12 Ağustos 2017 Cumartesi

"Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında"

 
Sakıp Saban Müzesi’nde ilk haberini duyduğum andan itibaren gitmeyi çok istediğim bir sergiydi "Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında" sergisi.  12 Ocak’ta başlayıp  30 Temmuz’a kadar sürecek olan sergiyi Temmuz’un son haftasında görebilme fırsatını yakalamış olmanın sevincini yaşadım. Ardından serginin 2 hafta daha uzatılmış olduğunu öğrenmek ise bu sergiyi göremeyenler adına güzel bir haberdi. 
1914 Kuşağı’nın önde gelen sanatçılarından Feyhaman Duran’ın 1000’e yakın eserinin ve kişisel eşyalarının yer aldığı "Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında" sergisi 13 Ağustos’a kadar sürecek, yani demem o ki, serginin bitmesine son iki gün kala ‘haftasonu önerim’dir sizlere.
Gelelim sergiye, biliyorum sosyal medyada fazlasıyla yer buldu sergiye dair haberler, görseller ancak bir de benim penceremden yansısın, sayfamı renklendirsin istedim  sanatçının muhteşem eserleri!. Elbette bu sergiyi göremeyecek olanlar için, sergiden küçük bir kesit ve tadımlık bir sunum olacak.  
Özellikle sanatçının yapmış olduğu portreler, beni benden aldı!. Tarifsiz bir hayranlıkla tek tek bakarken çalışmalarına, gözlerimi alamadım portrelerden!.  Yüzlerdeki ifadeler bu kadar mı gerçekçi olur!. bayıldım tarzına, üretkenliğine... imrendim. 
Ve başarılar söz konusu olduğunda bunun hiçbir şekilde tesadüf olmadığını bir kez daha anladım. Yetenek elbette şart, ama tek başına ‘yetenek’ başarılı olmak için yeterli değil.  Çok çalışmak ve çok üretmek…gönülden emek vermek!  işte bütün mesele burada, bunu başarabilmekte!.  İşte o zaman gerçek sanatçı oluyor insan.
FEYHAMAN DURAN, Türk Resim Sanatı'nda, portre sanatının ilk ve en önemli temsilcisidir.

Eserlerini yakından görünce bu ünvanın boşuna olmadığını idrak ediyor insan. Sanatçımız ile gurur duydum inanın ve bizleri sanatçının eserleriyle buluşturan SSM’nde, sergide emeği geçen herkese yürekten teşekkürlerimi ilettim. 
Sergi salonuna girdiğimizde kronolojik olarak sanatçının profiline dair detaylı bilgilerden Feyhaman Duran kimdir?in yanıtını;  ebeveynleri, çocukluk ve öğrencilik yılları, aile ve iş hayatı, yakın çevresi, arkadaşları, yurt dışındaki hayatı, önemli şahsiyetlerle olan ilişkileri ve İmparatorluktan Cumhuriyet’e geçiş dönemini yaşadığı çağa dair pek çok ayrıntıyı öğreniyoruz.

1914 Kuşağı’nın önde gelen temsilcilerinden Feyhaman Duran 1886’da (Kadıköy’de) doğar. İkinci Meşrutiyet’in ilan edildiği yıl (1908) de Galatasaray Sultanisi’nden mezun olur. Bâbıâli’de katip olarak işe başlar,  aynı yıl Tevfik Fikret okulun yeni mezununu muallim olarak göreve alır. Daha sonra ‘Ressamlar Cemiyeti’ne katılır.  1911’de resim eğitimi için Paris’e gider. 1914’te ülkesine geri döndüğünde ise bambaşka bir ülke ile karşılaşır. Duran’ın bu yolculukları sanatına da yansır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçiş döneminin etkilerini tamamen içselleştiren sanatçı böylece hem içinde yaşadığı dönemin hem de sanat tarihimizin en çarpıcı işlerine imza atan sanatçılarımızdan biri olur.
Feyhaman Duran, 
Portre, Atatürk, 1937
Portreciliğin öncüsü 
Feyhaman Duran’ın “özel koleksiyonu” olarak da adlandırılabilecek tablolarından yapılan seçkide sanatçının en çok tanındığı portre alanındaki çalışmaları başı çekiyor.  
Atatürk’ten Hasan Âli Yücel’e, İbrahim Çallı ve Hikmet Onat’tan Tevfik Fikret’e kadar Cumhuriyet’in şekillenmesinde rol sahibi birçok ismin tasvir edildiği portreleriyle Cumhuriyet Türkiyesi’nde bu alanda çok önemli bir ihtiyacı karşılayan sanatçı, portreciliğin öncüsü olarak kendinden sonra gelen birçok sanatçıyı da etkiler.
 
***


Feyhaman Duran - Otoportre

Gençliğinden ölümüne kadar birçok otoportreye imza atar ve 
kendi gibi ressam eşi Güzin Duran’ı da çok defa resmeder.

**** 

Güzin Duran'ın Portesi (Sağda)

****

Feyhaman Duran
Natürmort, 1945
Osmanlı Geleneğinden Cumhuriyet Modernizmine 
Geleneksel sanatlara yönelik ilgisi anıları ve söyleşilerinde aktardığı hayat görüşünden Duran’ın, tüm yaşamı boyunca Doğu ile Batı’yı aynı anda deneyimlemesinin etkilerini sanatına yansıttığını görüyoruz. 
Cumhuriyet Türkiyesi’nde portrelere duyulan ihtiyaçtan dolayı en çok bu alandaki işleriyle anılsa da natürmort, peyzaj gibi farklı türlerde aynı üretkenlikte çalışan sanatçının, iki dünya arasındaki gelgitlerini ve senteze ulaştığı noktaları eserleri üzerinden okumak mümkün.

*****


*****

Paris’te yeni bir dünya ile tanışır.  
Duran’ın, portrelerinin yanı sıra farklı türlerdeki çalışmaları dışında bir de Paris’teki eğitimi sırasında ilk kez canlı modelden çalıştığı  nü eserleri de (dudak uçurtacak türden:) oldukça başarılıydı.
Ayrıca İstanbul’un çeşitli semtlerini tasvir ettiği peyzajları ve hat kompozisyonlarının obje olarak yer aldığı natürmortları da yine sergide görülmeğe değer.

Beyazıt’taki evinin odaları ve atölyesi de sergide
Feyhaman Duran’ın eserleriyle beraber bir de sergide,  sanatçının kişisel eşyalarına da yer verilmiş. Sanatçının ressam eşi Güzin Duran’la beraber hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Beyazıt’taki evinden bazı bölümler, onun gündelik hayatını ve çalışma ortamını anlatacak bir düzenlemeyle müze ortamında sunulmuş.

****


Sanatçının kullandığı resim malzemeleri, mobilya ve hat koleksiyonundan örneklerin bir araya getirildiği; ressama ve dönemine dair oldukça bilgi sahibi olduğumuz bu düzenlemeler de son derece dikkat çekiciydi.
Güzin Duran'ın tabloları

Feyhaman Duran'ın kendisi gibi ressam olan eşinin eserleri de oldukça başarılıydı. 

***
Kadıköy Osmanağa’da doğan sanatçı, Güzin Hanım’la evlendikten sonra, Abbas Halim Paşa’nın kızı Prenses Tevfika’nın yaşadığı, Baltalimanı’ndaki Büyük Halim Paşa Yalısı’nın müştemilatına yerleşir. Çift, iki yıl sonra Güzin Hanım’ın müzisyen dayısı Rauf Yekta Bey’in Beylerbeyi ile Çengelköy arasındaki sırtlarda yer alan evine taşınır, İstanbul içinde bir dağ evi görünümündeki bu evde doğayla iç içe bir yaşam sürdürür.
Feyhaman Duran’ın peyzajlarından yansıyan doğa tutkusunu ve İstanbul’da yaşadığı semtlerden tualine yansıttığı çalışmalarda görebilmek mümkün.
Sanatçının bu yıllarda yaptığı tablolar ve poşadlar o kadar çok ki!. Bu çalışmalarda o yılların sakin Boğaziçi sırtlarını, bazen denizde seyir halindeki, bazen de kıyıya bağlanmış yelkenlilerini,  Sanatçı çiftin belli sürelerde misafir edildikleri Heybeli ve Büyükada’da da uzun doğa yürüyüşlerine çıktıklarını onlarca poşad ve tablo bize gösteriyor.
Gerek eserlerinde, gerek ise  hayatında gelenekle olan sıkı bağın açıkça görülebildiği Feyhaman Duran’ın, ilk kez bu kadar ayrıntılı bir sergiye konu olması bir istisna. Sanatçının koleksiyonundan yapılmış geniş kapsamlı bu sergiyi bitimine sayılı günler varken, haftasonu planlarınıza dahil edin ve kaçırmayın derim..

Güzel bir haftasonu dileklerimle..
Esin Bozdemir 

8 yorum:

  1. Eserler ne kadar uzun bir süre sergilenmiş. Portreler aldıklarına n kadar yakın resmedilmiş. Her zamanki gibi o kadar güzel ve detaylı anlatmışsınız ki insan sergiyi gezmiş gibi hissediyor.
    Teşekkürler.
    İyi bir hafta sonu diliyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Makbule Abalı,
      Gerçekten portreler olağanüstüydü. Sergiye ilgi oldukça fazlaydı. Özellikle, resim sanatıyla ilgilenen sanatseverler için kaçırılmayacak bir sergiydi. Ben teşekkür ederim. Size de güzel bir haftasonu dilerim. Sevgiler, esenliklerle..

      Sil
  2. Bu sergiye gitmeyi istiyordum, bitmesine daha çok var bir ara giderim demiştim bak sonu gelmiş. Hep böyle oluyor ertelemeden gitmek lâzım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Handan,
      İnsan her yere yetişemiyor gerçekten, ancak seçici davranarak bazı şeyleri öne almak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta şehir dışında olmasaydık, ben de bloğumda serginin + 2 hafta daha uzatıldığı bilgisini birazdaha erken yapacaktım..2 gün kala da olsa son anda belki gören olur diye, yine de paylaştım ama :)) sevgiler...


      Sil
  3. kaçırdığıma çok üzülüyordum. Ama bu kadar ayrıntılı bir yazıyla karşılaşınca sevindim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sergiyi kaçırdığımı düşünüyorken, gittiğimiz gün + 2 hafta daha uzatıldığını öğrendim. Neyse ki yatişebildim. Ancak hemen paylaşamadım. Çünkü 2 hafta daha uzatıldığını daha önce yazabilirdim...olmadı bir türlü. Senin de resimle ilgilendiğini biliyorum, eminim sen de çok etkilenirdin. Muhteşem bir sergiydi Zeynep. Portrelerdeki o ifadeler, özellikle gözler nasıl etkileyici idi. Belki yine sergilenir..
      Sevgilerle..

      Sil
  4. İyi ki göz detayından bahsettin. Fotograflardan çok belli olmuyor. BEn en iyisi sergi kitabını edineyim. TEşekkür ederim.
    Bütün resimler çok etkileyici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeynep Özmen Ünlü,
      Bu ayrıntıyı özellikle belirtmek istedim. Ben de resimle ilgileniyorum son bir iki yıldır istediğim gibi resime vakit ayıramasam da..Bu yıl yeniden resimlerle hemhal olmak istiyorum bakalım :) bence de Zeynep, en iyisi sergi kitabını almak olacaktır... Güzel bir haftasonu dilerim. Sevgilerle..

      Sil