22 Temmuz 2020 Çarşamba

Mim konusu 'kitap' olunca - 2

Kitapları seviyor musunuz?
O halde bütün hayatınız boyunca mesut olacaksınız demektir. 
(Jules Clarette)
Bir kitap dünyadan daha geniştir, çünkü maddeye düşünceyi katar. 
(Victor Hugo)
İyi seçilmiş kitapları okumak, geçmiş yüzyılların seçkin zekalarıyla 
önceden düzenlenmiş bir konuşmaya katılmak gibidir.  
(Descartes)
Bir kitap yürekten gelmişse ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir. 
(Carylee)

Kitapsız bir ev, ruhsuz bir vücut demektir.
 (Cicero)
:))

Kitap mimine gizergâhım bu defa ünlü düşünürlerin sözleri olsun istedim.
Veee kaldığım yerden mim sorularını yanıtlamaya devam ediyorum. ;)

6- Kitaplık düzeniniz neye göredir? Yazar adı mı? Yayınevi mi? 
Kitaplığa giriş zamanı mı? Rastgele mi?

Kitaplıkları kategorilere göre düzenledik. Hatta, ilgi alanlarımıza göre de eşimle bazı rafları bölüştük:). 'Gezi kitapları', 'edebi kitaplar', 'romanlar', 'biyografi kitapları', 'arkeoloji', 'sanat tarihi', 'resim', 'felsefe-düşünce' kitapları ağırlıklı olarak kitaplığın bir bölümünde.  'Psikoloji', 'sosyoloji', 'tarih' (kendi içinde de bir alt kategorilere göre;  'siyasi tarih', 'dinler tarihi', 'Osmanlı Tarihi', 'Avrupa Tarihi', 'Dünya Tarihi'...gibi ), toplum ve siyaset, sinema, fotoğraf, müzik...vb. şeklinde bölümlere ayırdık.

Ayrıca eşimin, oldukça kapsamlı bir 'Erzincan Arşivi' bulunuyor. Erzincan'a dair kaynak oluşturacak her tür kitap, roman ve koleksiyon - efemera kapsamında; belge, kartpostallar, dökümanlar, gazete arşivleri, film ve plaklar; ozanlar, şairler, yazarlar vs... Bu yüzden çalışma odasındaki kitaplığın büyükçe bir bölümünü 'Erzincan Arşivi' kaplıyor. Bütün bu kaynaklar ve birikimler, büyük bir emekle ve titizlikle işlenerek...gönüllü bir kültür hizmeti olarak ''Erzincan Nostalji' de okuyucuyla buluşuyor. bkz.

Prestij kitapları ise kitaplığın ayrı bir bölümüne yerleştirdik. Kitapların hepsi ayrı ayrı değerli. Prestij kitapları da zengin içerikleri kadar özel tasarım ve basımlarıyla da ayrıca çok özel.

Ancak kitaplıkların da kapasiteleri iyiden iyiye dolmaya başladı. Bu yüzden eve giren, alınan her yeni kitap artık kendine alan bulmakta zorlanıyor. Bazen raflarda yer bulamadığımızda ait olmadığı bir başka bölümün içine sıkıştırmak zorunda kaldığımız da oluyor. Ama genellikle, yeni alınan "okunacak kitapları" kendi bölümlerinde ve ön sıralara koyuyoruz. 

7- İmzalı kitaplara önem verir misiniz? Kitaplığınızda imzalı kitaplar var mıdır, 
hangi yazarların imzalı kitaplarına sahipsiniz?


'İmzalı kitap'lar aynı zamanda, hatırası da olduğu için pek tabidir ki ayrı bir öneme sahip. Sayıları çok fazla olmasa da, kitaplığımızda 'imzalı kitaplarımız' da vardır. Hangi yazarların? tek tek sayabilmem mümkün değil...

Blog dünyasından da yazar dostlarımızla hem tanışma fırsatı bulduğum, hem de imzalattığım kitaplar kadar, uzakta olup kendileri tarafından imzalanmış olarak tarafıma gönderilen ve ilgiyle okuduğum, sayfamda da tanıtımlarını yaptığım kitaplar oldu. Emekleri ve zarif takdimleriyle, her birine buradan ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ediyorum. Aralarında, olur da gözümden kaçar, atladıklarım olabilir kaygısı ile bu sorumu yanıtlarken ben, bugün hayatta olmayan değerli blog yazarlarımıza ait kitaplardan birkaçını  paylaşayım...

Aramızdan ayrılan değerli blog yazarı dostlarımızı da bu vesileyle, bir kez daha sevgiyle, rahmetle, özlemle yâd ederim. Hani bir şarkı vardır ya eskilerden;

"hatıralarmış kalan, her şey boş, her şey yalan...
Yalnızca zaman zaman canlanır hatıralar!.." 

Ben de bu yazıyı hazırlarken anılara doğru yolculuk yaptım ve bir kez daha gözümde canlandırdım, Gülsen Hocamızla ilk tanıştığımız anı...bloglardaki yazılarını...ve o yazılara, belki yazıların kendinden bile daha kıymetli olan, yapılan o yorumları düşündüm!. Kısadır, uzundur demeden gerçekten takip ettiğiniz yazarların yazılarını okumanın...ve üzerine uzun uzun bazen de kısa ama öz...o yazıyı idrak ederek ve karşınızdakine değer vererek yapılan o yorumların ne denli kıymetli olduğunu!.. Yorumlarımızı toplasak bir kitap olur herhalde!  Hele ki Gülsen Hocamızın yorumları! her biri birer ders niteliğinde. Ne mutlu ki bize, yollarımız bloglar aracılığı ile böyle değerli kalemlerle  buluşmuş...kelimelerle köprüler kurmuşuz!.

Artık onlar, geriye bıraktıkları eserleri ve hatıralarıyla daima kalplerimizdeler. Ruhları şad olsun...


 Blog Dünyasından ilk imzalı kitabım, çok değerli Gülsen Varol Hocamız'dan;


'Albümdekiler' ve 'Cehennem Deresi' 
Gülsen Varol*

Değerli Gülsen Varol Hocamızın blogu
ilk tanışmamız ve kitaplarını tanıttığım yazılar alttaki linklerdedir.
Özellikle 'Albümdekiler' i çok etkilenerek, hüzünle okumuştum.
O romanda Gülsen Hocamızın hayatından çok derin izler var...


'Mavi Mısralar' Şiir Kitabı ve
'Son Güz Fırtınası'Gençlik Romanı
Mehmet Osman Çağlar**

Kendisini hiç görmesem de,
Nezaketi, centilmenliği ve duygu yüklü tavırlarıyla...şiirleri ve yazdığı romanıyla...
Blog dostumuz Değerli Mehmet Osman Çağlar'ı da Saygıyla, sevgiyle anıyorum.
 Işıklar içinde uyusun.

tıklayınız - tıklayınız - Blog

*
Bir de blog camiasının dışında, Doğan Cüceloğlu'ndan  paylaşmış olayım.


'Savaşçı'
Doğan Cüceloğlu

Bu arada kitapları yayınlanır yayınlanmaz büyük bir heyecanla alıp okuduğum ama ne yazık ki kendilerine imzalatamadığım kimi blog dostlarımın da, diliyorum yeni çıkaracakları kitaplarında hem kendileriyle tanışma, hem de kitaplarını imzalatma şansını bu defa yakalamış olurum. 

8- Açık düzen kitaplık sevenlerden misiniz, 
yoksa camekanlı ve kapaklı kitaplıkları mı tercih edersiniz?

Kitaplığın içi görünür bir şekilde camekanlı olması hem şık, hem de kullanım açısından oldukça pratik ve korunaklı. Güneşten, tozdan korunduğu gibi aynı zamanda organize etmesi de kolay. Alt bölümlerin kapaklı ve diğer raflara göre daha derin veya geniş olması da...ayrıca çok kullanışlı. Abone olduğumuz aylık dergiler ve kırtasiye gereçleri gibi, hacimleri değişken ıvır kıvır malzemeleri de bu dolaplar derleyip toparlıyor. 

9- Kitaplığınızdaki en değer verdiğiniz kitap ya da kitaplar hangileridir?

Kitapların her biri ayrı ayrı değerli ama sevdiğim dostlarımdan hediye aldığım kitaplar
ve okuduğum bazı yazarların kitapları
 (edebî üslûplarının güzelliği ve aynı zamanda konularının enterasanlığıyla...) üzerimde bıraktığı
etki bir başka...
Bu sorunun yanıtına -sayıları daha fazla olmakla birlikte-
sadece birkaç örnek vereyim.
tıklayınız - tılayınız - tıklayınız 

10- Kitaplığınızda henüz okumadığınız kitaplar için ayrı bir raf var mıdır, yoksa karışık mı koyarsınız ya da okunmamış kitapları ayrı bir yerde mi muhafaza edersiniz?

Kitaplığımızdaki kitapların en az üçte biri kaynak kitaplardır. Diğer kitapların yarısından fazlasını okusak dahi, okuyamadıklarımız da var tabi ki. Yeni aldığımız kitaplar bir müddet gözümüzün önünde -kimi başucumuzda, kimi rahat koltuklarımızın yanındaki sehpalarda- duruyor. Çünkü onlar her an elimizin altında, göz gezdirmeye, sayfaların arasında gezinmeye müsait bir şekilde, yakın planda, o miss gibi kokularıyla içimizi ferahlatıyor!..teşvik edici bir şekilde "ben geldim, okunmaya hazırım" diyor :))) Daha sonra okundukça, türlerine göre kitaplıkta ait oldukları bölümlere yerleşiyorlar. Ama fırsat bulup okuyamamışsak... ve evin içinde, yavaş yavaş küçük kulelere dönüşmeye ramak kalmışken... daha fazla dağılmadan, hemen duruma el koyarak, onları kitaplığın ön sıralarına koyuyoruz ki! böylece birbirimizi unutmayalım!.. ve bir an önce okuyalım :)

11- Son olarak bir oyun yapalım, kitaplığınızın ilk rafına gidiyor ve sol baştan başlayarak kitapları sayıyor, yaşınıza denk gelen kitabın adını yazıyorsunuz.


Ha ha hayyy! Bu soru ne yazık ki bana uymadı. Görselde gördüğünüz gibi her raf ortalama 15-20 kitap alıyor. Bu yüzden ilk rafı atlayıp, 2. rafa geçtim ama onu da tutturamayınca "yolu yarılayıp geçeli çok oldu!. Ama şu 'yaş 35 yolun yarısı eder!'  tabiri de artık 21. yüzyıla hiç uymuyor!" Ömür yaşı uzasa da, hiç hesapta olmayan bir düşman hayatlarımızı esir aldı! Artık ya varsın ya da yoksun! Covid 19 bütün ezberleri bozdu. 

Nerde kalmıştım evet :)) ilk raf, olmadı 2. raf derken...bir alt sıraya geçiyorum. 
Veeee  evetttt!!! bunu tutturuyorum :)) yaşasınnn! raf ömrüm henüz dolmamış :))
  ortalara gelmeden yaşımla buluşuyorum;) 

Bakalım elim hangi kitaba dokunmuş!!

Zaman Yolcusunun 
'EL KİTABI'
-Time Traveler’s Handbook-


Yazar: Johnny Acton, David Goldblatt, James Wyllie
Çevirmen: Hazal Ceren Deniz

Yayınevi :Maya Kitap

Tam benlik, bile-isteye aldığım bir kitaptı. Henüz okumadım...
Bu yüzden arka kapak yazısındaki tanıtımı buraya ekliyorum.

Tarihi öğrenmenin en iyi yolu onu yaşamaktır!
Pek çoğumuz Woodstock Festivali’ne katıldığımızı, I. Dünya Savaşı’nı başlatan suikast gerçekleşirken oradan geçmekte olduğumuzu, Berlin Duvarı’nın yıkılışını canlı canlı izlediğimizi iddia edemeyiz. Ancak bu durum artık değişebilir. 
Zaman Yolcusunun El Kitabı, yolcularına 18 büyük tarihi olayı yerinde izleme fırsatı sunuyor. Dilerseniz Paris’in devrimci kadınlarıyla birlikte Versay Sarayı’na yürüyebilir, Kaptan Cook’la beraber Tahiti ve Avustralya’ya seyahat edebilir, Marko Polo ya da Kubilay Han’la vakit geçirebilirsiniz. Günümüze daha yakın bir tarihe yolculuk etmek isterseniz The Beatles’ın tarihin en önemli müzik gruplarından biri haline gelişine bizzat tanık olabilir ya da Muhammed Ali’nin ormandaki dövüşünü yerinde izleyebilirsiniz. 
Yolculuklarınızda size eşlik edecek olan zaman yolculuğu rehberlerimiz Wyllie, Acton-Goldblatt’le olayları başından sonuna dek izlerken o günlerin gelenekleri, alışkanlıkları ve kültürü konusunda bilgi edinecek ve orada ne yiyip içebileceğinizi, nerede kalabileceğinizi, neler giyebileceğinizi ve kimlerle tanışabileceğinizi öğreneceksiniz.
 (Tanıtım Bülteninden)
Dilerim sizler de kitap mimini keyif alarak okumuşsunuzdur.

Bu yazıları yazmama vesile olan
mimi hazırlayan "Leylak Dalı" ve katılmamı öneren "Bulut Gölgesi"
Değerli blog arkadaşlarıma... bir kez daha teşekkürlerimle...

Kitaplar ve kitap dostlukları hayatımızda hep var olsun.
Sağlıkla, sevgiyle ve kitapla kalın...
 💙


Mim konusu kitap olunca -1
tıklayınız

15 yorum:

  1. Asıl ben teşekkür ederim vakit ayırdığınız ve blogu okumamıza imkan verdiğiniz için, çok sevgiler, sık sık yazın, o güzel fotolarınızı paylaşın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Leylak Dalı,
      Rica ederim Nurşen Hanım. Uzun zamandır bloguma girmemiştim, kitap mimi buna vesile oldu, ben de çok severek yazdım. İnşallah dediğiniz gibi olur, daha sık yazabilirim... Sevgilerimle... ❀

      Sil
  2. Kitap dünyanın kapısını bize açtığın için teşekkürler. Her iki yazını da zekle okudum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @hüznün tadı,
      Asıl ben teşekkür ederim. Zaman ayırıp okuduğunuz ve değerli yorumunuz için...
      Siz de sevgiyle, esenlikle kalın...❁

      Sil
  3. Ah! İyi ki bu mim'i seninle paylaşmışım. Sevgili Nurşen iyi ki hazırlamış bu soruları... Biz bunca yıl yazıp dururken aslında hala birbirimizi bu kadar inceden inceye tanımamışız. Ortak bir sevdanın elemanları olmak ne güzelmiş :)
    Okumaya doyamadım gerçekten. Hatta dönüp şimdi sindire sindire bir kere daha okuyayım diyorum.
    Sımsıcak sevgilerle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @tülin,
      İnsanı 'inceden inceye' tanımak da zaman gerektiriyor! Ama ortak sevdamız "kitaplar" olunca...ortak dil kendiliğinden oluşuyor. Evet, bu da çok güzel :) Güzel sözlerin, güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Pandemide hepimize bloglar, can yeleği gibi yetişti. Blog tutmaya, okuyup, yazmaya devam edelim.) Benden de çok sevgilerle.✿

      Sil
  4. Yine okumak çok keyifliydi Esincim ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @oytunla hayat,
      Şebnemcim ben de zaman ayırıp okuduğun ve keyif aldığın için çok teşekkür ediyorum.
      Sevgilerimle ♥

      Sil
  5. Kitapların da kitaplığın da tıpkı senin gibi Esinciğim. Kaliteli, derli toplu ve düzenli. Adeta ışıldıyor. Kitaplığı düzenleme konusunda epeyce tüyo almış durumdayım senden. Kitap çıkarmış olan merhum blog arkadaşlarımızı görünce gözlerim doldu bir ara. Hayat ne kadar da gelip geçici. Bir vardılar, bir yok oldular, işte bu kadar. Mekânları cennet olsun. Doğan Cüceloğlu ile buluşmuş olman ne güzel. Kendisini çok ama çok severim. Bir röportajını izlemiştim. Ağlamaktan bir hal oldum. Özellikle annesi konusu açıldığında:((
    Mim demeyip özene bezene yazdığın ve iki bölümden oluşan bu yazını çok büyük bir keyifle okudum. Yazan ellerin dert görmesin Esinciğim. Daha nice kitaplarla bilgi dünyasının doruklarında gezmeniz ve de mutlu bir hafta sonu dileğiyle. Sevgiler çok...💐💐🙌 👐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Zarif sözlerin için çok teşekkür ederim Sevgili Zeugmacığım. Düzen konusunda biraz hassasım, aksi taktirde konsantre olamam!. Zaman su gibi geçiyor. Şu bloklarımızı bile açalı 10 yıldan fazla oldu. Bu camiadaki blog arkadaşlarımızın kimileri aramızdan ayrıldı. Şimdi şu yorumu yazarken bir an “dalgaları aşmak” blog sayfasının yazarı geldi aklıma... Her birinin mekânı cennet olsun. Doğan Cüceloğlu ile buluşmak çok anlamlıydı. İmzalı kitabı benim için de güzel bir anı oldu.

      Kitap mimi, yeniden yazmama güzel bir vesile oldu...Keyifle okumana ve ziyaretine çok memnun oldum Zeugmacığım. Kitaplar ve bloglarımız hayatımızda hep olsun. Aynı temennilerle ben de sana çok güzel bir hafta sonu diliyorum. Sevgilerimle❤️🌺💕

      Sil
    2. Dalgaları Aşmak blogunun yazarı da mı vefat etti yoksa Esinciğim? Kaliteli bir hanımefendiydi kendisi. Sevgi doluydu. Çok güzel tablolar yapıyordu. En son köpeğinin ölümüne çok üzülmüştü ve bir daha yazmamıştı. Umarım yanlış anlamışımdır. Hayattadır kendisi inşallah...

      Sil
    3. @Zeugma,
      Ne yazık ki :( ben de ortak dostların “Bilge” nin bir paylaşımında Facebook’da öğrenmiş, çok ama çok üzülmüştüm...
      Zeugmacığım. Işıklar içinde uyusun...🌹🙏🌹

      Sil
  6. Ah Esinciğim, sen söylemeden buldum maalesef o kara haberi:((
    Bedia hanım 22 Mayıs 2018 tarihinde hayata veda etmiş. Hiç duymadım, bilmiyordum. Ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Bütün hücrelerim titriyor şu an.
    BEDİA VURAL ANMA RESİM SERGİSİ başlıklı bir yazı ile öğrendim az önce. Çok kaliteli ve sevgi dolu, çok asil bir hanımefendiydi. Tablolarından birine çocuklar için bir şiir yazmıştım. Çok mutlu olmuştu. Hem onun hem benim blogumda yayınlamıştık hatırlarsan. Çok ani oldu öğrenmem. O kadar üzgünüm ki. Allah gani gani rahmet eylesin...🌹🌹🙏🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Sevdiğimiz, kaliteli, birikimli ve sevgi dolu blog dostların aramızdan bu ani ayrılışları bizi derinden sarsıyor. Yüzyüze gelmesek de bazı insanların üzerimizde bıraktığı o etki çok başka! Sevgili Bedia’da öyleydi...eksikliği hep fark edildi. Çok özel bir insandı.
      Ben de az önce bahsettiğin şiiri bulmak amacıyla yeniden blog sayfasında gezindim. Hem o şiirin olduğu resmî inceledim Hem de yaptığı diğer resimleri. Hepsi birbirinden anlamlı ve değerli çalışmalar.. İzleri hiç bir zaman silinmeyecek. Amin canım. Mekanı cennet olsun. İnşallah. 🙏🌺🙏

      Sevgiyle, esenlikle...💕💕🌺
      ( http://dalgalariasmak.blogspot.com/search/label/yağlıboya%20resim )

      Sil
  7. Birinci bölümde yazdığım duygular tabii ki bu bölüm için de geçerli. Tekrar; yüreğine, belleğine, ellerine sağlık diyorum. Yaşama, sanata, düzene ve çalışmaya verdiğin özenin tamamiyle seni yansıttığını anlamamak mümkün değil. İyi ki varsın.

    Bu arada "Dalgaları Aşmak" zaman zaman yorumlaştığımız, resimlerini çok beğendiğim, köpeği ile ilgili paylaşımını gözyaşı dökerek okuduğum, zarif, nahif bir kişiydi. Vefatını şimdi duydum ve sarsıldım. Nur içinde yatsın.

    YanıtlaSil