“Lomography” ile tanışmak!..

Bazen dağ yollarında karşınıza akan bir su çıkar. İşte o zaman, ormanların serinliği, suyun ferahlığı aksın istersin içine. Uzatırsın avuçlarını içersin kana kana. O da yetmez doldurursun bir bardağa, o su artık senindir. Ve akıp giden zaman içinde deklanşöre basarsın o an; artık hem senin, hem tarihin, hem de herkesin olabilir. O kare kimi zaman bir belgedir, kimi zaman bir sanat eseri.

Bir fotoğraf karesinde çerçevelenen görüntüler, sizi diyar diyar dolaştırabilir. Fotoğraf öyledir ki, gezerken çekebilir, çekerken gezebilirsiniz. (Görsel: buradan)

Günümüzde fotoğraf çekmek artık sadece entelektüellerin işi değil! Fotoğraf çekmek neredeyse bir tutkuya dönüştü ve yediden yetmişe hemen herkesin elinde fotoğraf makineleri görmek olağan bir durum. An’ları ölümsüz kılmak, an’ları saniye saniye paylaşmak, gelişen teknoloji ile dijital fotoğraf makinelerine entegre bir hayatın içinde olmak, fotoğrafçılık eğitimleri ve yeni gelişmeler derken…  ipin ucu da sanki fotoğraf makinasının ötesine taştı, insanları biraz da yoldan çıkardı. (Görsel: Buradan)

 Ben de teknolojiye en az sizin kadar meraklıyım, ama onun esiri olmamaya gayret ediyorum. Ve elbette yenilikleri, yeni gelişmeleri elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.

Fotoğrafla, sanat arasında organik bir ilişki kurulduğunda ve fotoğraf bir amaca, bilgiye, düşünceye dönüştüğünde o zaman anlamını buluyor. (Görsel: buradan)

Bu gün elime aldığım fotoğrafçılık konulu bir dergide, fotoğrafçılıkta yeni gelişmeler nelerdir  acaba’ diye göz gezdirirken; “Lomography” terimi ile karşılaştım. (Görsel: buradan)

Peki, nedir bu Lomography? Derseniz!




Lomography deneysel ve yaratıcı fotoğrafçılığa odaklı, global olarak aktif bir organizasyondur. Dünya çapında bir milyonu aşkın üyesiyle, Lomography konsepti, interaktif, canlı, ve çılgın bir yaşam tarzını kapsamaktadır.

Lomography 1990'ların başında inanç dolu bir karşılaşmayla başlar.. Bir grup Viyana'lı öğrenci gizemli bir Rus makinesi olan Lomo Kompakt Automat'la karşılaşır.


 

Düşünmeden kalçadan, ara sıra da vizörden bakarak çektikleri fotoğrafların göz alıcı sonuçları karşısında çok şaşırırlar. Fotoğrafları; canlı renklerde, derin saturasyonlu ve vinyetli, dolayısıyla daha önce hiç karşılaşmadıkları şekildedir. Eve döndüklerinde, şu an Lomography olarak bilinen sanatsal ve deneysel fotoğrafçılık tarzını yakalamak için arkadaşları da kendi Lomo LC-A'larını isterler!


 

Bu fantastik minik fotoğraf makinesinin dünya çapındaki dağıtıcısı ile bir kontrat yapabilmek için St. Petersburg'a uçar  ve voila – Uluslararası Lomography Topluluğu da böylece doğmuş olur. Kısa zaman içinde 10 Altın Kural bu analog akıma rehber olmak üzere belirlenir, bunu da sergiler, dünya kongreleri, partiler, ortaklıklar ve etkinlikler izler. Sonrasında herkese geleceğin analog olduğunu bir kez daha kanıtlamak için, 2011 yılında Analog Geleceğin 10 Kehanet'ini yayınlar. Ve 2011 yılı sonlarında ise Lomography Türkiye pazarına da girer… ve Türkiye'nin ilk Lomography mağazası 2012 Mart ayında açılır. (Görsel: Buradan)

       10 Altın Kural

Ø  Gittiğin her yere fotoğraf makineni de götür

Ø  Onu her zaman kullan - gece ve gündüz

Ø  Lomography hayatına karışmaz, onun bir parçası olur

Ø  Kalçadan çekmeyi dene

Ø  Lomografik tutkunun hedeflerine olabildiğince yaklaş

Ø  Düşünme (William Firebrace)

Ø  Hızlı ol

Ø  Ne çektiğini önceden bilmen gerekmiyor

Ø  Sonrasında da

Ø  Kuralları takma

Günümüz dünyasında, dijital teknolojiden biraz uzaklaşmak, kontrolü tekrar eline almak, beklenmedik sürprizlerle karşılaşmak ve hayatın yaratıcı anlarını yakalamak isteyenler, analog fotoğrafçılığın yaratıcılığına kendini tekrar bırakıyorlar.

Peki siz, Lomography ile tanışmaya ve yeni bir maceraya atılmaya hazır mısınız!

 

Esin Bozdemir







Lomography Türkiye Facebook
Yardımcı Kaynak: Foto-Film Dergisi - Sayı:4 - 2013