Okyanus dalgalarını ardımızda bırakarak Nazare’den ayrıldıktan sonra, etrafı surlarla çevrili ve yüksek bir tepe üzerine kurulmuş olan Obidos kentine geliyoruz. Bir Ortaçağ kenti olan Obidos 12. yüzyıldan günümüze kadar korunmuş yapılarıyla Portekiz'in en pitoreks kentlerinden biri.
Eski bir Kelt ve Roma yerleşimi olan Obidos’ta yaklaşık 3 bin kadar insan yaşıyormuş, nüfusundan da anlayacağınız gibi, Ortaçağ kent dokusu içinde küçük ve şirin bir kasaba burası, yerleşim ise kalenin çevresini kaplayan surların içinde kompakt bir şekilde düzenlenmiş. Bu yüzden sokaklar daracık, evler ise içiçe.
Kışın sakin olan kent nüfusu, turizm sezonunda bir hayli artıyormuş, ne de olsa tipik bir Ortaçağ kenti Obidos bu yüzden turistlerin de cazibe merkezlerinden biri. Biz de Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz bu seyahatimizde Obidos’u bir hayli hareketli ve kalabalık görüyoruz.
Aslına bakarsanız ülkemizde Obidos yeni yeni tanınıyor, oysa transit geçilemeyecek kadar özel kentlerden biri imiş burası. İyi ki, tur organizasyonu ekstra programına Obidos’u dahil etmiş ve biz de iyi ki gelip görmüşüz bu şirin Ortaçağ Kentini. Ayrıca Obidos’ta isterseniz ortaçağ mimarisi ile yapılmış şatoların birinde konaklayabilmeniz dahi mümkün. Obidos bu tarihi dokusu ile Unesco dünya mirası listesine girmeye hak kazanmış.
Kasaba halkının gelirinin büyük bir kısmının turizme dayalı olduğu çok açık. Kimi yerel içeceklerini satıyor, kimi geleneksel el emeği ürünlerini. Kent tamamen turizme yönelik hazırlanmış.
Tarihi surlar kentin etrafını çepeçevre sarmış. Daracık parke taşlı sokakları, kiremitli çatılarıyla beyaz rengin hakim olduğu, geleneksel boyalı evleri, kiliseleri ile Obidos'u 3-4 saatte gezebilirsiniz.
Bizim yeterli zamanımız olmadığı için kent surlarını boydan boya dolaşamadık. Ancak vakti olanların yaklaşık 1 saatte dolaşabilecekleri kent surlarının tepesinden tüm kenti kuşbakışı izlemek eminim heyecan verici olacaktır.
Ve...Obidos kentine tarihi kapıdan geçerek giriyoruz.
Obidos’ta görülmesi gereken en önemli yerlerden biri;
Porta da Vila
İçi azulejo (çoğulu azulejos) olarak adlandırılan mavi beyaz çinilerle kaplı anıtsal yapı Obidos’un ana (sur içi giriş) kapısıdır.
18. yüzyılın sırlanmış geleneksel azulejos fayanslarıyla İsa'nın tutkusunu tasvir eden tavan süslemeleri bir hayli dikkat çekici.
Ana kapıdan Obidos kentine ayak bastığımızda
bizi Cavaquinho ' Cavaco' çalan bir
sokak çalgıcısı karşılıyor.
Portekiz'in geleneksel çalgısı Cavoco'ya son derece hakim olan müzisyen,
performansını sergilerken zarif hareketleriyle de dikkatimizi çekiyor.
Tarihi atmosfer içinde müzisyenin fotoğrafını çekiyor ve
kendisine fotoğrafı bilehare ulaştıracağımızı belirtiyoruz.
kendisine fotoğrafı bilehare ulaştıracağımızı belirtiyoruz.
Nitekim gezimizin ardından söz verdiğimiz şekilde
kendisine fotoğrafı iletiyoruz. ( Müzisyenin face sayfası bkz.)
Artık, sokakları keşfetmeye hazırız...
Beyaz badanalı ve kenarları şeritler halinde
çivit mavisi ve güneş sarısı renklerle boyanmış
ve çiçeklerle bezenmiş evler şirin mi şirin.
Parke taşlı daracık sokaklar, renkli çiçekler, sarmaşıklar...
Köy evleri sarmaşıklarla kaplıyken,
tarihi küplerle de dekore edilmiş.
Çevrede pek çok kilise görüyoruz.
Ve miss gibi portakal çiçeklerinin kokusu bu tarihi ortama
bambaşka bir hava katmış.
Tezgahlar, yeni gelen turist kafilelerine ikram edilmek üzere,
çeşitli içeceklerle donatılmış.
Küçük şövalyenin burçlarla imtihanı :))
Bu cicili bicili objeler çok sıradışı değiller belki,'şükürler olsun'
ancak uzaklarda olduğunu bilmek, hem de Atlas Okyanusuna yakın bir coğrafyada,
farklı kültürlerle buluşmanın verdiği o heyecanla dolaşırken, yüreğinin pır pır etmesi
tarifsiz bir duygu, gerçekten!.
*****
*****
Hangi kareyi çekeceğimi ve hangi yana bakacağımı bilemez halde,
kentin en işlek ve renkli sokağında yürürken
bir de karşımıza böyle hoş bir panorama çıkıyor.
kentin en işlek ve renkli sokağında yürürken
bir de karşımıza böyle hoş bir panorama çıkıyor.
Kilisenin önünden hızla geçip giden bir atlı araba :)
çağlar öncesi yolculuğa bir davet adeta!.
Santa Maria Kilisesi
Burası 1444'de Kral Afonso V ve Isabel'in düğününe de ev sahipliği yapmış.
Yalnız dikkatinizi çekmek isterim ki;
kralımız 10, gelin hanım da 8 yaşındadır :)
****
Burası 1444'de Kral Afonso V ve Isabel'in düğününe de ev sahipliği yapmış.
Yalnız dikkatinizi çekmek isterim ki;
kralımız 10, gelin hanım da 8 yaşındadır :)
****
Mağripler zamanında cami olan yapı,
12. yüzyıl'da Kral Afonso Henriques'in liderliğinde
(Portekiz Hıristiyan fethinden sonra) Kilise'ye çevrilmiş.
1535 ylında ciddi bir deprem geçiren kilise oldukça hasar görmüş ve
yeniden yapılanan kilise bir hayli değişime uğrayarak,
bugünkü görüntüsünü almış.
1535 ylında ciddi bir deprem geçiren kilise oldukça hasar görmüş ve
yeniden yapılanan kilise bir hayli değişime uğrayarak,
bugünkü görüntüsünü almış.
Santa Maria Kilisesi'nin içi
duvarlar mavi ve beyaz renkli azulejolarla kaplı...
Birkaç görüntü aldıktan sonra,
yine kendimizi atıyoruz sokağa :)
Rua Direita, Obidos'un en işlek sokağı
Sokağın üzerinde çeşitli dükkânlar bulunuyor.
Bu dükkânların çoğunluğu turistlere yönelik;
içeride ilginç hediyelik eşyalar ve geleneksel ürünler satılmakta.
Tipik turistik enstaneler, süslü püslü, rengârenk albenili objeler ...
yine kendimizi atıyoruz sokağa :)
Rua Direita, Obidos'un en işlek sokağı
Sokağın üzerinde çeşitli dükkânlar bulunuyor.
Bu dükkânların çoğunluğu turistlere yönelik;
içeride ilginç hediyelik eşyalar ve geleneksel ürünler satılmakta.
Tipik turistik enstaneler, süslü püslü, rengârenk albenili objeler ...
Dükkânların bazılarına girip bakıyoruz.
Ortaçağdan kalma taş yapıların içinde
yılların birikmiş kokusu var sanki!.
farklı tütsülerle o ağır koku biraz yumuşatılmış gibi!.
bilmem bana mı öyle geliyor, ama sanmıyorum!
özellikle yağışın bol olduğu kış aylarında rutubet kaçınılmazdır bu yapılarda..
Şövalyelerin değişik kostümleri, kılıçlar, masklar, armalar, zincirler vs..
küçük objelerle hayat buluyor,
geleneksel kıyafetler yaşatılıyor, tarih unutulmuyor!
küçük objelerle hayat buluyor,
geleneksel kıyafetler yaşatılıyor, tarih unutulmuyor!
çoğu el işi ürünler...
Portekiz’in masa ve sehpa örtüleri oldukça ünlü.
Üzerinde el işlemesi çiçekler olan örtüler çok güzel,
almak istiyorum, ancak sonradan vazgeçiyorum. Almaların sonu yok çünkü!.
Hatıralık birkaç magnet alıyorum ve
bolca anılar biriktiriyorum
bunlar daha önemli. Biriktirdiklerimi de kendime saklamıyorum zaten.
Sadece çok özeller yüreğimin
tavan arasında ;)
Neyse efendim, hatıralık eşyalar satan dükkanlârdan çıkabiliriz artık!
yoksa daldığımız yerden çıkamayacağız ;)))
Portekiz'in meşhur horozu ve Ginja kiraz likörleri
Obidos sadece bu bölgeye özgü bir içki olan Ginja Likörü ile de meşhur.
Bu likör kirazdan elde ediliyormuş.
Turistlerin ilgisini çekmek için her türlü hüneri gösteren satıcılar
kiraz likörlerini hazırlarken hoş da bir gösteri yapıyorlar.
Müşterilerin enerjilerini yüksek tutmak için bu şekilde
Ginja lükörü satan birden fazla kafe ve seyyar tezgahlar bulunuyor.
Ginja Likörleri tezgâhlarda...
Madem ki Obidos Ginja likörü ile meşhur! O halde Ginja likörünün
tadına bakmadan olmaz..Öyle bardak bardak içilmez zaten likör,
küçücük çukulata kaplarında sunulan likörler hafif tatlı,
tek bir fondiple içiliyor ve bizden
tam puan alıyor!..
çünkü; 'nefis' :)
tam puan alıyor!..
çünkü; 'nefis' :)
Sunumuyla, kiraz aromalı nefasetiyle tadımlık
minik kuplarda
Ginja likörünü de içtikten sonra, Obidos Kalesi’ni yakından görmek üzere
sokağın sonuna doğru ilerliyoruz.
Tam karşımızda başka bir şapel daha görüyoruz.
İçeriye girdiğimizde ise mekanın bir kitaplık olarak düzenlendiğini görüyoruz.
Kitaplıkta, genellikle Portekiz'li yazarların
eserleri sergilenmiş.
eserleri sergilenmiş.
Tarihi yapıların kültürel amaçlı kullanımı atıl durmasından
çok daha yerinde bir uygulama,
benzerlerini kendi ülkemizde de pek çok yerde görmüştüm.
çok daha yerinde bir uygulama,
benzerlerini kendi ülkemizde de pek çok yerde görmüştüm.
****
Zamanla yarışıyor olmasak, bütün sokakları dolaşabiliriz...
ama yine de bir koşu surların etrafını dolaşıp geliyorum hemen ;) şaka yapıyorum tabi ki,
ancak bir saat daha fazla vaktimiz olsa, bu küçük kenti kesin, sokak sokak arşınlardık!
şu iki sokağın orta yerinde konumlanan sevimli ev,
kısa süreliğine de olsa yönümü değiştirmeme sebep oluyor!
hepsi bu işte..
'nerdesinnn?'
'merak etme, geliyorummmm!.' :)))
'merak etme, geliyorummmm!.' :)))
*****
Obidos Kalesi
Kale 12. Yüzyılda inşa edilmiş ve 14. Yüzyılda
restore edilerek bugünkü görünümünü almış.
Ve...Obidos Kalesindeyiz artık..
Başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz şu kule bir Ortaçağ Kulesi efendim.
Surlara yakınız, tamamını gezemesek de, bu tarihi atmosferin
içinde bulunmak dahi
bizi kısacık sürelerle de olsa çağlar ötesine taşımaya
yetiyor.
***
Her yıl Temmuz ayında Obidos Kalesi geleneksel bir Ortaçağ Pazarına ev sahipliği yapıyormuş. İki hafta boyunca kale ve çevresi, ortaçağ Avrupası’nı yeniden yaşatarak, zamanın ruhunu yansıtan ve değişik kostümler giyen askerlerin, tacirlerin, şarlatanların, hokkabazların ve sihirbazların, renkli gösterileriyle şenlenirken… gelen konuklar, "tavernalar"da ve pazar tezgahlarında ahşap hendek kazanlarında pişirilen; kavrulmuş domuz, tavşan, kuzu, morina, bıldırcın, sosis ve diğer ızgara etleri ve çorbaları... kalaylı tokmaklardan içip, tahta kaplarda afiyetle yerken Ortaçağ lezzetleriyle de buluşuyorlarmış.
Biz gezimizi, Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz için böyle bir etkinliği görebilme şansımız olmadı, ancak yine de Ortaçağ yapılarıyla çevrili tarihi sokaklarında yürüdüğüm Obidos’u çağlar önce ki hali ile hayal etmem pek de zor olmuyor.
Ve… bir gezinin daha sonuna geldik efendim.
Masal dünyasının içindeymiş gibi dolaştığımız Ortaçağ Kenti
Obidos'u da biz diğer Portekiz kentleri gibi çok beğendik.
Eğer siz de Portekiz’e gelirseniz, Lizbon’a çok yakın mesafade olan bu şirin Ortaçağ kasabasını mutlaka gezin ve denk getirebilirseniz eğer, tatilinizi de Temmuz ayı'nda yapın ki, 'Geleneksel Ortaçağ Şenliği'ni de böylece göre - bilin olur mu!..
Takipte kalınız… Portekiz gezimiz devam edecektir.
Esin Bozdemir
Çiçekler içindeki sokaklara bayıldım, ne güzelmiş. Horozunun meşhur olduğunu bilmiyordum öğrenmiş oldum. :))bu arada sen ne güzel sürekli geziyorsun arkadaşım, gezi bloğu olmanın harika yanı. :) Çok teşekkürler ben de gezmiş oldum:)
YanıtlaSilSevgiler...
@bücürükveben,
SilGezmekten kim usanır ! :))
O halde, daha da çok gezelim-görelim ve yazalım :))
Ben teşekkür ederim. Sevgilerimle..
Sayenizde biz de oturduğumuz yerden gezmiş olduk. Gezilecek görülecek çok yer var. Umarım bize de nasip olur.
YanıtlaSil@Recep Hilmi Tufan,
SilTeşekkür ederim. Sizin de görmenizi temenni ederim.
Daha nicelerine..Esenlikle..
ayyy ben de lizbon ve madeira adasına gitmek istiyorum. bir de ayrıca endülüs turu, malaga, cordoba, sevilla istiyom bakalım. tek başına işallah, atlayıp gideyim diyorum yanii :)
YanıtlaSil@deeptone,
SilUzun bir aradan sonra yurtdışı gezimizi biz de Portekiz ve İspanya'nın
Endülüs kapsamındaki şehirlerine ayırdık. Sırasıyla yazıyorum..
İnş. canım, en kısa gerçekleşsin dileğin, sonra da senin pencerenden yazdıklarını okumak isterim..
:) sevgiler..
en kısa 'zamanda' yı atlamışım ;)))
Silnot aldım bu yazını giderken bakarım yolda okurum bu yazınıııı rehber gibii :)
YanıtlaSil@deeptone,
Silsen oku ben hissederim :))
bu arada Frances Mayes'in 'Bir Gezginin Güncesi'ni tavsiye ederim..
gezilerini, öyküsel tarzda yazıyor Kitabın adı 'Dünyada Bir Yıl'
tamamdır okuycam :)
Sil;)
SilTarihi, ezgileri, müzikleri, mitolojisi, görselleri ve tafsilatlı yazılarınız nitelikli dikte edilerek her ânı mümkün olduğunca dikkatli değerlendirilip yaşanmış, ve her zamanki eşsiz konumlandırmalar-ınız ile anıların içinde yaşatan, sürükleyip götüren... yine harika bir yurt dışı gezisinden izler ve yansımalar Esin Hanım. Kendi adıma teşekkür etmeyi borç bilirim. Size "bloglar kraliçesi" demem boşuna değil!.Maşallah diyelim.:)
YanıtlaSilEvet, bir deniz ülkesi olmasına rağmen halkının aşırı dinine bağlı olmasına (İspanya bu kadar aşırı değil galiba) hep şaşırmışımdır. Bunda uzun yıllardır Doğu Ortodoks kilisesinin Portekiz üzerinde etkin ve önemli olduğunu düşünüyorum. Şimdi geriye dönük daha önce okuduğum post.larınızı anımsamak için ve/de kaçırdıklarımı zevkle okuyacağım.
Size ve ailenize güzel bir akşam ve şimdiden dingin bir hafta sonu dilerim.
Esenlikle..
@Mehmet Osman Çağlar,
SilEmeğe gösterdiğiniz değer ve zarif düşünceleriniz için çokkk teşekkür ederim Mehmet Bey.'bloglar kraliçesi' miyim? şimdi ben:) oysa kendi halinde dağlarda, bayırlarda özgürce dolaşan bir çoban kızıyım;)) Sizin gibi, emek vererek üreten, yaptığı işe saygı duyan tüm dostlara kocaman bir 'Maşallah' ta benden olsun o zaman :)
Evet Portekizliler dinine bağlı bir millet, ancak gördüğümüz odur ki, öyle aşırı muhafazakarlıkları yok!. Geleneklerine bağlılar, tarihlerine, kültürlerine sahip çıkmışlar.
Ben de size ve ailenize güzel bir hafta sonu dilerim. Esenlikle...
Obidos Kalesinin dar geçitlerinde insanların düşmemek için nasıl dikkatli yürüdüklerini görünce, sizin de yürüyüp yürümediğinizi merak ettim doğrusu?
YanıtlaSil@Mehmet Osman Çağlar,
SilVaktimiz olsaydı o ipincecik surların üzerinde çepeçevre yürümeyi isterdik, sadece görüntü almak için burçların bir yerine kadar çıktık..tek bir insanın geçebileceği surlarda geriye dönmeniz mümkün değil, çünkü çok dar! surlarda yürüyüşün, tahmini süresi de 1 saat gibi tutunca, tur aracını kaçırabilirdik, böyle bir riske girmedik..
Emeğine sağlık Esincim. Her zamanki gibi keyifle takip ediyorum.
YanıtlaSil@sezer eser perker,
SilBen teşekkür ederim Sezer'cim..
Dingin bir haftasonu dilerim.Sevgilerimle..
Gezi izlenimlerinizi zevkle okuyorum. Çok yönlü, detaylı, ilginç noktalara değinerek anlatıyorsunuz.
YanıtlaSilDükkanların içi ne kadar renkli.Emeğinize sağlık.
Sevgilerimi iletiyorum.
@Makbule Abalı,
SilDeğerli yorumlarınıza çok teşekkür ederim.
Farklı kültürler ve renklerle buluşmak, gerçekten heyecan verici.
Benden de sevgiler ve esenlikler...
İki kez yorum yazdığım halde gönderemiyorum. Sanırım bir sorun var.
YanıtlaSilSevgiler.
@Makbule Abalı,
SilMakbule Öğretmenim, yaklaşık bir haftadır şehir dışındaydım..
Bulunduğum yerden int. bağlantısı olmadığı için de mailler ve yorumları yayınlayamadım.
Gecikmelerim bu yüzdendir. Teknik olarak herhangi bir sorun yok.
Sevgi ve Saygılarımla...
Biraz geç gördüm bu yazınızı ama olsun:) muhteşem bir yer, bizim ege taraflarına benziyor, fotoğraflar da harika, elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSil@Eren O.
SilSorun değil sevgili Eren,
geç kalmış sayılmazsın :) çünkü ben de ancak bugün yorumunu yayınlayabildim..
Beyaz boyalı evler, daracık taşlı sokaklar...Evet, Rumlardan geriye kalan taş evlerle bezeli Ege köylerine benziyor biraz.. Beğenilerin için çok teşekkür ederim..Sevgilerimle :)
Küçük şövalyenin borçlarla imtihanı :)) ... diye okumuşum
YanıtlaSil
Silツ