çıktı.

    İyi ki bir şekilde gözüme ilişti de geldim. Sana bir kez daha hayranlık duydum ve evet kendi bloğumda paylaşmayı beceremezken, buraya adeta bir post yazdım. Bana bunu yapmamı sağladığın için çok ama çok teşekkür ederim Esin'cim.

    Hep sevgiyle kal :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Asuman Yelen,
      Öncelikle Değerli babanızın mekânı cennet olsun, ışıklar içinde uyusun. Anne Frank'ın sizin hayatınızındaki iz düşümlerinizi ve anılarınızı bir kez de sizin sayfanızda sizin o etkileyici kaleminizle okumak isterim. Anne Frank'ın sıradışı hayatını ve yaşadığı o evi gördüğümde ben de çok etkilenmiştim. Anne Frank'ın günlüklerinden oluşan İngilizce kitabını da yıllar önce okumuştum.

      Değerli ziyaretinize ve yazıma katkı veren yorumunuza asıl ben teşekkür ederim Asuman ablacığım. İçten sevgilerimle ♥

      Sil
  2. ***Bu arada 'Anne Frank'ın Hatıra Defteri' kitabının Türkçesi'ni de okuma isteği duydum yeniden... O duygu yüklü, gizemli ve bilge genç kızın düşünceleri okumaya değer...

    YanıtlaSil
  3. Bunu ben de çok isterim. Şimdi yeniden okuyunca acaba aynı yoğunlukta etkilenir miyim. O yaşımda emin ol onun yerinde olmayı o kadar çok istemiştim ki.. Aynı sona razıydım. Tabii o zamanlar Hitler' in Yahudilere yaptıkları,soykırım, toplama kampları vs. pek bilgim yoktu ama korkusunun yoğunluğundan bulunursa öldürüleceğimden emindim.
    Bu arada bu kitabın Türkçe ilk basım tarihini öğrenmek istiyorum ama hiç bir yerde göremedim. Sanırım okuduğum ilk baskıydı ama maalesef 56 yılın hay huyu içinde kayboldu gitti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Asuman Yelen,
      Aynı yaşlardaymışsınız, bir de o yıllar; genç bir kızın, her şeye rağmen umutla hayata bakan- dünyasının derinliklerindeki o ortak izdüşümleri yakalaması… nasıl etkilenmiş olabildiğinizi tahmin edebiliyorum. Çünkü siz de çok duygu dolu, yüreği derin bir insansınız. // Anne 1929'da dünyaya geliyor 1945'te hayata veda ediyor ve babası 1947'de kitabı yayınlatıyor. Anne’in sonraları yetmişten fazla dile çevrilecek ve 30 milyondan fazla kopya satacak olan günlüğünü ona babası Otto 13. Yaş gününde hediye ediyor.//
      Ben internette biraz araştırdım Asuman ablacım. Sanırım ilk basım 1958 de Can Yücel Çevirisi ile İş Bankası tarafından çıkarılmış. 2. El Nadir Kitap'ta stokta bir adet var görülüyor. Belki siz bu basımı okumuş olabilirsiniz. Bu baskıyı görünce, bir an sizin adınıza ben de çok heyecanlandım. Link atta:
      * https://www.nadirkitap.com/anne-frank-in-hatira-defteri-kitap9292408.html

      Tabi sonradan değişik yayınevleri ve farklı çevirmenler de bu kitabı çıkarmışlar. Ve en son 2017'de yine İş Bankası Kültür Yayınlarından –Modern Klasikler Dizisi- ile çıkmış ve yine Can Yücel çevirisi ile. Ben de bu son basım ” Anne Frank’ın Hatıra Defteri “ni, ‘alınacaklar listeme’ yazdım. Bir an önce kitabı okumak istiyorum. Okurken kitabı bilin ki sizin de kulaklarınızı çınlatacağım. Gözümün önüne sadece Anne değil, bir başka genç kız daha gelecek; zarif, narin ve duygulu…

      Kitaplar iyi ki hayatımızda var. Onlarla kurduğumuz köprüler ve kitap dostlukları bir başka güzel…Sevgilerimle Asuman ablacım. İyi haftalar dilerim ♥

      https://www.iskultur.com.tr/anne-frankin-hatira-defteri.aspx

      Sil
    2. Yaklaşık 2 saattir Nadir Kitap ta dolaşıyorum.Bu arada seni unuttum. Onu ve birkaç başka kitabın siparişini verdim ve heyecanla beklemeye koyuldum.0 yaştaki duygularla değil tabii ama o yaştaki duygularımı hatırlayarak okuyacağım sanırım. Bu da çok heyecan verici. Önemseyip araştırdığın ve beni bilgilendirdiğin ve ayrıca beni çok iyi anladığın için sana çok teşekkür ediyor, Kazdağlarından sevgi dolu esintiler yolluyorum

      Sil
    3. @Asuman Yelen
      Rica ederim Asuman ablacım. Şimdiden iyi okumalar diliyorum. Kazdağlarından gönderdiğiniz o sevgi dolu esintileri aldım, çok mutlu oldum. Nasıl güzeldir şimdi oralar; dingin ve huzur dolu... Ben de size gönlünüzce geçecek çok güzel bir yaz sezonu diliyorum.🎈🎆 Sevgilerimle.❤️

      Sil
  4. Merhaba Esin hanım,
    Az önce de bir şeyler yazdım. Ama yazdıklarımı tamamlamadan göndermiş olabilirim yorumumu, emin değilim. Yazdıklarım bir anda ekranda kaybolunca tekrar yazmak istedim. Benim de çocukluğumun, ilk gençliğimin gözü yaşlı okunmuş kitaplarındandır bu hatıralar. Sanırım günlüklerin Türkçeye kazandırıldığı ilk yıllarda, okumaya meraklı ve vicdan sahibi birçok ebeveyn edinmiş kitabı. Benim elimdekinin baskı yılı yok. İnsel Kitapevi tarafından (Birinci Üçbin) imi ile basılmış Hayrun İnsel çevirisi. Üzerinde anneciğimin "3.5.1959-Alaşehir" notu var. Bir de kitabın arasında 6 nisan 1958 tarihli bir "Ege Ekspres" gazetesi sayfası... Nihad Özgür'ün "Anna Frank'ın Sonu" başlıklı bir haberi, sanırım öyle etkilemiş ki annemi, gazete sayfasını kesip saklamış ve bir yıl sonra da kitabı almış... İnsanlık, birilerine zulmedenlerle asla dahil olmadıkları ve olmayacakları bu zulümlerin vicdan azabını çekenlerin arasında yaşam mücadelesi veriyor. Kazananın vicdan olmasını canı yürekten dilerim...
    Sevgi ve dostlukla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @sonat şen,
      Bazen ben de benzer durumla karşılaşıyorum..heyecanla yazarken, yorumum daha bitmeden, elim takılıyor ve hiç anlamadan gönderi oluyor..ya da o an yazı uçup gidiyor...üzülüyorum. İkinci kez yazmak durumunda kaldığınız, değerli yorumunuza öncelikle çok teşekkür ederim.

      Demek ki Anne Frank'ın sizin de anılarınızda özel bir yeri var. Üstelik kitapta annenizin izlerinin de olması çok ama çok duygulandırıcı. Belli ki değerli anneniz de Anne'nin 'Hatıra Defteri'nden oldukça etkilenmiş. İnsanlık ne yazık ki, geçmişinden hiçbir ders almıyor. Bugün de binlerce masum insan ölüyor. Zulümlerin sonu yok. Yapan da yıkan da hep insan. Temennimiz insanlık daha fazla can çekişmeden vicdanların kazanması olacaktır. Benden de sevgiler, esenlikler Sonat Hanım. İyi haftalar dilerim. ♥

      Sil
  5. Sanırım ilk baskı benim elimdeki... İnternette biraz gezince ben de şu haberi buldum.
    http://www.avlaremoz.com/2016/06/25/anne-frank-turkiyede-nasil-yankilandi-serdar-korucu/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @sonat şen,
      Çok teşekkür ederim Sonat Hanım. Verdiğiniz linkte Anne Frank ve günlükleri ile ilgili oldukça önemli bilgiler yer alıyor. Evet elinizdeki kitap, "Anne Frank'ın Hatıra Defteri"'nin ilk baskısı olmalı, bu yüzden oldukça kıymetli, hatırası ise çok büyük. Sevgilerimle.. ♥

      Sil
  6. Çok teşekkürler Esin'ciğim bilmediğim , görmediğim ne çok bilgi varmış😞Sergiyi görmek fotograflarından oldu ne mutlu bize... Kitabı hemen edinip okumak istiyorum; can dostum Asuman'ın yotumları çok duygulandırdı beni.Çok selam ve sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Arzu Sarıyer,
      Ben teşekkür ederim Arzu Öğretmenim. Bloglar iyi ki var, somut olarak gidip gördüğümüz etkinlikleri ve yaşamımıza dair şeyleri burada çok daha özgür ve geniş bir alanda yansıtabiliyor ve birbirimizin paylaşımlarından da çok şeyler öğreniyoruz. Anne Frank'ın, benim kadar, değerli blog dostlarımın hayatında da özel bir yeri olması çok anlamlı. Ortak paydalarda buluşmak güzel. Sevgili Asuman ablamın yorumunda, aynı duygu yoğunluğunu ben de yaşadım. Neredeyse 10 yıldır bu platformlarda birlikteyiz. Bazen yakın çevremizden dahi daha iyi birbirimizi anladığımızı/tanıdığımızı düşünüyorum. İyi ki varsınız. Ben de size ve ailenize içten sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. İyi pazarlar dilerim. ♥✿♥

      Sil