15 Mart 2015 Pazar

Anıtsal Kent Çanakkale


Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan boğazı, adaları, Truva ve Gelibolusu’yla Çanakkale özel bir kentimizdir. Büyük bir açık hava müzesini andıran Çanakkale, stratejik ve jeopolitik öneminden dolayı antik çağlardan günümüze birçok uygarlığın ele geçirmek istediği bir bölge olmuş, bundan dolayı Türk ve dünya tarihinin akışını değiştirecek ve tayin edecek bir dizi olaya da ev sahipliği yapmıştır. Doğu- Batı savaşı olarak bilinen Troya Savaşları Çanakkale'de gerçekleşmiş, bununla kalmayıp bölge yine birçok kavmin ve uygarlığın çıkar çatışmalarına sahne olmaya devam etmiştir.Ve Çanakkale'yi Türk ve dünya tarihinin merkezine yerleştiren en önemli gelişme ise hiç şüphesiz 1915 yılında yaşanan Çanakkale Muharebeleri olmuştur. 

Ülkemizde ve dünyada önemli bir yere sahip olan Çanakkale’de attığınız her adımda tarihle karşılaşırsınız. Bu yüzden Çanakkale önemli bir turizm merkezimizdir. Ve bu niteliğini özellikle Çanakkale Muharebelerinin geçtiği alanları; Gelibolu Yarımadasını, anıt mezarları ve şehitlikleri yakından görmek isteyenlerin yoğun ilgisinden almaktadır.  


Çanakkale Destanı’nın yıldönümü yaklaşırken, büyük savaşın yaşandığı topraklarda bulunmak ve bir kez daha buradan tüm dünyaya; ‘Çanakkale Geçilmez’ diyerek haykırmak bir  onurdur. Ve bu savaşta  hayatını kaybeden tüm şehitleri saygıyla, rahmetle anmak yüce bir duygudur.

Vatanını namus bilen Türk Milleti’nin destan yazdığı topraklarda bulunmak, en üst rütbelisinden en düşük rütbelisine kadar tek bir neferin dahi önemli olduğu, sayısız kahramanın dünyasında dolaşmaktır aynı zamanda. Attığınız her adımda efsanelerde anlatılanlardan daha da büyük bir efsanenin yazılmış olduğunu hissedersiniz. Bu öylesine etkileyici bir atmosferdir ki, gördüğünüz her karede, her objede tarifsiz duygular içinde kalır ve izleri silinmez bir ruh iklimine bürünürsünüz.


*****


Biz son üç dört yıldır, ardı ardına Çanakkale zaferinin geçtiği topraklara, Gelibolu yarımadasına gittik. Öyle ki savaşın geçtiği topraklarda o kadar çok ziyaret edilmesi gereken nokta bulunuyor ki. Çünkü bir yandan mevcut alanlarda restorasyonlar yapılıyor veya yeni ziyaret alanları ekleniyor. Bu yüzden her ziyaretimizde eksik bir yer mutlaka kalıyor ve ‘bir daha ki sefere’ dediğimiz çok oluyor. Dolayısıyla Çanakkale, bizim için tatillerimizin öncelikli durağı oluyor. Çanakkale de bulunmak, bizi hem manevi açıdan kendisine çekiyor, hem de sürekli gelişen çağdaş ve örnek bir kent olması açısından da tercih ettiğimiz bir lokasyon oluyor.


Gelibolu Yarımadasını gezmeden önce mutlaka Çanakkale Kenti’ni gezmenizi ve bu kenti gezdikten sonra, büyük zaferin yaşandığı toprakları ziyaret etmenizi öneririm. Bunun için, en az 3-4 gününüzü yada bir hafta-sonunuzu Çanakkale ve Gelibolu Yarımadasına ayırarak kapsamlı bir ziyaret gerçekleştirebileceğinizi söyleyebilirim.

18 Mart 1915'te
Çanakkale'nin Geçilmezliğini Mehmetçik bu toplarla sağladı.

Çanakkale Kenti yaşam ve kültürel varlıklarıyla, camileri, kiliseleri, çarşılarıyla, hanları, hamamları, tarihi evleriyle, müzeleri ve abideleri, anıtlarıyla… eşsiz doğası, park ve bahçeleriyle, meydanları ve limanıyla ve kordon boyuyla… tarihin, kültürün, çağdaşlığın, özgürlüğün ve büyük zaferin kentidir. Bu onurlu ve başı dik, barışın kenti Çanakkale’yi gidip görmek ve Gelibolu Yarımadasında bulunmak Türk’ün gücüyle, bir kez daha gurur duymanız demektir.

Doğal güzelliklerinin yanında çağdaş bir kent görüntüsüyle de Çanakkale öncü bir kentimizdir. Tarih sahnesindeki rolü ile destan yazılan bu toprakları her Türk vatandaşı mutlaka gezip görmelidir.


Şirin bir sahil kasabası görünümündeki bu kent, hareketli ve dinamik görüntüsü ve modern sosyo-kültürel yapısı ile son derece dikkat çekicidir. Huzur veren bu atmosferin en önemli unsurlarının başında insana ve çevreye saygılı ve kültürel anlamda çıtası yüksek bir kitlenin varlığı ve cıvıl cıvıl genç nüfusun yoğunluğunun da etkileri muhakkaktır.


Tarihi Kent Turuna Çanakkale’nin doğal ve geleneksel buluşma mekânı olan İskele Meyadanı’ndan başlıyoruz. Çünkü bu kentten, gelip geçen hemen herkesin yolu, öncelikle buradan geçer.

İskele Meydanının hemen ortasında özel olarak çevrilmiş kocaman bir manolya ağacı dikkatimizi çekiyor. Bu ağacın yanına özellikle gidiyoruz. Çünkü bu gezimizden önce, Çanakkale'de yaşanmış olan manolya ağacının, ilginç bir öyküsünü öğrenmiş, hatta bununla ilgili bir de bloğumda yazı kaleme almıştım. Ama ne yazık ki, öyküye konu olan manolya ağacının fotoğrafına hiç bir yerde rastlayamamıştım. Doğal olarak meydanda gördüğüm bu manolya ağacı  dikkatimizi çekiyor. Acaba söz konusu manolya ağacı (3 manolya ağacından biri)  bu olabilir mi!!.. Evetttttt....aradığım yanıtı buluyorum.  :) Bu ağacın öyküsünü siz de merak ediyor musunuz! Bir Manolya ağacının öyküsü bkz

Manolya ağacı ve öyküsü bkz

Ve döner kavşaktan sola doğru yönümüzü çevirdiğimizde kentin her zaman en hareketli meydanlarından olan ve bulunduğu meydana adını veren Saat Kulesi Meydanın olduğu alanına giriyoruz.

Saat Kulesi 

Saat Kulesi kare planlı ve yükseldikçe daralan, dört kattan oluşuyor. Kaide bölümünün bir tarafında çeşme diğer tarafında da üst katlara çıkılan bir kapı bulunuyor. Çeşme 1897 tarihli ve bir de üstte Kitabesi bulunuyor. 

Çan kulesi 1953 depreminde yıkılmış ve yeniden yapılmış. Kule en son 1995 de restore edilmiş. Dört bir yanında mevcut olan saat, günün her dakikasında doğru bir şekilde size zamanı bildiriyor.

Hani bazı kentlerde saat kuleleri vardır ama sadece görüntüden ibarettir, saati çalışmaz!. Bu saat öyle değil, size zamanı daima hatırlatıyor. Burada görüntü aldıktan sonra turumuza devam ediyoruz.



*****


Bu alanın solu eskiden Rum mahallesi imiş. Artan nüfus buraya sığmayınca Müslüman mahallesini atlayarak yeni bir mahalle kuruyorlar. Burada bir zamanlar konsolosluk binası olarak hizmet veren ve şimdilerde üniversite kültür merkezi olan üç katlı bir konak göze çarpar.


Merkezin girişinde hediyelik eşya satan, kente özgü seramikler ve el halıların sergilendiği dükkanlar bulunuyor. 


Meydanın sağından devam eden yol ise Yalı Caddesidir. Bu cadde tarihi çarşının ‘Aşağı Çarşı’ olarak bilinen kısmıdır. Çeşitli alışveriş mekanlarının bulunduğu bu şirin cadde de neler yok ki ilginizi çekecek.

Mesela Çanakkale’ye özgü bir tatlı olan ‘Peynir Helvasını’ buradan temin edebilirsiniz. Bu caddenin sonunda ve solunda trafiğe kapalı olan yol sizi Yalı Meydanına çıkarır.

Yalı Camii (Rumi 1270)

Eski dokusuna uygun restore edilmiş yalı boyu dükkanları, Yalı Camii ve Yalı Hamamı buraya apayrı bir hava katmaktadır.  21. Yüzyılda nostaljiyi yaşarsınız bir anda. Bu yol aynı zamanda sizi Çimenlik Kalesine’de çıkarır. Buradan soldaki Fetvahane sokağına girip Yalıhan’ı ziyaret etmezseniz geziniz eksik kalmış sayılır. 

Deniz Müzesi'ne giden yolda tarihi bir bina. Yapım yılı:1923

Hanın içerisinden geçip sokağın başına dönerek yola devam ettiğinizde tam karşınızda müze olarak düzenlenmiş olan Çimenlik Kalesini görürsünüz.( Çimenlik Kalesi için bkz.)

Çimenlik Kalesi

Çimenlik Kalesi: Çanakkale'ye geldiğinizde kesinlikle görmeniz ve ziyaret etmeniz gereken bir kaledir. Çünkü burası Çanakkale kenti’nin varlığının nedeni olan kaledir. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1462 yılında yaptırılmış olan kalenin eski adı Kala-i Sultaniyedir. 

Kale içinde ayrıca Fatih camii de bulunmaktadır.

*****

Çanakkale Deniz Müzesi

Bu alanda, günümüzde  ‘Deniz Müzesi’ olarak düzenlenmiş olan ‘Çanakkale Deniz Müzesi’ ve müzenin hemen karşısında ise  Nusret Mayın Gemisi de gezilmelidir. bkz

 Aslına uygun olarak yapılmış olan 'Nusret Mayın Gemisi'  detaylı bilgi için bkz.



Çimenlik Kalesi ve Deniz Müzesi’nin bulunduğu açık alanda savaş araç gereçlerinin sergilendiği bahçeyi gezerken aynı zamanda boğaz manzarasının keyfini de çıkarabilirsiniz.


Çimenlik Kalesi’nin yanındaki Donanma Çay Bahçesi ve Şakirin Yeri olarak bilinen ve yeniden düzenlenen mekanlar muhteşem boğaz manzarası ve sıcak atmosferi ile çayınızı yudumlayacağınız denize nazır bir konforu size yaşatır.


Cami-i Kebir Mahallesi önemlidir çünkü burası Çanakkale’nin ilk yerleşim yeridir. Ve burası aynı zamanda tipik bir Osmanlı Meydanıdır. Eski mahalleden geçerek Zafer Meydanı’na varırsınız. Buraya meydandaki Kiliseden dolayı ‘Eski Kilise Meydanı ‘ da denir. Önceden burası Ermeni mahallesi imiş. Korfmann Kütüphanesi, Tıflı Cami bu lokasyondadır. Bu caminin bahçesinden geçerek Çarşı Caddesi’nin yukarı çarşı bölümüne geçebilirsiniz.


Fetvane sokağın bitip Aşağı Çarşı’nın başladığı köşede ise 3 katlı tarihi bir binada hizmet veren Çanakkale Kent Müzesi bulunmaktadır.

Kent Müzesi

Tarihi kent merkezinde yer alan Müze binası, çevresinde yer alan diğer sivil mimari örneklerinde olduğu gibi 19. yy. sonlarında iki katlı olarak inşa edilmiş, Cumhuriyet döneminde ise bir kat daha ilave edilerek üç katlı olarak günümüze ulaşmıştır. Kent Müzesi 6 Mart 2009'da Müze ve Arşiv Binası olarak kente kazandırılmıştır. 

Aynalı Çarşı

Ve tabi ki Çanakkale deyince, türkülere konu olan ve ilk aklımıza gelen 
Aynalı Çarşı’ya adım atmadan olmaz.


'Aynalı Çarşı' türküsü


Aynalı Çarşı'nın hemen giriş kapısının yanında bulunan tanıtım levhası..


*****

Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan ve günün hemen her saatinde en hareketli mekan olan çarşıdaki dükkanlar bize ‘İstanbul Kapalı Çarşı’yı anımsattı.. Tabi ki Kapalı Çarşı’nın bir minyatürü gibi...

Aynalı Çarşı'nın diğer bir kapısı

Yukarı Çarşı’dan devam ederseniz eğer Musevi Mahallesi’ne ulaşırsınız. Havra’nın etrafında oluşmuş mahallenin, birbirini dik kesen sokakları vardır. Restorasyonu yeni tamamlanan Havra’da evler birbirine bitişik nizamdadır. Buradan Demircioğlu Caddesi’ni geçtiğinizde karşınızda Rum Mahallesi’ni bulursunuz.


Rum Mahallesi: 1900’lü yılların başında kurulmuş ikinci Rum Mahallesidir. Venizelos Mahallesi olarak da adı geçen bu mahallede günümüzde, PTT, Hastane, İstiklal ve Cumhuriyet Okulları bulunur. Ve buradan Cumhuriyet Meydanı’na çıkılır.

Cumhuriyet Meydanı’nın en önemli simgesi, meydanda bulunan Nejat Sirel imzalı Atatürk heykelinin 1937 yılında Atatürk’ün sağlığında iken meydana dikilmiş olmasıdır. 

Çanakkale Valiliği

Buradan 1800’lü yılların ortalarında Calvert ailesi tarafından oluşturulmaya başlanılan Halk Bahçesi’ne geçerek koruma altına alınmış olan değişik türdeki asırlık ağaçların, yürüyüş ve koşu parkurlarının arasından geçerek,  Necip Paşa Camii’ne kadar uzanan, Kordon’da; çay bahçeleri, restoranlar ve sanatsal etkinliklerin arasında edebiyat, sanat, spor ve müzikle dolu anları yaşarsınız doyasıya..


Ve burada Kordon’un simgesi olan “Truva” Filminin ünlü Atı’nın altında hatıra fotoğrafı çekmeden ve tabi ki Troya Antik Kentinden söz etmeden olmaz. - Çanakkale sınırları içinde yer alan Troya Antik Kenti, dünyadaki en ünlü antik kentlerden biridir. Troya, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli bir rol üstlenmiştir. Troya Antik Kenti, 1998’de UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Mutlaka Troya Antik Kenti' de görülmelidir. -

Çanakkale Kordon boyunda püfür püfür esen rüzgâra karşı, şöyle bir tur attıktan sonra da, gezinizin son noktasını kafeteryaların birinde, boğazın doyumsuz güzelliğini seyrederek çayınızı yudumlamanın keyfini yaşarsınız.

Adını altın harflerle tarihe yazan ecdadınızla başınız dik ve  onurla, güneşin batışını izlerken.... bir kez daha tüm dünyaya haykırırsınız; ‘ÇANAKKALE GEÇİLMEZ’   

 Esin Bozdemir
devam edecek..


Not:  Çanakkale de görmeniz gereken bir başka müze ise Arkeoloji Müzesidir. (Bu müze Atatürk Caddesi’nde İzmir istikametindedir. ) 

Özellikle antik kent Troia gezisi kapsamında Assos Behramkale ile birlikte gerçekleştireceğiniz turunuzda bu müzeyi öncelikli olarak görmenizi öneririm.

Çanakkale Destanı;
2015 yılı itibariyle 100. Yıldönümü
2020 yılı itibariyle 105. Yıldönümü
2021 yılı itibariyle 106. Yıldönümüdür.


10 yorum:

  1. Ülkemizin her toprağı çok değerli, her bir metrekaresinden tarih fışkırıyor. Ama Çanakkale'nin yeri ayrı, apayrı. Çanakkale çok kutsal, çok değerli bizim için ve "ben Türküm" diyen herkes oraya gidip görmeli, o havayı solumalı. Sanal da olsa bizi oralara götürdüğün için teşekkür ederiz. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Dilek Eren,
      Kesinlikle, ülkemizin her karış toprağından tarih fışkırıyor. Çanakkale ise başlı başına açık hava müzesi ve bu müzenin içinde 'ÖNCE VATAN' diyen, vatanını namus bilen, ve gözünü kırpmadan canını bu vatan için feda eden.. kahraman mehmetçiklerimiz bulunuyor. Bugün özgürce yaşıyorsak bu topraklarda, bunu başta Mustafa Kemal Atatürk'e ve şehit düşmüş o kahramanlara borçluyuz. Bu yüzden bu çok özel toprakları görmeli..çünkü yerinde görmek çok daha başka duygular yaşatır insana...Çanakkale'de, Sarıkamış'da ve Anadolu'nun dört bir yanında... ne büyük mücadelelerle bu topraklar bizim vatanımız olmuştur. Değerini bilmeli ve borcumuz olduğunu da hiç bir zaman unutmamalıyız.
      Değerli yorum ve ziyaretiniz için ben teşekkür ederim..

      Sil
  2. Kaç defa gitmişsem o şehre her adım attığım da tüm tüylerim diken diken olur, gözlerim dolar ve boğazımın orta yerine bir yumru gelir saplanır. Hangi cümleyle anlatılır ki tarifi imkansız bir yer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Hamiyet Akan,
      Gidip görmek çok daha başka bir duygu.. Tarifi imkânsız..
      Ama mutlaka GİTMELİ-GÖRMELİ...VE ASLA UNUTMAMALI!.
      O EŞSİZ BÜYÜK İNSAN, BÜYÜK DEHA, BÜYÜK LİDER;
      O BAŞKUMANDAN OLMASAYDI, ONLAR OLMASAYDI..BU VATAN OLMAZDI!

      Sil
  3. İnşallah birgün gezip görmek isterim. O ruhu tatmak gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @nahide zereyak,
      Sayfama hoş geldiniz..
      Bence de kesinlikle 'gidilip görülecekler' içinde öncelikli olarak
      'Çanakkale /Gelibolu'yu almanızı öneririm. O ruhu, onları hissetmelisiniz. Yaşamalısınız...

      Sil
  4. 100 yıl kutlama ve anma harika bir göresel olmuş Çanakkale Esin 'ciğim ,teşekkürler..Şehitliğe iki kez gittim yine de eksik gördüklerim .Çanakkale merkez fotoğraflarına bakınca Aynalı Çarşı dışında görmemişim...Yine gitmeliyim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Arzu Sarıyer,
      Ben teşekkür ederim Arzu Öğretmenim. Kesinlikle eksik bir nokta kalabiliyor Arzu Öğretmenim. Çünkü dile kolay neredeyse yarımada'nın tamamında, kıyı şeridi de dahil, karadan ve denizden büyük bir mübadele yaşanmış. Baş Komutan Mustafa Kemal Atatürk'ün uygulamış olduğu dahiyane zeki strateji ile...büyük bir kararlılık ve azimle, inançla kazanılmış bir zafer bu..Bu yüzden muharebenin geçtiği Gelibolu yarımadasındaki ziyaret noktaları, sürekli yenilenmekte ve daha çağdaş müzecilik anlayışı içinde geliştirilmektedir. Çanakkale ise bu haklı zaferin bir nişanı gibi, çağdaş bir kent görünümü ile de her ziyaretiniz de size bir başka sürprizle karşılıyor..Gitmeli..

      Sil
  5. Beni Çanakkale'ye götürdün şahane fotoğraflarınla. Öyle özlemişim ki. Seyyar satıcı bile bıraktığımız yerde oturuyor hala :) Yüreğine sağlık.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Çınar,
      Ben de çok beğeniyorum bu kenti. Sürekli, hareketli, dinamik ve çağdaş bir kent. Attığımız her adımda o 'vatansever ruhu' görmek.. Onur ve kıvancımızı perçinliyor..

      Çınarcım, ben de bu yüzden fotoğraflarla Çanakkale'yi anlatmak istemiştim zaten..
      Özlediğin(iz)de yürekleriniz havalansın diye .)

      Sen de sağol Çınarcım...Sevgilerimle..

      Sil