1 Aralık 2021 Çarşamba

'Anadolu'nun Tapusu' Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı

Bitlis ve çevresi tarih boyunca çeşitli medeniyetlere kucak açmış ve günümüze kadar bu medeniyetlere ait birçok tarihi eseri ve yapıyı barındırmış. Bu yüzden yaşam da, geçmiş medeniyetlerin kültür ve sanat kalıntılarıyla hep iç içe süregelmiş. Nemrut Yanardağı’nın patlamasıyla oluşan Van Gölü’nün yarısından fazlası Bitlis İl sınırları içinde yer alıyor. Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz İlçeleri Van Gölü sahillerinin güzelliklerini, kendi tarihi özellikleriyle bütünleştirmiş. Adilcevaz'daki Kef Kalesi Urartular’a ait eserlere ev sahipliği yaparken, uzun yıllar Selçuklu egemenliği altında kalan Ahlat ise dünyaca ünlü 'kümbet' adı verilen anıt mezarları ve mezar taşlarıyla, bölgenin tarihi zenginliğinin  birer sembolü olmuş.

Ahlat: Ortaçağ İslam dünyasında “Kubbet-ül-İslam” olarak bilinen (Belh, Buraha, Ahlat) üç önemli şehirden biri. Yörenin tarihi, MÖ.15.yüzyıla dek uzanıyor. Göremesek de en önemli tarihi yapısı, Urartu döneminde yapılmış olan kales. (Kale 1224 yılındaki depremde yıkılmış. ) Anadolu’daki ilk Türk yerleşmesi Ahlat’ta olmuş ve Kayı boyunun Anadolu’daki bu ilk uğrak yerinde: Ertuğrul Gazi doğmuş. Alparslan’ın garnizonu yine Ahlat olmuş. Kayı boyu: Anadolu’da, İstanbul’dan sonra en uzun süre, burada yaşamış. Ve Ahlat en parlak devrini Türk hakimiyetine girdikten sonra Ahlatşahlar devrinde yaşamış.( 1100-1207). * 

Peki Ahlat ismi nereden gelmektedir? Halk arasında süregelen bir efsaneye göre: Van Gölü’nün kıyısında hüküm süren Urartu Kıralı Lat, Med'lerin saldırısı sonucu şehir düşünce ağır yaralar alır. Babasının başını dizine koyan hükümdarın kızı “Ah!” çekerek ince ince göz yaşları dökmektedir. Kızın “Ah! Lat , Ah! Lat” diye yükselen feryadı, Med’lerin şehre girmesine kadar devam eder . Urartu Kıralı hayata gözlerini yummuş ancak bilmeyerek çok sevdiği bu şehre "Ahlat" isminin verilmesine neden olmuştur. 

Bitlis’in Ahlat ilçesi, coğrafi konumuyla da Van gölünün kuzeybatı kıyılarında, göle doğru eğimli bir şekilde uzanan platolar üzerinde kurulmuş. 

Ayrıca Selçuklu mirası Ahlat 2019 yılında 'Sakin Şehir' ünvanını almış. 

Ve bu kısacık tarihi ve coğrafi bilgilerden sonra yine devam edeyim gezi notlarımı kaldım yerden anlatmaya... Adilcevaz’da Kef Kalesi'nin eteklerindeki Tuğrul Bey ve Ulu Cami ziyaretimizin ardından kısa bir süre sonra Ahlat'a ulaşıyoruz.

Ahlat gezimizin en önemli destinasyonu, 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası geçici listesi alınan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı oluyor.

Çok geniş bir alana yayılmış olan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı’na adım atar atmaz karşılaştığımız manzara doğrusu bizi çok etkiliyor. “İnsanlar susar mezarlıklar konuşur." sözünü tasdiklercesine Ahlat Mezarlığına girdiğimizde, bir an binlerce 'suskun’un arasında öylece baka-kalıyoruz. 

210 bin metrekarelik bir alana kurulmuş olan Selçuklu Mezarlığında yaklaşık 9 bin mezar taşı bulunuyormuş. Mezarlıkta günümüze kadar yapılmış olan epigrafik çalışmalar sonucunda 32 sanatkârın imzası tespit edilmiş. Ahlat Meydan Mezarlığı Tarihi Türk-İslam Mezarlıkları içinde büyüklüğü açısından ilk sırada yer alıyormuş. 


***


Şahideli Sandukalı, Sandukalı ve Akıt olmak üzere 3 genel mezar tipi görülen Meydan Mezarlığı'ndaki mezarlardan Ahlat'ın birçok ilim, din, kültür, sanat-zanaatkâr, hukuk adamları ile mutasavvıf  ve zahitler yetiştirdiği tespit edilmiş. Bu mezarlıkların içinde en önemli bölümü "Kadılar Mezarlığı" oluşturuyor. 

Kümbetler ve devasa boyutlardaki mezar taşlarının arasında yürürken görüyoruz ki sadece Selçuklular değil, Oğuz Türkleri, Eyyubiler, Karakoyunlular, İlhanlılar, Danişmentoğulları’na ait mezarlıklarda da; hanlar, sultanlar, beyler, melikler ve hatunlar yatıyor sessizce.  

Anadolu’nun Türkleşmesinde sürekli Türk göçü alan Ahlat’ta, Orta Asya’dan beri süregelen mezar kültürüne her adımda rastlamak mümkün.

Mezar taşları,  ait oldukları toplumların inançlarını, sanat anlayışlarını, sosyal ve kültürel yapılarını yansıtırlar. Türklerin yerleşme ve yayılma alanlarını göstermesi açısından da büyük bir öneme sahip olan Selçuklu Mezarlığı, Van Gölü manzarasıyla, her biri birer şaheser niteliğinde işlenmiş, gökyüzüne doğru görkemle uzanan mezar taşlarıyla burası gerçek bir açık hava müzesi. Bazı taşların boyu ise neredeyse 3,5- 4 metreyi buluyor.

***

Ahlat mezar taşlarının en güzel örneklerini gördüğümüz
Kadılar Mezarlığı

Ahlatlı taş ustaları mezar taşlarının üzerine mutlaka isimlerini yazarmış. Ayrıca medfun'un (ölen kişinin) kimlik bilgileri ve meslekleri ile nereden geldikleri de yazarmış. Sanduka kısmında ise daha çok ölümü hatırlatan Hadis-i Şerifler yer almakta imiş. Burada en çok imzasını gördüğümüz ustaların başında 'Ahmet el Müzeyyin'in adı geçiyor. Daha sonra ise Üveyz'in oğulları 'Muhammed ve Asilbin Üveyz'in adı geçiyor(muş). bkz

Edindiğim kaynaklarda - Ahlat’taki Selçuklu mezar taşları ile Orhun Abidelerinin benzerliği Orta Asya Türk kültürünün Ahlat’ta devam ettiğini ve bu kültürün burada kalmayıp Ahlat’tan Anadolu’ya yayıldığını göstermekte. Ahlat’taki bu abideler, Anadolu ile Orta Asya arasındaki bağı açıkça ortaya koymaktadır. - 

***


***

Ahlat, Ortaçağ’dan itibaren hep önemli bir yerleşim alanı olmuş. Özellikle yakın çevreden kolaylıkla temin edilebilen ahlat taşı bunda en önemli etkenlerden birini oluşturmuş. Ahlat taşı kolay işlenebilen bir özelliğe sahip olduğundan Van Gölü havzasında bir çok mimari yapıt Ahlat taşından inşa edilmiş. Taşın kullanımı geçmişten uzanarak bugünlere değin gelebilmiş. Günümüzde devam etmekte olan Ahlat taş ustalığı geleneğinin modern zamanlardaki en önemli temsilcisi ise Tahsin Kalender Usta. 


"En önemli eserim Abdurrahman Gazi Türbesi"

İlçedeki yüzlerce eser ve evde emeği olan  Ahlat'lı taş ustası Tahsin Kalender'in adını bu yüzden burada anmadan olmaz.  Kalender usta kendisiyle yapılan bir söyleşide bakın neler söylemiş; 

"Ahlat taşı doğal tuğla gibidir. Yazları serin, kışları sıcak tutuyor. O zaman fabrika olmadığı için her şeyi kendi imkanlarımızla yapıyorduk. İlçede köprüler, camiler, çeşmeler, evler, minareler inşa ettim. En önemli eserim, ilçedeki Abdurrahman Gazi Türbesi. Tamamını Ahlat taşından yaptım. İlçede çok sayıda türbe ve kümbet var. Onlardan Selçuklu dönemine ait motiflerden örnekler alarak, Abdurrahman Gazi Türbesi'ne işledim."

"Birçok usta yetiştirdim"

"Taşa, bir tarafı kazma, bir tarafı da balta olan 'kıran' ile şekil veriyordum. Gönye ile taşın düz olup olmadığını ölçüyorduk. Havaların ısınmasıyla çalışmaya başlıyor, kar yağıncaya kadar inşaatlarda çalışıyorduk. Sabah namazını kılıp işbaşı yapardık, akşam namazında da işi bırakırdık. Mesai kavramı yoktu. Yaptığımız işi birileri beğendiğinde çok mutlu oluyorduk. 2012'de 'Yaşayan İnsan Hazinesi' envanterine kaydedildim. Bundan memnuniyet duydum. İnşaatlarda çalıştığınızda veya ne iş yaparsanız yapın, ayrıldığınızda 'merhabanız' baki kalsın. Önemli olan para değil, budur. İnşaatlarında çalıştığım kişiler beni gördüklerinde hürmet ediyor, saygı gösteriyor, dua ediyor. Yaptığım işleri gördüğümde kimi zaman hüzünleniyor, kimi zaman da mutlu oluyorum. Yaptığım işlerden heveslenerek 70'den fazla şiir yazdım. Şiir kitabım da yayımlandı." demektedir. 

Bir Ömür Anadolu - Ahlat Taşı 'Yaşayan İnsan Hazinesi'

Ödüllü belgeselde Ahlatlı Taş Ustası Tahsin Kalender,
bazı mezar taşlarındaki yazıları okuyor. 

"İbret al bak mezarımın halına,
Güvenme bu dünyanın yuvarına,
Eda et borcunu, koyma yarına,
Rüya gibi geçer ömrün bilemezsin."


***


Ahlat Selçuklu mezar taşları birer sanat eseri!

Taşların üzerinde Anadolu Selçukluları’nın ölümsüzlük sembolleri, çift başlı ejderhalar ve kurtlar, Türk milletinin hikayesi ile bağdaştırılan ve sonsuzluğu temsil eden kabartmalarla süslenmiş. Kimi taşların üstünde ise ayetler ve hadisler, ölen kişi ile ilgili edebi metinler, geometrik desenler, kandil ve lale gibi semboller yer alıyor.

Dünyanın en büyük Türk- İslam mezarlığında 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar tarihlenen mezarların toplu olanları aile mezarlığı, diğerleri ise kişilere ait olup; üzeri şapkalı olanlar erkeklerin, düz olanlar ise kadınlara ait mezarlar imiş.


***


Mezarlık oldukça geniş bir alana yayılmış, alanının içinde ve etrafında kümbetler de yer alıyor.
Ulu Kümbet ve Bayındır Kümbetleri'nin içini göremesek de görkemli görüntüsünü kadrajımıza alıyoruz.  


Ulu Kümbet 
(Usta-Şagirt Kümbeti)

Ahlat'taki kümbetlerin en büyüğü Ulu Kümbet imiş. Kitabesi olmadığından kesin olarak yapılış tarihi bilinmemekle beraber 13. yy da yapıldığı araştırmacıların ortak kanaati olmuş. Diğer Selçuklu kümbetleri gibi iki katlı olan kümbetin, mumyalık kısmı altta, üste ise ana mekan yer alıyor.

Rivayete göre; bir usta ile çırağı iki kümbet yapmış, ustanın yaptığı yıkılmış ve çırağın yaptığı sağlam kalınca buraya Usta-Şagirt Kümbeti adı verilmiş.


Emir Bayındır Kümbeti

Bu Kümbet, 1481 yılında vefat eden Akkoyunlu Bayındır  Bey  için yaptırılmış. (Bayındır Bey; Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın torunu, Rüstem Bey’in oğludur.)

Bayındır Kümbeti’ nin zarif yapısı onu diğer kümbetlerden ayrı olarak özel bir yere taşımış ve Ahlat’ın simgesi durumuna gelmiş. Kümbetin hemen yanında ise 1477 yılında Bayındır Bey tarafından yaptırılan mescit yer alıyor. Mescit duvarındaki beyaz kitabeden, kümbet ve mescit mimarının Amele Baba Can olduğu tespit edilmiş. 


Ve Ahlat'a veda zamanı. 

Anadolu'nun bir tapusu olan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığındaki mezar taşları, Orhun Abideleri'nin, Anadolu'da yaşatılan temsilcileri niteliğinde ve kesinlikle görmeğe değer.  

Bitlis'in Ahlat ilçesinde, Dünyanın en büyük tarihi Türk İslam mezarlığını ziyaret ettikten sonra, gün ışığı kaybolmadan yeni rotamıza doğru yeniden yola koyuluyoruz.

Önceki bölüm  tıklayınız

Devamı yakında :))


İzler ve Yansımalar Anadolu Yollarında
Van Gezisi

1. Gün: Van Kalesinde tarihe yolculuk tıklayınız
 Urartuların Mirası Van Müzesinde  tıklayınız

2. Gün: Muradiye Şelalesi tıklayınız

3. Tuğrulbey Cami, Adilcevaz (Kef ) Kalesi tıklayınız

* Ahlat Tarihi bkz

* Zamanın durduğu kent Ahlat bkz.

8 yorum:

  1. Sevgili Esin yazı da fotoğraflar da bir harika. Burayı görmeyi çok istiyorum. Bu yorumla da evrene mesaj göndermiş olayım. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @aslibora,
      Çok teşekkür ederim Sevgili Aslı. Bunu ben de çok isterim. Özellikle sanat tarihçilerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Belki Sezer'le birlikte gidersiniz belli mi olur;) sonra da başarılı sanat tarihçi arkadaşlarımın kaleminden harika yazılarınızı okuruz. Evrene bir mesaj da benden olsun :) Sevgiyle, esenlikle kal...💝🌼

      Sil
  2. Öyle bir gaza geliyorum ki okurken, yürüyorum fotoğraflar arasında, kelimeler bile yetişemiyor. Gitmeliyim, bir an önce, en yakın zamanda. Belki bahara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Evren,
      Harika olur Evren'cim. Bak, evrende ne hoş titreşimler oluştu :) kış hemen kapımızda! derken... göz açıp kapayıncaya kadar bahar gelecek :) çok sıcaklarda dağ, bayır çıkmak zor, gezmek için en güzel mevsim bahar ayları...Şimdiden 'yolda2yolcu'ya keyifli geziler olsun :) Sevgilerimle 🚐💖🌺

      Sil
  3. Tüylerim diken diken okudum. Mezarlık muhteşem. Kalender Usta da... O taşlara dokunulacak, çare yok!:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @buraneros,
      Bu büyük Selçuklu Mezarlığı'na girip de etkilenmemek ne mümkün!. Ahlat mezar taşlarındaki kitabelerde isimleri geçen zatların büyük çoğunluğu Anadolu'daki görkemli eserlerde adı geçen sanatkârlar olduğu tespit edilmiş. Örnek: Hürşah El-Hilati; Sivas-Divriği Ulu Camii ve Darüşşifa’sını yapan sanatkar. El-hacc Mekki b. El- Hilati; Konya Alaaddin Camii’nin minberini yapmış olan büyük bir sanatkar. Şairler, filozoflar, kimyagerler, tıp adamları...Onlar bizim atalarımız!. Anadolu'nun beyin takımı yatmakta orada. Unesconun 'geçici' ibaresi kalkmalı. Burası emsalsiz bir şekilde Dünya kültür mirası. Demem o ki, o taşlara kesinlikle sen de dokunacak kadar yakın olmalısın :) 😉 Esenlikle...🔆

      Sil
  4. Ben sanat tarihçi değilim ama bu mezarlık beni de fazlasıyla etkiledi Esinciğim:) Daha önce neden hiçbir yerde rastlamadığımı sorguluyorum şu an. Dediğin gibi her biri birer sanat eseri. Dantel gibi işlenmişler adeta. Dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı demek. Kadılar Mezarlığı daha da görkemli. Ya aralardaki kümbetler? Fotoğraflar her zamanki gibi şahane. Gidip görmüş kadar oldum diyebileceğim muhteşem bir yazı çıkmış elinden. Ama o kadar etkilendim ki yine de gidip görme isteğiyle doluyum sayende:) Emeklerine sağlık Esinciğim. Sevgilerimle...💐💖

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Kesinlikle Zeugmacığım, böylesine önemli kültür mirasını, geçmişini merak eden herkes görmeli. Mezarlıkta ‘Kadılar Mezarlığı’ndaki mezar taşları inanılmaz görkemliydi. Selçuklu medeniyetinin zarafet ve estetiğini gözler önüne seren o ince işçilik!. Katman katman medeniyetler nasıl birbirlerinden etkilenmişler. Üzerlerindeki yazılar, motifler… Ölen kişilerin meslekleri… ve tabi ki her kim olursa olsun…yolun sonunda herkes aynı yerde, aynı toprağın altında!. Çok etkileyici, çokkk!. Senin de görmeni çok isterim Zeugmacığım. Kim bilir sen de nasıl güzel bakar ve görürsün! Her zaman ki gibi, o araştırmacı kimliğinle inceler, detaylı ve özenli yazarsın. Mutlaka gözümüzden kaçanlar olmuştur. Hepimizin bakış açısı kendine has ve özel. Bu da çok güzel tabi ki :) Bu sayede birbirimizden çok şeyler öğreniyoruz. Senin de yüreğine sağlık. Ziyaretine ve değerli yorumuna çok teşekkür ederim. Şimdiden iyi hafta sonları dilerim. Sevgilerimle... 💖🌺💕

      Sil