“Siz savaş
istiyorsunuz. Ben barış istiyorum. Siz yoksulluğa yardım etmek istiyorsunuz.
Ben yoksulluk ortadan kalksın istiyorum. Siz savaşçı istiyorsunuz, ben yurttaş.
Siz erkek, kadının efendisi olsun istiyorsunuz, ben erkek kral, kadın kraliçe
olsun istiyorum. Eşitlik istiyorum!”
Feodalizme karşı amansız bir mücadele içinde olan ve 1793 Fransız Devrimi’ni hem yapan hem de sorgulayan Gauvain’in sözleri sanki bu güne de
sesleniyor gibi!..
Geçmişte yaşanılan direniş hareketleri, ayaklanmalar,
devrimler...toplumların yaşantısında hep derin izler bırakmıştır. Sezgileri,
hissedişleri, duyarlılıkları ile sıradan insanların bir adım daha önünde duran
sanatçılar ise; kimi yontularına, beyaz perdeye, dizelerine, kimi romanlarına, bestelerine yansıtmış toplumun içinde yaşadığı
acıları, kederleri, sevinçleri ve umutları...
Şu bir gerçek ki çok masum bir eylemle başlayan, gencecik fidanların, güzel insanların, barışın,
beraberliğin en güzel sunumunu yaşadığımız ‘Gezi Parkı’ direnişi ‘celladın kılıcıyla
hançerlenerek!’ güzelliğine gölge düşürülmek istenilmiştir... inanılmaz bir
sertlikte şiddet içeren görüntüler ve acı kayıplar karşısında hissettiğimiz duyguların
tarifi imkansız!.
Tüm dünyaya örnek gösterilecek bir duruşu olan, onurlu mücadelenin
rengi, pembeydi oysa ki!.. ille de kan kırmızısı mı olmalıydı!.. Biz barbarlığı
ortaçağda kaldı zannediyorduk!.. ağaçları kesen zihniyet gencecik bedenleri de
zehirleyerek yok etmek istemişti!.. Bu zalimliği düşman yapmaz!. Demokrasi bu mu şimdi! insanlık mı bu!.. ne vicdana ne Müslümanlığa sığabilir tüm bunlar... Oysa bu bir özgürlük mücadelesidir!.. Direnişi
tek bir ağaçla sınırlamak diğer yaşayan canlılara haksızlık olur!.. verilen
mesajı anlamazdan gelmek olur!.. Bu direniş özgürlüklere engel olan zihniyete
karşı bir duruştur!.. düşüncelere, sanata, yaşama ve hayatımızın tüm evrelerine
karşı yapılan engellemelere, baskılara karşı bir direniştir...
Oysa biz demokrasi
ile yönetildiğimizi zannediyorduk!..
Özgür değilsek eğer yaşamamızın ne anlamı olabilir
ki!.. Özgür değilsek eğer üretemeyiz, gelişemeyiz, kalkınamayız... örümcek ağı
kaplayan zihinlerde akıl da tutulur, hapsedilir, duygular da körelir!. yılanlar,
çiyanlar ve akreplerle boğuşup duran insan, çareyi de yılanlarda, yalanlarda arar. Özgürce
uçamayan insan, göğün maviliğini, güneşin ve gökkuşağının renklerini de
göremez!..
Ama bu halk gerçekleri görmüş ve ayağa kalkmıştır bir kere!.
Sanatla, kültürle, bilgiyle beslenen ince zekaların, yaratıcılıkların gücü içinde
ve aynı zamanda yaşadıklarından ders alarak daha da bilinçlenerek, örgütlenerek
onurlu mücadelesini sürdürecektir ... Pesimistlik, tembellik hiç yok... arı gibi
çok çalışıp, umutla ve dört elle yıkılan cumhuriyeti ayağa kaldırmak hepimizin
görevi ve borcudur.
Şimdi zamanıdır özgürlük kitaplarını okumanın...
Feodaliteyi, otoriteyi, totalitarizmi, demokrasi kavramlarını, rejimleri sorgulayıp, yeniden yeniden okuyup, düşünmenin zamanıdır!.. Düşünemeyenlerin acizliği içinde teslim olmak, boyun eğmemizi istedikleri karanlık girdaplarda boğulmak istemiyorsak eğer!.. aklın, vicdanın ve bilginin ışığında yol almamız gereklidir.
Feodaliteyi, otoriteyi, totalitarizmi, demokrasi kavramlarını, rejimleri sorgulayıp, yeniden yeniden okuyup, düşünmenin zamanıdır!.. Düşünemeyenlerin acizliği içinde teslim olmak, boyun eğmemizi istedikleri karanlık girdaplarda boğulmak istemiyorsak eğer!.. aklın, vicdanın ve bilginin ışığında yol almamız gereklidir.
Özgürce yaşamak hepimizin hakkıdır!
Atatürk'ün ışığında, ellerimizde bayraklarla dimdik,
onurlu bir şekilde yürüyen koskocaman bir halkız biz!..
Atatürk'ün ışığında, ellerimizde bayraklarla dimdik,
onurlu bir şekilde yürüyen koskocaman bir halkız biz!..
Ve sanatın insanı nasıl güzel kıldığına şahit olduğumuz öylesine anlamlı günler yaşamaktayız ki!..
Böyle bir Atatürk gençliği varken... böyle bir halk varken... Ne Mutlu bize...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!..
Görsel: deviantart
Teşekkür ederim Esin'im.. Benim yerime, sanki benim adıma yazılmış gibi okurken satırlarını, baktım ki yüreğim bir evlat kucaklar gibi iftiharla kabarmış.
YanıtlaSil@hasret senfonileri,
SilOmuzlarımızdaki el Atatürk'ün elidir!.O'nun ışığında, O'nun izinde yürümekteyiz. Farkındayız her şeyin! Biz hepimiz; anne-evlat-torun,köylüsü, çiftçisi, öğrencisi memuru, emeklisi, doktoru, öğretmeni, hostesi, avukatı...tek yürek, tek yumruk olduk şimdi..Daha da güçlüyüz. Ben teşekkür ederim Gülsen Hoca'm. Teşekkür hepimizin...Gurur milletimizin!.
Her şey eşitlik uğruna, insanca yaşamak uğruna değil mi zaten.
YanıtlaSilTüm çabalar...
Atatürk'ün Türk Gençliği'ne seslenişi hiç boşuna değilmiş.
Bunu hepimiz tüm zerrelerimizde hissederek yaşadık şükürler olsun ki.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
@Zeugma,
SilAtatürk Türk gençliğine hep güvendi..Ve.." geleceği kurtaracak olanlar sizlersiniz" dedi..Şimdi o gençlik Atatürk'ün tecrübeleri, birikimleri ve derin öngörüleri içinde neredeyse bir yüzyıl öncesinden söylediği ve bugün için de geçerliliğini aynen koruyan, koruyacak olan 'Gençliğe hitabesinde' ki sözleri yerine getirmektedir. Yaşadıklarımız aynen o hitabede anlattıkları kadar ve hatta daha fazlasıdır!.Gençlik büyük bir dirilişle yeniden Türkiye Cumhuriyetini ayağa kaldırmak üzere iş başına geçmiştir...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Her zaman söylerim. Her sıkıştığı zaman "dini" kullanan bir adam iflah olmaz, çünkü onun Allah'tan korkusu yoktur hiçbir zaman.
YanıtlaSilBu Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Başka türlüsü yok. O'su bu'su şu'su yok! MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Ne padişahları devirdi , ne zulûmlere boyun eğmedi benim atam.
Şimdi biri çıkmış senin saltanatını yıkacağım ben diyor
Orada duracaksın arkadaş!
Benim dedelerim bu cumhuriyet için bu memleket için kanının son damlasına kadar gözünü kırpmadan , yemeden içmeden serde yari bırakarak gitti ölüme.
Benim nenelerim aşını koynuna alıp sırtında mermi taşıdı , ölüme meydan okudu!
Kim yıkabilir ki bu ruhu , kim ele geçirebilir.
Herşey biterse biz bitmeyiz.
Mustafa Kemal'in çocukları / askerleri dimdik ayakta..
@safransarı,
SilNe büyük mücadelelerle bu topraklar vatanımız oldu bizim!.. Sakarya'da, Dumlupınar'da, Çanakkale'de.. tarih yazmış ataların evlatlarıyız biz!.. Ne Atamızdan vazgeçeriz biz ne de eserinden..Vatanımıza sahip çıkmaya, Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırmaya ve şanlı Türk bayrağını onurla, gururla taşımaya and içtik biz!. Ruhumuza işlemişiz nakış nakış bayrağımızı, Atamızı...Hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz..Dimdik ayaktayız biz!..
sanki hep karanlığa doğru kanat çırpıyoruz gibi geliyor. ucu gelmeyen bir tünel gibi.
YanıtlaSil