Batı Akdeniz kıyılarına gerçekleştirdiğimiz Antik Kentler gezimizi kaldığımız yerden anlatmaya devam ediyorum. Akdeniz kıyılarına paralel bir uzanış gösteren ve Toros dağlarının denize bakan yamaçları boyunca sürdürdüğümüz; kimine ilk kez yolumuzun düştüğü, kimine ise hayran kalıp ikinci kez gittiğimiz gezilerimiz boyunca, birbirinden ilginç görüntü ve video kayıtları çekmiştik. Yüzlerce kayıt arasından seçmekte zorlandığım gezi fotoğraflarımızdan bazılarını sizlerle paylaşıyorum...
Güzergahımızda yer alan Gömbe yaylasından görüntüler… onlar şanslı koyunlar :)
Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan antik kentlere -neredeyse her geçen gün talan edilen ancak yine de doğal hayatın dışında sömürü sisteminin şimdilik ulaşmadığı! - birbirinden muhteşem doğa manzaralarına dair söylenecek çok şey var biliyorum, bunlar ne yazmakla ne de anlatmakla biter! konunun uzmanları yeterince yazıp çizdiler. Benim de söyleyeceklerim var elbette nacizane, özellikle ilgimi çeken mitolojik efsaneleri ve gezginliğimiz esnasında kendi hissettiklerimi de bir başka söylemde paylaşacağım sizlerle… Ama şimdilik benim yerime fotoğraflarımız konuşsun istiyorum.
Arykanda'ya giden yol güzergahımız bakın böyle....
kıvrıla büküle dağ yollarına tırmanırken içimize bi dolu iyonizerli
orman havasını soluduk bol bol...
ohhh misss gibi :)
ohhh misss gibi :)
Arykanda Antik Kenti, Antalya’ya hem sahilden, hem de içeriden 150 km uzaklıkta Elmalı-Finike karayolunun tam ortasında ve bugünkü Arif köy yakınında; Beydağları’nın güney yakasında ki Şahinkaya isimli sarp kayalığın eteğinde yer alıyor.
Bir duvar gibi kenti kuzeyden sınırlayan bu sarp kayalık yüzünden adını LUWICE – ARYKAWANDA yani ‘Yüksek Kayalığın Yanındaki Yer ‘ den almış. Antik Kenti gezerken karşımıza çıkan tanıtıcı levhada ayrıntılı bilgiler mevcut. (resmin üzerine tıklayınız.)
Kentin girişinde karşılaştığımız ilk yapı, duvarları ve pencereleri hala ayakta sağlam kalabilmiş ve leb-i deryayı karşısına almış olan hamamdı! Karşı terasta büyük bir bazilikanın kalıntıları ve şehrin sağ yamacında nekropol ve korumaya alınmış büyük bir blok üzerinde yer alan kabartmalar ilgi çekiciydi.
Bu görkemli kapıdan kimler geçmedi ki!..
dedik ve tabi ki o asırlık eşikten biz de geçtik :)
dedik ve tabi ki o asırlık eşikten biz de geçtik :)
Batılı gezginlerin İsviçre Alplerine benzettikleri Aykırçay vadisindeki Arykanda kentinin tarihi en eski Milattan Önce 2000'lere kadar uzanıyor. Pers istilasının ardından Batı Anadolu’nun kültür ve sanat alanında parlamasının etkileri görülen kentin tarih sahnesine, M.Ö. 400'lerde Büyük İskender çıkıyor ve tüm Batı Anadolu’yu kendisine bağlıyor. Sönük geçen bir dönemin ardından Romalılar’ın hakimiyetine giren kent şaşaalı bir dönem yaşıyor ve hatta kendi sikkesini dahi bastırıyor. Depremler, yıkımlar...derken, erken Bizans, Arap Akınları ve Haçlı Seferleri’nin ardından en son Türkmenler’in hakimiyetine giriyor. Daha sonra kent, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çevresinde yapılan iskanlarla ve adını antik kentten aldığı düşünülen Arif Köyü ufak bir yerleşim yeri olarak yaşamını bu güne kadar sürdürüyor…
bu görkemli ve akustik özelliği olan tiyatroda bulunduğumuz
sırada kimsecikler yoktu bizden başka!
2 kişilik bir konser bile gerçekleştirdik biz bu sahnede ;)
sesimiz yankılandı dağlardan dağlara!
çağlardan çağlara :)
bundan ala yer mi ola:)
bağır bağırabildiğin kadar avaz avaza !..
tam da sahneyi bulmuşken azıcık bizde eğlenelim istedik :)
yine de yüreğimiz gam yemeyecek..
dağ, bayır demeden onca yolu aştık geldik,
çıktık bu meydana! hem çaldık hem söyledik ve
bir güzel soluklanıp seyreyledik manzarayı:))
görünce bu dağların doruklarını! tüm yorgunluğumuza değdi doğrusu...
çepeçevre tüm vadiyi içine alan bu panoramik manzara oldukça etkileyiciydi.
stadyum 'daki bu yalnız ağaç; "ufak tefek olduğuma bakmayın benim!
neler görmedim ki ben neler" der gibiydi!..
kimbilir ne çok şeylere şahit oldular!.. ağaçlar, taşlar...
dile gelseler de bir konuşabilseler keşke
veya biz o taşlardaki antik yazıları bir okuyabilsek!
doğanın o sessiz çığlığını bir duyabilsek !
Arykanda yerleşimini sarp kayalıklı bir tepeye vermiş, son derece etkileyici bir antik kent. Kent kademe kademe yükselen teraslar üzerine oturtulmuş. Kalıntılar çam ve sedir ağaçlarının gölgesinde.
Antik kentin dar sokaklarında ve bu ıssız koridorlarda kertenkeleler önümde bir o yana bir bu yana yürüdüm durdum... ve dağların zirvelerine doğru bu dik merdivenleri kertenkele kardeşlerle birlikte çıkmak!.. ne desem ki :)) yılan olmadıklarına şükrederek !!!! pek başka bir duyguydu!..ala, ala.. pek ala:))
Arykanda tiyatroları, stadyumları, hamamları, su sarnıçları, kaya mezarları ve labirentleri ile adeta bir açık hava müzesiydi …
Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Toros Dağları’nın izlerini makiler de, yer yer iğne yapraklı çam ormanlarında hatta bu güne değin kendisini koruyabilmiş bu görkemli sedir ağaçlarında görebilmek güzeldi…
Bu güzel ve keyifli yorgunluğumuzu antik kentin girişindeki çeşmeden akan buz gibi suları kana kana içip ardından yediğimiz gözlemelerle de karnımızı doyurduktan sonra... bir sonraki keşfimize hazırdık artık :))
Esin Bozdemir
Tatil böyle olmalı, gezi böyle yapılmalı. Ben kendimi sadece burada görebildiğim için bile şanslı addederken tüm bu güzellikleri, siz ortasında neler hissettiniz kimbilir.
YanıtlaSilFotoğraflar her zamanki gibi enfes.
Devam Esmir...
Sevgiler...
çok güzel yerler
YanıtlaSilçok güzel fotoğraflar ve bilgiler...
bize de temiz havayı koklattınız,teşekkürler...
Nefis bir gezi olmuş. Şarkı söylerken sesini duyamasam da :) ben de gezdim şahane fotoğrafların sayesinde o güzelim yerleri. Paylaşım için teşekkürler canım.
YanıtlaSilSevgiler
Esmircim, o ağaç varya, bak buraya yazıyorum gidip onu bulucam ve dokunucam. Fotoğraf beni çook etkiledi.
YanıtlaSilsevgiler
harika resimler ve harika anlatmışınız..tşkrler..
YanıtlaSilCennet ülkemizin bu bölgesini çok iyi bilmeme rağmen, tekrar sizinle güzel bir yolculuğa çıktım. Buram buram tarih ve Akdeniz! kokan bu postunuza, artık gider gelir bakar, hem görselliğin, hem de yazılarınızın doyumunu çıkartırım.
YanıtlaSilHer zaman ki bu olağandışı güzel postunuz ve paylaşımınız için teşekkür ederim(iz). Şimdi tekrar eski postlarınızı da inceleyeceğim.
İyi bir hafta ve esenlikler dilerim...
@Asuman Yelen,
YanıtlaSil@Baykuş Gözüyle,
@Çınar,
@Zeynep Özmen Ünlü,
@arkashx,
@MEHMET,
Değerli düşünceleriniz ve yorumlarınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür eder,
İyi haftalar ve esenlikler dilerim...
sırasıyla tüm tatil postlarınızı heyecan içinde okudum:)
YanıtlaSilşimdi benim güzelim köyüme doğru çevrilecek rota sanırımm dedim...
ama olmadı...
yaylalarımıza doğru tırmandınız:)
bir daha ki sefere kaş kekovayı ess geçmeyiniz lütfen:)
buram buram tarih ve kekik kokan köyümü şereflendirin kısmetse:)
bloğumun ismi köyümün kekiklerinde esinlenilerek koyulmuştur:)
kekik kokulu sevgilerimle tekrar:)
bir tutam kekik,
YanıtlaSilHoşgeldiniz sayfama aslında biraz da benim dünyama demem daha doğru olur...
Hiç Kemer' e kadar ve hatta daha da ilerisine gider de kekik kokulu o özel toprakları atlar mıyız!..gittik elbette!hatta hem kekiklerden hem de çam balı ve harput pekmezinizden aldık...(öylesine çok ki paylaşmak istediklerimiz!..)bunu not ediyorum altı çizili olarak, o muazzaz koy ve köy(ümüz)ü de en uygun olacak bir post.a dahil edeceğim ...
ben de esen rüzgarlarla birlikte size bin tomar sevgi:) ve bin tomar :)umut gönderiyorum...
bir tutam az geldi gözüme...:)
esenlikler dilerim...
bende bu sevgi tomarcıklarını alıyorum gönlümün enn güzel yerine koyuyorum:)
YanıtlaSilçok teşekürler...
sayfama yaptığınız anlamlı ve çok özel ziyaret içinde ayrıca şükranlarımı sunuyorum size...
bekliyorum heyecan içinde köyüme sizin eşliğinizde gezintiyi:)
enn kalbii sevgilerimle...
Sevgili arkadaslar bu yazılar yazılalı 3 yıl geçmiş ama, bugün bahse konu yere bende gittim ve gezdim. O şanslı kişilerden biride ben oldum. Tek kelime ile muhteşemdi. Arykanda...... Rüya gibi cennetten bir köşe gibi doğa harikası yerler. Ve aynı zamanda burası büyük iskenderi konuk eden bir kent imiş!
YanıtlaSil