İnsan kuş misali! Bir gün orada, bir gün buradasın. Hayat, içinde öyle uzun uzun plan ve program yapmaya hiç gelmiyor. Çünkü yaşam, senin dışında an be an değişiyor. Yarın ne-nerede, hangi hâlde olacağını hiç bilmiyorsun!.
Yine araya uzunca bir zaman dilimi girdi. Bloğuma hiç giremedim. Yaklaşık bir aydır baba ocağımda, ana yurdum Bandırmadaydım. Gidişim ani oldu!
Hemen her gün gibi annemi kâh görüntülü, kâh sesli telefonla arar, hâlini hatırını sorarım. Bazen ayda bir veya duruma göre iki kez de eşimle, kardeşimle annemin yanına gider birlikte vakit geçiririz. Eksiği-gediği varsa alır, tadilat işleri varsa gereğini yaparız. Tabi artık her şeye ulaşmak eskisine göre çok daha kolay. Uzaktan da olsa teknolojinin nimetlerinden de faydalanır, internet üzerinden yapılan alışverişlerle evin eksikliklerini gideririz. Ama manevi olarak varlığımız elbette hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Birbirimizi sesimizin tonundan anlar ve konuşamadıklarımızı da okuyabiliriz. Son zamanlarda annemin sesinin renginde bir huzursuzluk ve endişe hali hissetmiş ama pek de bozuntuya vermemiştim. Malum bu yıl yaz mevsimi alışageldiğimiz türden değil... bunaltan, kavurucu sıcaklar, bünyelerimizi de alt üst etti. Kuraklık hissedilir derecede arttı, nem oranı desen ona keza. Hâl böyle olunca tansiyonlarda da inip çıkmalar çoğaldı. Diyeceğim o ki, bu sıcaklar annemin de bünyesini etkilemiş, tansiyonu bir hayli yükselmiş ve inmeyince de endişesi doğaldır ki artmış.
Bundan yaklaşık bir ay önce annemle yaptığım telefon konuşmasında 'kızım bir haftadır tansiyonum hep yüksek! hiç düşmüyor! ' deyince... soluğu apar-topar Bandırma'da aldım. Derhal doktora gidildi, haftalık kontrol amaçlı yapılan tansiyon ölçümleri verildi ve yeni tansiyon ilacı devreye girdi. Çok şükür ki değişen tansiyon ilacı işe yaradı. Annemin tansiyonu normale döndü. Bir önceki ilacın yan tesirlerinden biri olan ayaklarına sık sık kramp girme sorunu da yeni ilaçla büyük oranda ortadan kalktı.
İlk iki hafta sağlık kontrolleri ile geçti. Derken...sıra evdeki yeni düzenlemelere geldi. Çünkü bunaltan sıcaklarda vantilatörlerle serinlemek artık mümkün olamadığından, klima takmak gerekiyordu ve bir de her açıdan kullanım rahatlığı ile de elzem olan su arıtma cihazı da gerekliydi eve. Sağ olsun kardeşim yetişti imdadımıza.
Hangi marka daha iyidir ve kullanışlıdır? işin araştırma ve nihai sipariş kısmını da hallettikten sonra, ürünler kısa zamanda elimize ulaştı. Asıl bundan sonrası meşakkatli olacaktı. Önce klimanın yeri belirlendi ve elektrik işleri yapıldı, ardından da teknik ekibin gelmesi beklendi. Klimayı takacak ekip bizi çok fazla zorlamadı ve üç beş gün rötarlı da olsa geldi ve klima yerine takıldı. Asıl uzunca süreç ve kovalamaca 'su arıtmacı'larla yaşandı. Önce telefon trafiği, ardından işletmenin kendi içindeki problemlerden kaynaklanan bekleyişlerimiz bizi bir hayli strese soktu. Sürekli meşgule düşen ve açılmayan telefonlar. Ha bugün gelecek? ha yarın.. derken? Elimiz kolumuz bağlandı...beklemekten yorulduk!. Ustalarla uğraşmak ne zor! Sözünde duran, işini hakkıyla yapan öyle az ki!... Bekleyişimiz döneceğimiz son günün son saatlerine kadar sarksa da! neyse ki devreye yeni teknik ekip girdi ve sonunda işlerin hepsi halloldu. Su arıtıcı cihaz da yerine takıldı.
Ev yeni düzenlemelerle daha konforlu hale geldi. Annem eski sağlığına kavuştu, endişelerinden kurtuldu... bu süreçte evlatlarıyla birlikte olduğu için, ruhen de daha iyi oldu. Biz de sorumluluklarımızı yerine getirmiş olmanın gönül rahatlığı içinde huzurla kendi yuvalarımıza geri döndük. Tabi Bandırma'da günlerimiz sadece sağlık ve tadilat işleriyle geçmedi... aralarda kendimize nefes alma durakları da verdik, yeni yerler ve yeni lezzetler de keşfettik.
Nerelere mi gittik?
Bandırma, konumu gereği harika bir lokasyonda. Marmara Denizi'nin kucağında, bir yanda *Kapıdağ Yarımadası'nın dantel gibi koyları ve Marmara Denizi üzerinde irili ufaklı adalarıyla...diğer yanda İstanbul'a, Çanakkale'ye ve Bursa'ya yakın mesafede oluşuyla da cazip bir liman kenti.
Misal, Bandırma-Erdek arası 20 km yaklaşık 20-25 dakika. Yaz gelince Kapıdağ Yarımadası'nı turlamak ve harika koylarında günübirlik ya da konaklamalı kalmak sıklıkla yaptığımız ritüellerimizden biri. Son yıllarda buna bir de Marmara Adası'nı ekledik. Marmara Adası temiz havasıyla, çınarlarıyla ve dinginliğiyle bizim için Avşa Adası ile karşılaştırdığımızda daha çok tercih ettiğimiz bir tatil seçeneği.
Tatlısu ise denize girmek için olmasa da; salaş çay bahçeleriyle, deniz kıyısındaki restoranlarıyla veya piknik yapmak için oldukça elverişli küçük koylarıyla en sevdiğimiz lokasyonlar arasında.
Ama bazen farklı yerler arayışı içinde olmuyor da değiliz!. Arayışımız karşılığını buluyor elbet. Erdek - Ocaklar Köyü yolu üzerinde yeni bir mekân keşfediyoruz.
Apostol Bahçe
Erdek'ten Ocaklar'a giderken şehrin çıkışı sağda kalıyor. Bahçenin olduğu alan 'Ayia Apostoli' olarak geçiyor. Burası bir zamanlar 'Ayios Andreas Klisesi'nin yıkıntısı ve Patrik Yoakim II'nin yaptırdığı köşkün bulunduğu yerdir. O dönemlerde, yörede yaşayan Papaz Apostol'un ismiyle anılan "Ayia Apostoli" küçük kır kilisesine dayanarak bölgeye, Apostol ismi veriliyor.
tarihi Çınar ağaçlarının gölgesinde doğayla iç-içe konumda.
Tatmak ise mutluluktur" mottosuyla...
kebap çeşitlerini tadabileceğiniz restoranın yanı-sıra
serpme köy kahvaltısı da sunan Apostal Bahçe;
Erdek civarında yer arayanlar için huzur dolu bir mekân.
tabelalardaki anlamlı yazılarda;
Bir de ulu bir çınar ağacı son derece dikkat çekici!
andıran delikten 3 defa geçenlerin dilekleri kabul olacağına inanılırmış.
çifte oluklu çeşmeden akmakta...çeşmenin yalağı ise mermer bir lahitten oluşuyor.
Erdek'in yakınında harika bir yer keşfetmiş olduk.
sözünü vererek ayrılıyoruz Apostol Bahçe'den....
Uzun bir aradan sonra (Belki de bana öyle geldi.) Okuma listesinde yeni paylaşımdan haberdr olunca gerçekten sevindim.
YanıtlaSilAnnenize geçmiş olsun. Sıcaklar hepimizin sağlığını etkiledi. Anılar tünelinde ben de anneme ulaştım. Kavuşmanın mutluluğunu, haber alamadığımız günlerdeki mutsuzluğumuzu, telefonda ses duymayla yüz yüze görüşmenin huzurunu yeniden yaşadım adeta.
Erdek Paşa limanı Adası'nda doktor kızımızın ilk görev yerini, annemin orada bulunduğu sürece yaptığı çevre temizliğini, o yıllarda adaya ulaşımın zorluklarını anımsadım. Gezi izlenimlerinizin yüreğimdeki yansımalarını yorumlarda tam aktaramam ki...
Fotoğraflar her zamanki gibi harika. Lokantadaki alıntıların acaba herkes farkında mı? Yaşam üzerine ne güzel, anlamlı sözler.
Paylaşmanın güzelliğini dolu dolu yaşadım sayfalarınızda.
Yürekten teşekkürler.
@Makbule Abalı,
SilSağlık her şeyin başı, annelerimiz ise başımızın tacı!. Ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Bu yüzden yaşarken hep değeri bilinmeli derim. Çok teşekkür ederim Makbule Öğretmenim. Zamanında gittiğim ve geç kalmadan önlemini almış olduğumuz için ben de gönül rahatlığıyla yuvama geri döndüm. Annenizin ruhu şad olsun.
Erdek Paşa Limanı Adası, huzur duyulası bir doğanın içinde, son derece bakir bir adadır. İrili ufaklı pek çok adanın bulunduğu Marmara Denizindeki takım adalarına, özellikle yaz sezonunda talep çok fazla olur. Her gün gemiler sırasıyla Marmara adası, Avşa, Paşalimanı ve Ekinlik adalarına yolcu taşır. Bu güzel, şirin adaları ben de en son geçtiğimiz yıl gördüm.
Erdek- Ocaklar arasında yer alan Apostol Bahçe, konumuyla, lezzetli tatları ve ilginç dekorasyonuyla hem damağımızda hem de görsel hafızamızda yer edindi.
Ziyaretinize ve değerli yorumunuza asıl ben teşekkür ederim.
Sevgiyle, esenlikle, dostlukla kalın Değerli Makbule Öğretmenim...💐🌺💐