24 Ocak 2014 Cuma

Foça 'Phokaia' Usta denizcilerin kenti


"Onlar kentlerini, bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimde kurdular..."  Heredot 
Bergama’dan sonra sırada, Kuzey Ege gezimizin son durağı olan Foça var. Foça, Eski Foça ve sonradan kurulmuş olan yerleşimi ile Yenifoça adı altında iki ayrı yerde konumlanmış. Biz her ikisini de gezmeyi planlıyoruz. Önceliğimiz elbette Eski Foça. Çünkü,  bize tarih lâzım, keşfetme duyguları içinde geçmişin gizemli sokaklarında dolaşırken, zaman tünelinde kaybolmamız lâzım.) 
Eski Foça ’ya varmadan yaklaşık 7. km. kala Foça’nın doğusunda, yol kenarında ilk kahverengi tabela ile karşılaşıyoruz. Burası Taş Kule veya Taş Ev’de denilen Pers Mezarı oluyormuş efendim. Aracımızdan inip mezarı dolaşıyoruz.
Perslerin Phokaia’yı ele geçirmelerinin tarihi belgesi olan bu anıt MÖ. V. yüzyılın sonları ile VI. yüzyılın başlarına tarihlenmekte. Monoblok bir tüf kayanın oyulmasıyla oluşturulan bu anıt-mezar Eolia’da Persler’den günümüze gelen tek yapı oluyormuş. Pers etkisi altında yapılan mezar yapısı iki odadan oluşuyor.
 Taş Kule - Pers Mezarı
Yolumuza devam ediyoruz. Foça'ya (Phokaia) gidinceye kadar bu antik kentin tarihinden kısaca bahsedelim... 
Foça (Phokaia); İon yerleşimlerinin en önemlilerinden biriydi. Bugünkü Batı uygarlığının temelleri, M.Ö. 6. yüzyılda İonya’da atıldı. Dönemin İonya’sı felsefe, mimarlık ve heykeltıraşçılık’ ta öncü oldu. 
Phokaia’lı *Telephanes (M.Ö. 5.yy) Pers saraylarını yapıtları ile donatmış bir heykeltıraştı.Theodoros (M.Ö. 4.yy) ünlü bir mimardı. M.Ö. 494 yılındaki Lade Deniz Savaşını yöneten; *komutan Dionysos, Phokaia’lıydı. (Görsel: buradan ) 
Bu komutan da ismini mitolojinin en büyük kahramanlarından “Şarap Tanrısı” Dionysos’tan alıyordu. 
( Görsel buradan ) Adını; kenti çevreleyen adalarında yaşayan foklardan alan Phokaia, M.Ö. 11. yüzyılda Aiollar tarafından kuruldu. (Görsel buradan) 

İon yerleşimi M.Ö. 9. yüzyılda başladı. Phokaialılar usta denizciydiler; 50 kürekli, 500 yolcu alabilen tekneleri vardı. Mühendislik konusundaki üstün zekâları ve denizcilikteki başarıları ile Ege, Akdeniz ve Karadeniz’e açılarak çok sayıda koloni kurdular. (Harita buradan ) 
Phokaialılar'ın denizcilikteki ustalığı, ticaret alanında da başarılı olmalarına olanak sağladı.
Phokaia, İonya'da, doğal altın-gümüş karışımı elektron sikkeyi ilk bastıran kentlerden biriydi. 
Phokaia bu başarıları ile bir çok uygarlığın iştahını kabartıyordu ve İ.Ö.546 yılında Persler'in tahrip ettiği ilk İon kentiydi.

Pers istilası ile kentin görkemli çağı sona erdi, halkın büyük bir çoğunluğu kenti terketti. İ.Ö. 334'te Büyük İskender'in Anadolu'ya ayak basarak Pers egemenliğini ortadan kaldırması; yeni bir dönemin başlangıcı oldu. (Alttaki görsel: buradan)İskenderin ölümünden sonra sıra ile; Seleukoslar'ın, Bergama Krallığı'nın ve Romalılar'ın egemenliğine girdi. Erken Hristiyanlık döneminde ise Foça Piskoposluk merkezi oldu. (Görseller: buradan, buradan ) Phokaia Kenti Paraları için bkz.
Bugün Foça'nın bucağı konumunda olan Yeni Foça'yı Cenevizliler kurdu ve buradaki şap madenini işlettiler. 


Görsel: buradan

Foça 13. yy'da Türk Beyliklerinden
Çaka Bey'in; daha sonra Saruhan Beyliği'nin yönetimindeydi.
 Fatih Sultan Mehmet 1455'te Foça'yı Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kattı.
1867'de Foça ve bucağı Yenifoça birleştirilerek Manisa eyaletine bağlandı. 15 Mayıs 1919'dan 11 Eylül 1922'ye kadar Yunanlılar'ın egemenliğindeydi. Kurtuluş Savaşı'nda 11 Eylül 1922'de Atatürk Foça'ya girdi ve 11 Eylül Foça'nın kurtuluşu olarak kutlanmaya başladı.
Foça nın tarihine yönelik bu kısa bilgilerden sonra… geliyoruz günümüz Foça’sına...
 *****
Batı uygarlığının temellerinin atıldığı,
sanat dolu bir medeniyetle buluşacağız Foça’da…
Eski Foça uzaklardan görünüyor. Kısa bir süre sonra merkeze varıyoruz. Kentin merkezinde yer alan kahverengi tabelalar Foça’nın da tıpkı Bergama gibi köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve antik çağların izlerini süreceğimizin işaretini veriyor bize.

Foça, daha çok Akdeniz foklarının korunduğu bölge olarak bilinse de 12 İon kentinden biri olan Phokaia’nın kalıntıları üzerine kurulmuş olması tarih ve kültürle iç içe ve uzun sahil şeridinin eski ve yeni dokuyu ayırdığı eşsiz manzarası ile huzur verici bir atmosferle çıkıyor karşımıza. 
Kıyısında Kent duvarları ve Beş Kapılar Kalesi, arkada asırlık Kayalar ve Fatih Camii, Sırtlarında yel değirmenleri ve önünde balıkçı tekneleri ile Usta denizcilerin kenti Foça
Foça ile ilk karşılaşmamız oldukça etkiliyor bizi. Nasıl ki bazı insanlar sizi daha ilk görüşte çarpar,  işte öyle bir şey!. Asil ve gizemli bir kent dokusu.. Foça’nın sokaklarında, tabelalarında, öykülerinde Phokaia’nın izlerini süreceğiz.  Sessiz, dingin günümüzün gelişen dünyasına inat bakir yapısını büyük oranda koruyan Foça’yı sokak sokak dolaşacağız.
Ama önce konaklayacağımız bir yer bulmalıyız Eski Foça’da!.. Kısa bir sürede gözümüze çarpan bir 'bülbül yuvası' imdadımıza yetişiyor hemen.  Manzaramız bir harika. Kalacak yerimizi ayarladıktan sonra küçük bir molanın ardından; Fotoğraf makinalarımız, kameralarımız, güneş şapkası ve gözlüklerimiz, rahat spor kıyafetlerimizle…  ve araştırmalarımız sonunda edindiğimiz ön bilgilerle de keşfe hazırız artık, şimdi ver elini Foça.)
Taş evleri, dar sokakları, faytonları, değirmenleri;  kıyısında tekneleri, balık restoranları, kafeleri ve Ege’nin meltemleri ile Foça’nın cazibesine kapılmamak mümkün mü!.  
Foça'nın renkli faytonları .) 
Gördüğümüz ikinci kahverengi tabela * Sur ve Beş Kapılar
Eski Foça’nın kıyı şeridinde, denize karşı, Foça’daki tarihi kalenin denize bakan tarafında yan yana beş kapı bulunuyor. Bu kapılar 1983 ve 1994 yıllarında iki kez restore edilmiş. Bu kapılar, Osmanlı döneminde kayıkhanenin denize açılan kapıları oluyormuş.

Kale kapalı olduğu için içeriye giremedik dışarıdan foto.larını çektik. Konumu oldukça güzel.. Hele ki gün batarken Kale taşlarına vuran güneş ışıkları ve denize düşen yansımaları bambaşka bir görselliğe dönüştürüyor Foça’yı..  Kale eski bir gemi gibi ihtişamlı bir şekilde göz kamaştırıyor.


Üçüncü kahverengi tabela ise; Kybele Açık Hava Tapınağı.
Tabi ki günümüze kadar gelebilen tapınağın sadece yıkık dökük taşları kalmış, kazılar ise halen devam etmekte. Yapı İ. Ö. 580 yılına tarihleniyor. (Sahil boyunca yürürken Beş Kapılar’dan 200 metre sonrası açık hava tapınağının ve Kybela kabartmasının bulunduğu yer oluyormuş. Kazılar halen sürmekte. )
Kayaya oyulmuş adak havuzuyla denizci fenerlerinin konulması için yapılan küçük nişler; denizden gelenlerin burada tapındıklarını gösteriyor. Athena’nın kökeni Babilli Kraliçe Izdar’a kadar gider. Kybele hepimizin bildiği gibi Anadolu’nun çok saygı gördüğü ana tanrıçasıdır. Arkaik dönemden itibaren Anadolu topraklarında hüküm sürmüştür.
Yel Değirmenleri: Foça’ya gelirken indiğiniz yokuşun solunda yer alan Top Dağı ve üzerinde tarihi yel değirmenleri var. Onları rahatlıkla uzaktan görebiliyorsunuz zaten. Artık yıkılmaya yüz tutmuşlar ama bize tarihi anımsattığı için güzel bir manzara yaşatıyorlar yine de. Özellikle geceleri ışıklandırıldığında oldukça esrarengiz görülüyor. Restorasyon edilirse çok daha anlamlı olacaktır bu görsellik.
Tarihi taş evler...
Tarihe meydan okuyan bu taş yapılar, 
güneşin kızıllığında inanılmaz gizemli..
Arkada Fatih Camii.
Foça sokaklarında dolaşırken otelimizin yakınlığı dolayısı ile Fatih camii ile sıklıkla karşılaşıyoruz. Foça’nın Türk dönemine ait en önemli yapısı oluyormuş bu cami. Yapıda iki kitabe var. Avlu kapısındaki kitabe 1531 tarihli. Düşünün ne eski bir cami. Kitabeye göre Avlu Kapısı Mustafa Ağa adlı bir kişi tarafından yaptırılmış. Ana giriş üzerindeki kitabeye göre de Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yeniden inşa ettirilmiş. Kitabelerden, caminin Foça’nın fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılarak 1531 yılında bir avlu ile çevrelendiği, daha sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile ancak onun ölümünden sonra 1569-1570 yıllarında yeniden inşa edildiği anlaşılıyormuş.
Kayalar Camii
Dikdörtgen planlı düz tavanla örtülü olan cami 15 ya da 16.yy'da yapıldığı sanılmakta imiş. Minaresi ise 19.yy'da yapılmış. Eski Foça'yı gezerken karşımıza çıkan bu küçük ama şirin mimarisi ile dikkatimizi çeken caminin yapım tarihi üzerinde 1457 yazılı.  Günümüze kadar sağlam gelebilmiş olması ise çok önemli.

Bunlar bizim gidip görebildiklerimiz. Bunun dışında Foça’da antik çağların izini süreceğiniz pek çok yer daha var.
Athena Tapınağı
Batı Anadolu’nun 12 İyon kentinden biri olan Phokaia kentinin ana tanrıçası olan Athena adına M.Ö. 590–580 yıllarında yapımına başlanan tapınak, İyon düzenindeki tapınak türünün erken örneklerinden biri oluyormuş.  Tüf taşından yapılmış sütunları, beşik çatı sistemini taşımakta imiş. Athena tapınağının kazısı 1998–1999 kazı sezonunda başlamış ve halen devam etmekte. Ana girişi doğuya bakmakta olan Tapınak, Phokaia’nın merkezinde ve şehre hakim bir konumda. Athena Kutsal Alanı 17 ve 18. yüzyıllarda yaşam mekanı olarak da kullanıldığından, bu döneme ait pek çok mimari ve seramik buluntular da ele geçirilmiş.

Arkaik Duvar diğer adı ile Heredot Duvarı:
Son dönemdeki kazılarda Foça’nın arkaik dönemde 5 kilometre uzunluğunda surlara sahip olduğu ortaya çıkmış. Maltepe Tümülüsü tepesinde yapılan kazılarda M.Ö.590-580 yıllarına tarihlenen sur duvarları bulunmuş.

Tarihçi Heredot bu duvarlardan sıkça bahsettiği için adı Heredot Duvarı olarak da anılıyor.

Payanda duvarın yanında yer alan 4 metre genişliğindeki boşluğun kent kapısı olduğu saptanmış. Kazılarda çıkarılan Pers ok ve mızrak uçları, kırık amphoralar eski mancınık gülleleri, M.Ö.546’da büyük bir savaş olduğunu gösteriyormuş. Pers Komutanı Harpagos’un ordusuyla Phokaialılar arasındaki savaş, Harpagos’un zaferi ile sonuçlanmış. (Görsel: buradan)
 


Dış Kale:

1698 yılında yapılan kaleden geriye pek bir şey kalmamış. İç kısımda Türk hamamının kalıntısı varmış.
(Görsel: buradan)

Şeytan Hamamı

Antik Çağ’da kayalar oyularak yapılmış bir aile mezarı oluyor. Mezar uzun bir yol ve iki mezar odasından oluşmuş. Yapılan kazılar sırasında bulunan seramiklerden mezarın M.Ö. 4. yüzyıla ait olduğunu ortaya koymuş.



Anadolu'nun en eski Tiyatrosu da Foça’da yer alıyor.

İ.Ö.340-330 yıllarına tarihlenen tiyatro son dönem kazılarında bulunmuş. (Görsel: buradan )

Mozaikler: Son dönemdeki kazılarda arkaik, klasik, Helenistik ve Roma dönemine ait yerleşim katları ortaya çıkarılmış. 1993’teki kazılarda çıkarılan M.S.5. yüzyıla tarihlenen Roma dönemi villasının taban mozaiklerinden biri restore edilerek İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte imiş.

Osmanlı Mezarlığı: Mezarlığın,16. yüzyıldan 19.yüzyılın sonuna kadar gömüye açık olduğu anlaşılmakta imiş. Mezar taşlarında gül, selvi ağacı, üzüm salkımları, nar, hurma ve stilize edilmiş birçok bitkisel motif yer almakta imiş.

Siren Kayalıkları
Siren Kayalıklarını görebilmek için bir tekne turuna çıkmanız gerekecek.  
Odysseia’da da adı geçen Siren Kayalıkları, Foça’nın diğer bir değeri. Adını, güzel sesleriyle gemicilerin aklını çelen, efsanevi yaratıklardan alan Siren Kayalıkları, Orak Adası’nın güney batısında. Rüzgârın ve dalgaların aşındırarak dantel gibi işlediği kayalıkların sevimli ev sahipleri ise Akdeniz foklarıymış.  Eğer şansınız varsa görebilirsiniz bu çevrede. Biz ne yazık ki tekne turuna çıkamadık. İnşallah bir daha ki sefere... 

Akdeniz foku Günümüzde, üzerinde bugünkü Foça’nın bulunduğu antik Phokaia kentinin adını, foklardan aldığına inanılıyor.  Foça adalarında, içinde hava olan mağaralar onların yaşam alanları. Bu mağaralarda yavrularını doğurup, nesillerini sürdürme kavgası veriyorlar. 
Dünyadaki toplam sayıları 400 - 450 olarak tahmin edilen Akdeniz fokları için uzmanlar;  neslinin yavaş yavaş tükenmekte olduğunu... Akdeniz fokunun ise halen ülkemizde görülebilmesini büyük bir başarı olarak nitelendiriyorlar. Temennimiz Akdeniz Fokları’ nın ülkemizde itina ile korunmalarının devamı ve hatta bu sevimli memelilerin çoğalmalarının sağlanması olacaktır.

Antik devirlerde yağı ve derisi değişik amaçlarla kullanıldığı için ekonomik bir değere sahip olan Akdeniz fokunun mitolojide de yeri var. Fokların, deniz tanrısı Poseidon ve güneş tanrısı Apollon’un koruması altında olduğuna inanılırmış.
Tekne yolculuğunun diğer durağı ise Foça’nın tam karşısında bulunan ve 15 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilecek olan İncir Adası’dır. İngiliz Burnu’nun karşısındaki adada antik yerleşimden izler bulunur. Mezar odası, kayalara oyulmuş mum yerleri, su kanalları, süzme havuzları, mağaralar, Kybele kabartmaları ve tapınak kalıntıları karşılaşabileceğiniz tarihi öğeler… Adanın çamlarla kaplı bölümü, bahar ve yaz aylarında piknikçilerin de gözdesi oluyormuş.  

Üç bin yıldır denizci kimliği taşıyan Foça’nın mavi bayraklı plajları deniz-kum-güneş tatili sevenler için ideal. Hele ki, doğaya karşı saygısını koruyan Foçalılar’ın denizlerini temiz tutmak için gösterdikleri itina ise son derece kayda değer. 
Eski Foça’da ilk günümüz tarihi keşifle geçiyor.



  “Önde rengârenk balıkçı tekneleri, 
arkada maviliği renkleri kıskandıran bir deniz,



ötesinde küçücük adacıklarla dolu bir koy, 

karaya ayak bastığınızda ise taş sokaklarda dizili 
yaşanmışlık kokan şirin evler. ”

Küçük beldelerin ve sahil kentlerin dinginliği, içe huzur veren o aheste hali, nasıl da iyi geliyor bize.. bütün bir yılın yorgunluğu akıp gidiyor üzerimizden.. Metropollerde ki yaşam ile  kıyaslayınca, bu küçük sahil kentlerindeki sakin ve yavaş  hayat bizi de kendi rehavetine çekiyor.

*****



Eski Foça'nın taşlı sokaklarında yürümek, 
güneş ve gölgeyle saklambaç oynamak gibi.)



Soluk almak için, küçük bir molada, üzüm salkımları ve defne ağacının gölgesinde, gözlemeler yiyip tavşan kanı çayları içmek... fotoğraf serüvenimizi paylaşan ve güzel tanışmalara vesile olan bu çardak altı kafeyi mimlemek anılarda.)

Yavaş yavaş gün batmaya hazırlanırken,
 Foça sakinleri sahilde yerlerini almaya başlıyor...

Güneş bir başka şölenle batıyor Foça'da.. 
Mitolojik kahramanlar birer birer canlanıyor...  

sonsuz düşler sizinle.)


Beş Kapılar Kalesi ve Kent Surları güneş batarken..
pembeler, morlar, lacivertler, altın sarısı... 

ışıklar altında göz alıcı renklerde...


Günün tatlı yorgunluğunu ise, 

ay ışığının altında harika deniz manzarası eşliğinde
Foça’nın sahil restoranlarının birinde nefis deniz ürünleriyle gerçekleştirdiğimiz bir ziyafetle gideriyoruz.  
Ertesi gün Yenifoça’da olacağız..
 ****
Şimdi sizleri, Foça'lı bir dostumuzun  objektifinden yansıyan
harika Eski Foça fotoğraflarıyla baş başa bırakıyorum... 

*****


*****


*****


*****


*****


Bu güzel Foça fotoğraflarını, bizim paylaşımımıza sunan,
Ayşe Zafer  Hanım'a ve eşi Reha Barlak Bey'e
teşekkür ediyor,  saygı ve esenlikler diliyoruz..

Esin Bozdemir

17 yorum:

  1. İç açıcı bir gezi;taş mekanlar ve doğa... Dinginliğin güzel adresi;emeklerine teşekkür ederim Esin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Guven,
      Gri beton yığınlarının arasında nefes almakta güçlük çeken, metropol yaşayanları olarak, sığındığımız bu güzel beldelerimizin dinginliği huzur veriyor insana.. Dileğimiz bu beldelerimizin doğal dokusunun hiç bozulmadan korunmasıdır Guven.

      Sil
  2. Taş Kule' den girdim. Karşımda Eski Foça' da Gün Batımı. Kalakaldım yine...Böyle bir tatmin duygusu, böyle bir doygunluk olamaz. Bana bunu bir kez daha yaşattığın (ız) için nasıl teşekkür etsem az. Asla abartmıyorum. Az bile
    söylüyorum. Bu özen, bu emek, verilen bu mesai...Resimleriyle, açıklamalarıyla, tamamlayıcı alıntılara kadar...Mükellef bir ziyafet gibiydi. Başlangıçtan tatlıya...Son resimler de hiç beklemediğimiz sürpriz kahve...
    Son satırına, son karesine kadar zevkle okudum. Şaşırdım. Hayran oldum. Bilgilendim. Foça' ya aşık oldum.
    Emeğine sağlık Esin' cim.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Asuman Yelen,
      Görebildiğimiz kadarı ile Kuzey Ege'mizin Kaz Dağları; Altınoluk'u, Akçay'ı, Ören'i, Cunda'sı, Bergama'sı vd.. ile ayrı ayrı çok güzel. Ülkemizin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi keşfedilmeyi bekleyen nice beldelerle dolu..Gidip gördüğümüz her yere hayran oluyoruz.. Özellikle beton yığınları haline gelmeyip, bilinçli bir sorumluluk duygusu içinde korunmuş olan beldelere... diğer yandan kimi muhteşem antik kentlerin hemen burnunun dibine kondurulan ve o muhteşem silüeti katleden yapılara (toki'lere) ise, söyleyecek söz bulamıyoruz!. Adatepe gibi Eski Foça'nın da koruma altına alınmış olması önemli.

      Denizine, doğasına, tarihine ve kültürüne sahip çıkan ve onu seven, koruyan, Eski Foça'nın sakinleri de Foça kadar güzel insanlar...Değerli yorumun için ben teşekkür ederim sevgili Asuman ablacı'ğım..

      Sevgilerimle...

      Sil
  3. Phokaia; geçmiş tarihle Osmanlı izlerini de taşıyan kayıkhaneleri, tarihi evleri, mezarlıkları, duvar ve sütunları, yunan tapınağı, tiyatro vb tarihi kalıntılarıyla ve olağanüstü gün batımı, tepeleriyle belleğimizden hiç silinmeyen bir beldemiz... Kuruluşu Aoiller tarafından M.Ö. 10. yüzyıllara kadar uzandığı söylenen antik kentin daha sonra da birçok uygarlıkla kaynaşıp, Bizans ile gelişerek devam eden tarihi ve arkeolojik yapı sürecini, yine sizin araştırmacı ve profesyonel mükemmel anlatımınızdan etkilenerek okudum. Artık bir kitap çıkarma zamanı geldi de geçiyor diye düşünmeden edemiyorum.

    Çarpıcı renk armonisi ve üslubuyla bu alıp götüren güzel post için teşekkür ederiz Esin hanım. Size ve aileye gönlünüzce iyi bir hafta sonu dilerim.

    Esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Osman Çağlar,

      Kuruluşu çok eski olan Phokaia antik kenti pek çok medeniyet ve uygarlığa ev sahipliği yapmış. Farklı kültürlerin izlerini taşıyan kent oldukça renkli. Bu ambiyansa ve doğasına uyumlu, aydınlık insanlarıyla da Foça nadide bir kent.

      *İçinde yaşamakta olduğumuz hızlı tüketim çağında, özellikle ülkemizde okurun çok az olduğu, tercih edilebilirlik kriterlerinin başkalaştığı, nitelik yerine nicelik peşinde koşan 'sürülerle' dolu bir toplumda.. sarf edilen emeklerin hiç karşılığını bulmadığını düşününce.. Ne emeğe, ne sanata hiç mi hiç değer yok!.. Ama yine de bir gün kelimelerim; tüm endişelerden, egolardan, tatminlerden her şeyden ve her şeyden öte "yazmasam deli olacaktım" kıvamına geldiğinde; hiç bir şey düşünmeden...yazacağım.) kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın. Şimdilik hayatı okumakla ve kelimelerimi biriktirmekle meşgulüm...bu da az şey değil hani.)

      Güzel düşünceleriniz ve 'bir köşeye yazdığım' kitap temennileriniz için çok teşekkür ederim Mehmet Bey. Siz değerli dostlarımız tarafından takip edilip değer görüldüğümüzü bilmek de güzel..
      Ben de size ve ailenize iyi pazarlar ve iyi haftalar dilerim..

      Esenliklerimle...

      Sil
  4. Merhaba Esin Hanım, öncelikle nazik ve içten dileğinize teşekkür ediyorum. Eski Foça bir harika... ve deyim yerindeyse cennet... Tanıtımınız bu düşüncelerimi bir kez daha hatırlattı. Emeğinize sağlık. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Tülay GÜRDAL,

      Merhaba Tülay Hanım, bilmukabele...
      Ülkemizin cennet köşelerinden biri Foça.. Kim bilir daha ne çok keşfedilmeyi bekleyen cennet köşelerimiz var.. Özel topraklarda yaşıyoruz. Keşke kıymeti hak ettiği şekilde bilinse daha özenli korunabilse.. Bu arada yeni keşfetmiş olduğum sitenizdeki önemsediğim değerli insanlarımızla yapmış olduğunuz söyleşileri oldukça beğendim. Sitenizi, Google üye sayısı ile eş değer izleyebilme kriteri koyduğu için, limitim dolduğundan, dışarıdan değil içeriden takip edebiliyorum. Bilginiz olsun istedim. Değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim. İyi haftalar, esenlikler dilerim.

      Sil
  5. Keyifli, biraz uzun bir yazı olduğunu düşündüm. İkiye yada üçe bölümleyerek verseydiniz; dikkati dağılmadan insan takip edilirdi. Ben okurken dikkatimi vermekte zorlandım. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Bahce perim,
      Sayfama hoş geldiniz.. Fazlasıyla sözü olan bir kent Foça.
      Tarihiyle, renkli kültürüyle iç içe.. daha dur 2. bölüm de var :)

      Sil
  6. Bu batı Anadolu tanıtımlarınız gerçekten çok mükemmel. fotoğraflarınızın kalitesine ve sayfa düzeninize hayranım. Öğreneceğim çok şey var hala. elinize sağlık. Kitap gibi olmuş. Foça Turizm Müdürlüğü'nün bu sayfayı görmesi lazım. Her şey için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,

      Değerli yorumunuz ve
      beğenileriniz için teşekkür ederim Mehmet Bey.

      Sil
  7. Geçtiğimiz nisan ayında Eski Foça'ya gittik, aşık olduğum yerler listemin ilk sırasına yerleşti Eski Foça... Öyle çok sevdim ki her ayrıntısını, şimdi seninle bir kez daha gezerken o sokaklarda, içtiğim biranın yediğim midye dolmanın tadı geldi aklıma. Bozulmasın dediğim yerlerden biri orası, umarım yolunun uzunluğu korur oraları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Evren,
      Biz de yaz sonunda gitmiştik Foça'ya. Yakın tarihlerde bulunmuşuz Foça'da. Özellikle Eski Foça bizi de oldukça etkiledi Evren'cim. Temennilerine ben de katılıyorum. Hep böyle Eski kalsın Foça...

      Sil
  8. Bir yurt dışı tatil planımız vardı bu yaz için ama kesinleşmedi.Türkiye'de tatil yaparsak Foça'yı mı tercih etsek acaba?:)Öyle olursa tavsiye isterim.

    YanıtlaSil
  9. Görmeyenlerin kesinlikle görmeleri gereken bir yer.Resmen tarih kokuyor.Doğası mükemmel.Gün batımını izlemek çok keyifli.
    Eski foça ile yeni foça arasındaki deniz kıyısındaki 20 km lik yol büyülüyor insanı.Mükemmel koylar var.Tek kötü yanı bu bakir koyları beach clup lar istila etmiş.Nadir koy kalmış yolda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok özel bir coğrafyaya sahibiz, Eski Foça'da muhteşem!. ancak ne yazık ki doğanın kıymetini bilmiyoruz, keşke bu kadar çok yapılanma olmasa. Bu beton yığınları içinde nefes alamıyoruz artık ve her geçen gün doğaya olan özlemimiz artık.. insan doğanın bir parçası ve en huzur bulduğu yer...

      Sil