Pera Müzesinde 23 Aralık 2010 - 20 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen iki önemli sergideydim bu hafta. İlki Gelman Koleksiyonu'ndan " Frida Kahlo - Diego Rivera" sergisi diğeri de " Çarlık Rusyası’ndan Sahneler” di.
Sergi tarihi sona ermeden görmeyi son derece arzu ettiğim “ Frida - Diego “ ve " Çarlık Rusyası’ndan Sahnelerin sergilendiği; Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu’ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri " ni içeren o muhteşem tablolaların orjinallerini gördüm ya gönlüm gam yemeyecek artık! Çünkü, İstanbul’da yaşayıp da böylesine önemli bir sergiyi göremeseydim gerçekten üzülecektim!..
Ama gidemeyenler için de yine müjdeli bir haberim var o da, sergiye olan ilginin yoğunluğundan dolayı özellikle;“ Frida - Diego “sergisinin bir hafta daha uzatılmış olması! (Son tarih 27 Mart 2011)
Sergilerden önceliği; “ Çarlık Rusyası’ndan Sahneler” in yer aldığı tablolardan (Pera Müzesi’nin en üst katından ) başladık.. Salonda ilk gözümüze çarpan ise, Rus Resim Sanatı’nın en önemli eserlerinden biri olan ve Repin’in dünyaca ün kazanmasını sağlayan; “ Volga Kıyısında Burlaklar ” (1870-1873) tablosuydu. Sanatçının 3 yılda tamamladığı bu tablo ise tek kelime ile muhteşemdi!..(aşağıdaki kolajda yer alan en üstteki ilk tablo).
Alttaki ilk tabloda ise; Valery Yakobi'nin, " Dilencinin Paskalyası" (1860) ve yanındaki tabloda;
Nikolai Kasatkin’in “Öksüzler” 1891(alttaki resimde mezar başındaki çocuklar). Hemen yanındaki tablo ise Nikolay Bogdanov - Belski'nin "Okulun Kapısında" (1897) yer alıyor.
“ Benim işim dolaylı anlatım olamaz. Gözü okşayan halılar boyamak, danteller örmek, modayı izlemek yani Tanrı’nın armağanını tersyüz etmek, Zeitgeist’a “zamanın ruhuna” boyun eğmek… bana uymaz. Ben 60’ların insanıyım. Benim için Gogol’ün, Belinski’nin, Turgenyev’in, Tolstoy’un idealleri hala yaşıyor. Mütevazi çabam, vargücümle düşüncelerimi gerçeğe yaklaştırmaktır: Çevremdeki yaşam beni olağanüstü etkiliyor ve huzursuz kılıyor, adeta kendiliğinden tuvale akıyor. Gerçeklik öylesine acımasız ki, oturup nakış motifleriyle vakit geçirmeye vicdanım elvermez en iyisi bu işi yetişmiş soylu hanımefendilere bırakalım.” İlya Repin
Repin’in bu sözleri onun tuale yansıyan toplumcu yaklaşımını fazlası ile anlatmaya yetiyor. Rus kültürü ve o döneme ait pek çok ayrıntıyı yakaladığımız sergide; halkların açlığı, yoksulluğu, düşkün insanlar, çocukların dünyası, savaş ve ölüm, ayrıca kent soylularının yaşamları ve ülkenin devrime kadar olan sürecini görebilmek mümkün.
Birde Tolstoy'un sanki sizinle konuşuverecekmişçesine yüzünüze bakan tablosu ise tek kelime ile; "ancak bu kadar gerçek olur!" dedirtecek türden bir profesyonellik, büyük bir yetenek örneği idi... Nikolay Yaroşenko'nun "Yazar Leo Tolstoy'un Portesi" (1894)
Kadınlar’ın Kaderini anlatan resimlerde; Üstteki kolajda yer alan ilk tablo; First Juravlev'in “Sunağın Önünde” (1874)
19. yy. Rus Edebiyatında yaygın olan temalardan birisi de genç kızların küçük yaşta görücü usulü evlendirilmesi, düğün ve kocanın genellikle erken ölümü tasvir edilmiş…
Aynı kolajda alttaki tabloda ise; Akim Karneyev'in "Eşitsiz Evlilik" (1866)
Bu tabloda da, yine genç kızların kendilerinden yaşça çok büyük zengin ve genellikle soylu erkeklerle gerçekleştirdikleri bu evliliklerinde, yaşlı eşlerin kısa sure sonra ölmesi ile genç yaşta dul kalan kadınların dramını anlatan resimler sergilenmişti.
Repin’in eserlerinde, gündelik yaşamdan sahneler arasında özellikle halk eğlenceleri, panayır meyhaneleri, kalabalık eğlence yerleri de resmedilmiş…
Alttaki kolajda ilk tabloda; İlya Repin'in "Askere Uğurlama" 1879 Savaşa giden askerin yakınları ile vedalaşması resmedilmiş. ( Repin bu tabloda; 1877-1878 Rus- Türk Savaşından "93 Harbi" esinlenmiş.)
Altta (yatakta yatan kadının olduğu resimde) Alexey Korzukhin'in, "Ekmek Kabuğu" (1890), hemen yanında ise; Aleksey Korzuhin'in, "Düğün Öncesi Eğlence" (1889) tablolarının resimleri yer alıyor.
İlerici ressamlar çağın can alıcı sorunları olan sosyal adaletsizliği, çocuk işçiliği ve kadınların hor görülmesini ve halkların yoksulluğunu açık yüreklilikle resimlerine aktarmışlar !
Ayrıca, halkın doğaya, folklore olan ilgilerini, ilerleyen dönemlerde ise toplumsal sorunların irdelendiğini rahatlıkla görebiliyorsunuz baktığınız tablolarda…
Kolajda;
Üstteki ilk tablo; Viladimir Makovski'nin "Bankanın İflası" (1880).
Ortadaki tablo: Vasily Perov'un "Manastırda Yemek Zamanı"(1865 - 1876)
Gördüğüm bu gerçek orjinal tablolardaki resimler, öylesine gerçekçiydi ki! müthiş tablolara bakarken tablolarda yer alan konulara ve resssamların anlatmak istediği dünyalara dalıp gitmemek olanaksız gibiydi!
Yaşamı tüm karmaşasıyla sergileyen ve kaynağını Rus Edebiyatından alan resimlerde sanki;
Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevski, Tolstoy gibi büyük Rus yazarların eserlerindeki sahneler dile gelmiş gibiydi!
“İşte Enginlik!” (1903), tablosunda İlya Repin, halka inancını kaybeden Rus liberal Entellektüellerine seslenmiş!
çok farklı yorumları da beraberinde getiren bu resim; çağdaşları tarafından, fırtınaya tutulmuş olan genç kız ve delikanlının imgelerini gizli bir alegori olarak da yorumlamışlar. Rus sanat eleştirmeni; Vladimir Stasov bu eserin;
“büyük güçlükler karşısında bile cesur beklentilerini ve mutlu ümitlerini yitirmeyen Rus gençliğini” betimlediği yorumunu yaparken kimide; iktidarın eylemlerinden hoşlanmayan ve daha iyi bir geleceğe inanan Rus Entellektüelllerinin düşüncelerini yansıttığı yorumunu getirmişler…
Hemen yanında ise , Vasiliy Maksimov’un “Kör Usta” 1884 … Altta; İvan Şişkin’in Doğa Manzaraları; ”Huş Ağacı Ormanında Dere" 1883 ve yanındaki tabloda; A. Popov'un " Köyde Sabah" 1861 resimleri yer alıyor.
19. Yüzyıl Çarlık Rusyası’ndan Sahnelerin yer aldığı ve ele aldığı konular ve tiplemeleriyle dönemin Rusyası’nı hemen her yönüyle anlatan; Repin'den Makovski'ye, Yaroşenko'dan Şişkin'e, Perov'a kadar, dönemin daha pek çok ünlü sanatçısının imzasını taşıyan tablolar arasında gezinirken, adeta o dönemleri yaşıyormuşçasına bir hisse kapılıp zamanda yolculuğa sürükleniyorsunuz!Sergide daha pek çok birbirinden değerli tablo var...sizlerle ancak bu kadarını paylaşabildim!.. :)
Bu sergiyle ilgili Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Alexey V. Yerchov ve Rus Devlet Müzesi Müdür Vekili Evgenia N. Petrova'nın sergiye dair; "19. yüzyılın ikinci yarısına ait İlya Repin'in “Volga Kıyısında Burlaklar" ünlü Rus resmi 4 ay kadar Rus sanatseverlerin izlemesinden mahrum kalması, Rusya'nın Türkiye'ye ne kadar önem verdiğinin '' vurgulamış olduğu bu sözler de oldukça kayda değer...
Sanatseverlerin büyük ilgisinden dolayı “ Frida - Diego “sergisi 27 Mart 2011 Pazar akşamına kadar uzatıldı!
Bu önemli sergiye ‘yetişemedim!’ diyen tüm sanatseverlere duyurulur…Sergide emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler...
Esin Bozdemir
Devamı…Frida Kahlo-Diego Rivera Sergisi
Üç ay sürdü ama ''Bu önemli sergiye yetişemedim!!!''' diyorum :)
YanıtlaSilVe yetişemeyeceğim de... Şunu şurasında tek bir gün kalmış :)
Frido Kahlo'nun sıradışı yaşamı hep ilgimi çekmiştir. Tabii tabloları da.. Ve bıyıkları da..
(Allahım sinirlerim iyi bozulmuş benim :))
Tablolar şahane ötesi. Tıklayarak tek tek baktım, bilgilendim..
Teşekkürler sevgili Esinciğim..
Sevgiler...
Sevgili Zeugma,
YanıtlaSilBende 20 Mart tarihinden önce son dakikada yetişebildiğime sevinirken, Pera Müzesi sitesindeki yeni bir son dakika haberi ile öğrendim ki, sergi bir hafta daha uzatılmış.. İstanbul'da yaşayan ve gidemedim diyen sanatsever dostlara güzel bir haber vermek istedim...
Evet Frida oldukça karizmatik bir sanatçı..onunla ilgili çekmiş olduğum resimleri ve kısa bilgileri de en kısa zamanda paylaşmak istiyorum.
Ben teşekkür ederim Zeugmacığım..
Güzel bir haftasonu dilerim...
Sevgili ESMİR,
YanıtlaSilne kadar şanslısınız İstanbul'da yaşadığınız için. Ama sayende sergiden mahrum kalmamış olduk canım.
Emeğin ve özenin için teşekkürler.
Sevgiler..
Sevgili Esin,
YanıtlaSilBen başladığı günden itibaren bilsem de gidebilmem mümkün değildi. Bazı blog arkadaşlarımın postlarından takip edebildim.
Bahsettiğin o dönemi yaşıyormuş hissi senin fotoğraflarına bakarken bende de oluştu. Çok güzel bir post hazırlamışsın, eline sağlık
Ayrıca 1 hafta uzatıldığı haberini buradan vermen çok güzel...
Ben de güzel bir Pazar gününün ardından bloglarımızın tamamen açıldığı şahane bir hafta diliyorum sana, hepimize Esinciğim..
Sevgiler...
nani,
YanıtlaSilEvet İstanbul medeniyetlerin beşiği ve pek çok aktivitenin de merkezi bir koca şehir!siz uzaklarda olduğunuz için gelemiyorsunuz doğal olarak!
ama inanın bazen bu şehirde yaşadığı halde gitmeyen, gidemeyen! o kadar çok insan da var ki! (malum elvermeyen koşullar!). Ama her şey her zaman para da değil!çünkü sergi giriş ücreti hayat pahalılığı ile kıyaslandığında oldukça uygun(5-10 tl)
Sanata değer veren bir toplum olma yolunda...! bilmem ne kadar yol aldık!..:)ama bu sergiye ilgi inanılmaz çok, bu da güzel bir gelişme.
Yorumun için ben teşekkür ederim.
Sevgiyle kalın...
Zeugma,
YanıtlaSilTemennilerine bende yürekten katılıyorum. Çünkü yazdıklarımızı sadece küçücük bir kesimle değil herkesle paylaşmak asıl önemli olan...(ben de çoğunlukla giremiyorum!.)
İnşallah müjdeli bir haberle yeni bir haftaya gireriz...
İyi pazarlar dilerim Zeugmacığım...
Sevgilerimle...
Sevgili Esmir;
YanıtlaSilSen de olmasan sanat olaylarından sergilerden, olağanüstü sanatçılardan nasıl haber alacaktık bilmem.Çünkü çoğu kez hiçbir haber programında olmayan haberleri senden alıyoruz çok şükür.Paylaşımlarınla gidip göremeyenlere hizmetin hak olsun dilerim. Teşekkürler can dostum ellerine yüreğine sağlık sevgilerimle.
Sufi,
YanıtlaSilSevgili Suficim, benimde gözümden kaçan, atladığım pek çok etkinlik oluyor!olabiliyor...hayatlarımız bir curcunadır gidiyor çünkü!. ama sanat çok bambaşka bir farkındalık!bambaşka bir bakış açısı getiriyor hayata ve insana dair algılarımızda! ve sanat iyi ki var...
İstanbul'da ise bu etkinlikler çok daha fazla gerçekleşiyor ve hatta bu etkinlikler de olabilmek de o kadar zor değil...yeter ki istenilsin!
Sanatı ve sanatçıları yakından tanımamıza vesile olan tüm kurumları ve emeği olanları da kutlamak gerek...
Bu arada birbirimizle iletişim kurmamızda bizlere çok kolaylıklar sağlayan web ortamlarının da ne denli önemli olduğunu unutmamak gerek!..ben de sizlerin paylaşımlarınızdan çok ama çok şeyler öğreniyorum..iyi ki sizlerde varsınız...değerli yorumun için ben teşekkür ederim...
Sevgilerimle...
Esin bircok fotograf cekmissin, ayrica verdigin ayrintili bilgiler sayesinde hem yeni seyler ogrendik, hem seninle gezdik sergiyi. Tolstoy'un tablosu hakikaten gercek gibi!
YanıtlaSilBen zaman zaman şükretmesini bilmediğimi fark edip özür dilerim o ilahî güçten.. Bunların içinde, senin kadar insana faydalı dostların oluşunu geç fark etmek de yer almakta sevgili Esin.. Sadece faydalı olmakla kalmayan aynı zamanda insana abartısız bir huzur veren yaklaşımın ve kıymet bilen dostluğu takdir edişin de var..
YanıtlaSilTevazuu, insanın gönlüne tanrı tarafından iliştirilen bir solmayan çiçektir sevgili sarışınım..Kişiyi zarif kılar tıpkı senin gibi..
Verdiğin birbirinden güzel ve de değerli sunular için sana tüm yüreğimle teşekkür etmek istedim..
harika resimler birde harika çekilince ne denir?
YanıtlaSilsevgili gülsen hocamın yorumuna katılıyorum. benimde düşüncelerimi anlatmış.
blogum geldi.
sabırlı olup beklemem gerekirdi..
sevgiyle kal..
Sevgili Esmir ;çok isteyip de göremiyeceğim bir sergi ne yazık ki.Ama çok üzülmüyorum yazınız ve fotoğraflarınızla görmüş gibiyim.Teşekkürler,selam ve sevgiler.
YanıtlaSilben de çok beğendim sergiyi. Frida özel kolleksiyonun parçaları olduğu için asıl istediklerim yoktu ama yine de değerdi. Çarlık Rusyası sergisi ise tek kelime ile muhteşemdi. Yarın ikinci kez gidiyoruz bir arkadaşımla
YanıtlaSil