Ramazan ayında camilerdeki ahenk bir başka! Camilerin minareleri arasına gerilen ışıklı şeritlerle yazılan mahyalar Ramazan geleneğinin de bir parçası adeta. Dört yüz yıla yakın bir süredir Osmanlı’dan günümüze Ramazan ayında gökyüzünü süsleyen mahyalar, bugün çok az sayıda kalan zanaatkârın elinde şekillenmeye devam ediyor halâ. Mahya; kelime anlamı olarak Arapça’da “hayat” ve aynı zamanda da “aylık” demektir.
Ramazan Ayı’nın simgesi olan mahyalar bize iftar vaktinin geldiğinin de birer habercisidir. Top patlar, camilerdeki mahyalar kandillerini yakar ve okunan ezanın ardından oruçlar açılır.
Bu gelenek İslam dünyası’nda öncelikle İstanbul’da başlamış. Eski İstanbul’da Ramazan, halkın müzik ve edebiyatla iç içe olduğu, ziyafet, eğlence ve gösteri sanatlarıyla kaynaştığı ve imparatorluk kültürünün bütün inceliğinin gözler önüne serildiği görkemli bir atmosferde yaşanırmış . Bu özel ayda, kalplerdeki coşkunun ve heyecanın gökyüzüne uzanan birer sembolü olurmuş mahyalar.
Gündelik hayatta mehtap gezintileri ve sandal sefaları ile zenginleşen bir kentin ramazan gecelerini de mahyalar ve kandillerle renklendirmesi çok doğaldır tabi ki.
Vefik Paşa, 'Lehçe-i Osmanî’de nasıl tarif etmiş mahyayı;
‘Çifte minareli camilerde ramazan ayında avizan olan resimli Kandil'
‘Çifte minareli camilerde ramazan ayında avizan olan resimli Kandil'
Mahyacılar ramazanın ilk 15 günü yazılı, ikinci 15’inde
resimli mahyalar kurarlardı. Özellikle ramazanın 15’ini çocuklar sabırsızlıkla
beklerlerdi. Akşamları “yandan çarıklı”, “piyade kayığı”, “çifte kayık”,
“kule”, “salıncak” gibi tasvirleri sonsuz bir keyifle seyrederlerdi. Yazılı
mahyalarda ise genellikle “Ya Şehr-i Ramazan”, “Ya Kerim”, “Allah”,
“Bismillah”, “Elhamdülillah” ibareleri kullanılırdı.
USTADAN ÇIRAĞA
Mahyacılığı geliştirip onu sanata
dönüştüren ise Süleymaniye baş mahyacısı Abdüllatif Efendi’dir. Süleymaniye’nin
minareleri arasına üç halat çekerek kurduğu ve sağa-sola hareket ettirdiği
gezici mahyası ile yaşadığı döneme damgasını vurur ve konusunda pek bir meşhur
olur Abdüllatif Efendi (ö. 1877).
1877’de vefat eden
Abdüllatif Efendi’nin yerini yanında çalışan oğulları alır ve mahyacılık
usta-çırak düzeni içinde babadan oğula geçerek devam eder.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ise mahyalardaki mesajlar da siyasileşir.
Camilere "Para biriktir", "Varol İnönü",
"Ata Türk", "Türk Yılmaz" şeklinde mahyalar asılır. Hatta
asılan mahyalardan birisin de Türk Hava Kurumu'nu desteklemek için hazırlanmış
uçak mahyası dahi vardır.
Mahya kurarak; bir caminin iki minaresi arasına gerilen bir halattan küçük kandiller sarkıtarak gece karanlığına şekiller çizip manidar sözler yazmak!.. Bu geleneğin gerisindeki düşünce; ramazanın getirdiği sevinç, bolluk ve ferahlık nedeniyle Yaratıcı’ya duyulan şükranı vurgulamak, çocuklara ramazanı sevdirmek ve halkı iyiliğe yöneltmek olmalı. Ama artık çağımız teknoloji çağı, çocuklarımız akla hayale gelmeyecek kadar renkli, ışıklı görselliklerle donatılmış bir dünyanın ‘dijital çağın’ içindeler. Salt görsellik dahi yeterli değil artık, işlevselliği, pratikliği ve hızı çok daha önemli .
Osmanlı döneminde yağ kandilleri ile asılan mahyalar, günümüzde elektrik ampulleri ile yapılıyor. Ancak teknolojideki hızlı değişim mahyalara da yansıdı. Bu yüzden mahyalarda çağa ayak uydurdu ve pek çoğu da dijital oldu şimdi. Böylece, Sabit, hareketli, grafik mahyalara bir de dijital mahyalar eklendi. Üstelik Ramazan’da Camilerin bir kısmında son birkaç yıldır mahyalar artık ledli, bir yandan da hareketli şekliyle görülmekte. İmamlar bilgisayardan tek tuşla mahyaları değiştirebilmekteler! yani artık dijital mahyalar devrinde yaşıyoruz. Bilgisayarlara yüklenen program sayesinde istenilen zamanda istenilen yazı, söz, hadis-i şerif ledli mahyalarda görülebilecek.
Ramazan ayının simgesi haline gelen 'Mahya'nın geçmişten günümüze geleneksel seyri ve gelişimi böyle...
Günümüz mahyaları...
*****
*****
Bir Ramazan ayının daha sonuna gelmek üzereyiz.
Bu yıl da yine camiler türlü ışıklandırmalar içinde mahyalarla donatıldı. Kandiller yandı. Her kul kendi içinde ayrı ayrı, şekil şekil! kimi usulüne uygun, kimi de kendince kendine göre ibadetini yaptı ya da yapmadı!. Kimi bütün bir yıl yattı! kimi aldı-sattı, çaldı, çırptı! akla hayale gelmeyecek entrikalar çevirdi, sonra da Ramazan Ayı'nda dua edip tövbe etti!.
Kimi sessiz, gösterişsiz ama derinden derine ibadetini yaptı, hayrını dağıttı, hiç kimse, ne varlığını ne de yokluğunu bildi!. Kimi evler 'helalinden!!!' bereket ve bolluk içinde yüzdü! şenlendi. Kimi evler mütevazi sofralarında, kul hakkı yemeden, haramsız ama gönül zenginliği ve huzuru içinde Ramazanını niyaz etti.
Ve birileri de vardı ki! onlar evsiz-barksız, yokluk ve yoksunluklar, acılar ve yürek yangınları içinde! ne Ramazanlarını bildi ne de yaşadıklarını!.
Ve birileri de vardı ki! onlar evsiz-barksız, yokluk ve yoksunluklar, acılar ve yürek yangınları içinde! ne Ramazanlarını bildi ne de yaşadıklarını!.
Dünün geleneği bugün yaşatılmaya çalışılırken, verilen
mesajlar, geleneksel tavırlar, ritüeller bire bir bu güne ve hayatlara 'bu dünya insanına' entegre mi sizce!.
Bir yanda ışıklı bir hayat, diğer yanda ateşe atılan masum çocuklar,
kadınlar bombalar altında!.. Üstelik tüm bunlar İslam aleminin kucağında!. Bir
türlü sağlanamayan ittifaklarla!.. göz göre göre ölen onca insan!.. bu
nasıl bir dünya! nasıl bir siyaset anlayışıdır!. Ne din, ne iman, ne de insanlık bunun adı!!!
Üstelik çözüm sadece liderlerin iki
dudağı arasında iken!.. çok mu zordur!.. bu iktidar hırsı, bu savaşlar!.. bu acımasız dünya! Şimdi böyle
Müslümanlık mı ola!.. bırakalım dini, imanı!.. böyle bir insanlık mı ola!.
Filistin’de yaşananlar hiç aklımdan çıkmıyor! hele ki
internet ortamında dolaşan o masum bebelerin paramparça bedenleri gözümün
önünden hiç gitmiyor! İktidar savaşlarının bedelini neden bu masum insanlar öder ki!.
Bu yazının sonunu böyle bağlamak istemezdim ama içimdekiler
de bunlardır sevgili dostlar… bir insanın varlığından daha değerli ne olabilir!
Ne Müslümanlık, ne Allah adına, ne toprak parçası, ne de o, bu, şu!!! siyaset adına olursa olsun yapılan bu katliama, bu vahşete bir
gerekçe olabilir!.
'Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın' yazıyor mahyada! ne kadar yerinde bir mesaj ve dua!
Elbette Allah hiç kimseyi sevdiklerinden ayırmasın! kimsesiz bırakmasın!..
böyle acılar yaşatmasın!..
Ama şimdi insanlar ölüyorsa eğer, söyleyin bana;
Allah'tan mıdır bu!. İnsan insanın canına kıyıyor !..
'Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın' yazıyor mahyada! ne kadar yerinde bir mesaj ve dua!
Elbette Allah hiç kimseyi sevdiklerinden ayırmasın! kimsesiz bırakmasın!..
böyle acılar yaşatmasın!..
Ama şimdi insanlar ölüyorsa eğer, söyleyin bana;
Allah'tan mıdır bu!. İnsan insanın canına kıyıyor !..
Bu düzeni bozuk dünyada! 'Ramazanın ışığı mahyalar'
Dilerim, O karanlık yürekleri de aydınlatır!
Niyazımız budur bizim!..
Dilerim, O karanlık yürekleri de aydınlatır!
Niyazımız budur bizim!..
Esin Bozdemir
Kaynak: Eski Mahya Fotoı.ları Led mahya
Ramazana dair en güzel geleneklerin başındadır mahyalar. Huzur verir...
YanıtlaSilBüyük şehirler ve özellikle İstanbul dışında mahya olayı biraz zor, imkânlar elverişsiz. Keşke her camide oluşturulabilse.
Ne kadar güzel çekimler yapmışsın, değme kartpostalları gölgede bırakmış Esinciğim..Ellerine sağlık..
En etkileyici olanı 'Hiç kimse kimsesiz kalmasın'' yazanı bence de..
Hem de ne etkileme. Ramazan ayında, akşamın karanlığa teslim olmak üzere olduğu mahzun dakikalarında o cümleyi orada okumak sarsıcı...Umarım kimilerini titretip de kendine getiriyordur...
Kimilerine ise ne yapsan faydasız. Dünyanın düzeni iyice bozuldu, çivisi çıktı iyiden...
Ortadoğu'da kan gövdeyi götürüyor. Hem de bu kutsal günlerde...
Çocuklar ölüyor, masum, günahsız çocuklar...
Tez zamanda dursun artık, yeter.
İçimiz kan ağlamaktan bir hal olduk!
Hazırladığın bu güzel post ve verdiğin değerli mesajlar için emeğine, yüreğine sağlık Esinciğim..
Sevgilerimle...
@Zeugma,
SilMahyalar güzel mesajlar vermek için ne kadar hoş!
Ve başlığıma koyduğum bu mahyadaki mesaj, gerçekten çok etkileyici idi.
Keşke mesajlar yerini bulabilseydi!..
Onca insan öldü!..Özür dilemek neye yarar!.. yada bu saatten sonrası!..
Hoşgörüyü ve barışı, kardeşliği, dostluğu ne kadar arar olduk.
Müslümanın Müslümana yaptıkları akıl alır gibi değil!..
Çok çirkin, çok can acıtan, üzen günlerden geçiyoruz.. Sonumuz hayrola!.
Değerli düşüncelerin ve zarif yorumun için çok teşekkür eder,
Barış ve özgürlüğün, kardeşliğin şu Müslüman Alemine bir an önce gelmesini
yürekten temenni ediyorum.
Ve.. şimdiden sana sevdiklerinle birlikte
güzel bir bayram geçirmeni diliyorum Zeugmacığım..
Sevgilerimle...
Kültürümüzün bir parçası mahyalar ,keşke herkes o güzel mesajları anlayıp kendince yorumlayabilseler...Hiçkimse kimsesiz kalmasın ,yalnızlığa terkedilmek çok zor...Teşekkürler Esin 'ciğim ,sevgiler.
YanıtlaSil@Arzu Sarıyer,
SilAh keşke Arzu Öğretmenim.. keşke!.. Mahyalardaki o ışıklar görsellikten öteye gidebilse ve mesajlar yerini bulsa!
Allah "Hiç kimseyi kimsesiz bırakmasın!.. " gerçekten..
Değerli yorumunuz için çok teşekkürler.
Ben de size ve ailenize güzel bir bayram dilerim..
Sevgilerimle Arzu Hanım...