12 Mart 2013 Salı

'Türk Operasında Dekor Resimleri' ve Duayen Dekoratörlerimiz


Süreyya Opera binasının zarif atmosferi içinde, Türk Opera - Bale tarihinin duayen dekoratörlerinden tasarım seçkilerinin yer aldığı "TÜRK OPERASINDA DEKOR RESİMLERİ" sergisindeydim bu hafta. Bahariye caddesindesinin en güzel tarihi binalarından olan Süreyya Opera’sının fuayesinde düzenlenen bu sergide opera ve temsillerin sahne dekorlarının resimleriyle kısa bir nostalji yaşadım.
Operaya ve baleye asıl ruh veren unsurun müzik olduğu ama şiirin, dansın ve estetiğin birleşiminde bir de o bütünlüğü destekleyen en önemli tamamlayıcının da sahne dekoru olduğu bir gerçektir.
“Perde Açılınca İzleyicinin Karşısına İlk Çıkan Dekordur”

“Dekor, lirik / dramatik anlatımın görsel tamamlayıcısıdır. İzlenen öykünün ve dinlenen müziğin etkisi, dekorun oluşturduğu ortamda anlam kazanır. 
Seyirciyi anlatılan öykünün, olayın içine sokmak; bu amaçla duygu boyutunu yoğunlaştırmak için benzetmelere/illüzyonlara başvurmak ve bunun aracı olarak eylem, müzik, ses, jest, mimikden yararlanması ve nihayet öykünün geçtiği mekân ve zamanı tasvir etmesidir. İsterseniz simulasyon da diyebilirsiniz. İşte dekor veya sahne tasarımı denen şekil sanatı, opera ve balenin ayrılmaz parçasıdır. Eserin sahnede izleyicinin karşısına çıkışı; müzik direktörü/rejisör ve dekoratörün duygu ve düşünce birliğiyle sağlanır. Perde açılınca izleyicinin karşısına ilk çıkan dekordur.

Dekorun işlevi, eserin, öykünün ruhunu yansıtacak ortamı; şekillerle, renklerle oluşturmak değil midir? Dekor yalnız olayın mekanını değil, zamanını da göstermelidir. Dramatik anlatım ancak öyküyle bağdaşan, onun geçtiği mekan ve zamanı görsel simgelerle tamamlayan bir tasarımla başarılır. Operada dekor, rejisörün temel bir sahneleme ve anlatım aracıdır. Bütün sahne eylem ve trafiğinin inandırıcılığı, başarısı, rejisör ve dekoratörün anlayış birliğiyle bağlantılıdır. Dramatik gerçekliğin izleyiciye aktarılmasında mekan düzenlemesi yarattığı atmosferle birincil derecede önemli bir anlatım unsurudur. Kuşkusuz, dekorun ayrılmaz bir bütünleyicisi de “ışık”tır.” (*)

Sergilenen örneklerde orijinal çizimler, dekor resimlerinin orijinallerinden fotokopiler ve fotoğraflar bulunuyor. Şimdi sıra benim vizörümden yansıyan görüntülerde.)

Önce birkaç fotoğraf çekelim bu harika mekanın içinde...
bu görüntüler de benim sayfamın dekorları olsun efendim :)


Sergi Opera binasının fuaye salonunda 2. katta yer alıyor...

tavanı süsleyen meleklere bayıldım...
Karton-piyerler melek kabartmalarıyla donatılmış ve çok zarifler...
Şimdi sergiyi gezebiliriz artık...
ONLAR DUAYEN SAHNE TASARIMCILARIMIZDIR!
 Turgut Zaim (1906 - 1974) 
Sergi Turgut Zaim 'in siyah beyaz ve renkli kalemlerle yapmış olduğu eskizleri ile başlıyor. Değerli sanatçılarımızın dekor resimlerini incelerken haklarında da da pek çok detaylı bilgileri panolardaki biyografilerinden öğreniyoruz. Anadoluya aşık memleket sevdalısı bir ressam.. bkz 
Tarık Levendoğlu (1913 - 1979)
Devlet tiyatrosu ve operanın öncü yaratıcılarından, sahne ve giysi tasarımcısı, ressam, yönetmen, oyun çevirmeni, eğitmen olan Tarık Levendoğlu çok yönlü bir sanatçı. ( Bu kadar önemli bir sanatçımızın hayatına dair ne yazık ki doğru düzgün bilgiye ulaşamadım nette! ) Bu yüzden sergide –panoda - yer alan sanatçımıza ait bilgiler önemlidir. Üzerine tıklayarak bilgilere daha rahat ulaşabilirsiniz.
Ulrich Damrau (1914 - 2007)
Ankara Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Sanat Yönetmeni Muhsin Ertuğrul’un daveti üzerine Türkiye’ye gelen sanatçı Shakespeare’nin ‘Othello’ Oyunu ile Lehar’ın Tebessümler Diyarı operetinin dekor ve kostümlerini yapmış. Devlet Tiyatrosu ve Operasında bir süre konuk sanatçı olarak çalışmış. Daha sonra Sanat Teknik Müdürlüğü ve Baş Dekoratörlüğüne atanır.  
Ulrich Damrau
Damrau tiyatro, opera ve bale tasarımlarının yanı sıra, Ankara Devlet Konservatuarında da dekor ve kostüm dersleri verir. Uzun yıllar ülkemizde görev yapan Damrau ilk kez döner sahneyi de hayata geçiren kişi olmuştur. Ulrich Damrau Türkiye’ den ayrıldıktan sonra Almanya’da Münih Devlet Televizyonuna Baş Dekoratör olarak  görev yapmıştır.
Sabih Kayan (1915 - 1992)
Sergide bazı dekoratörlerin daha geniş, bazılarının ise daha sınırlıydı örnekleri. ( Sabih Kayan'a ait nette hiçbir bilgi bulamadım!)  ‘Hayatta olmadığı ve dekorlar eski yıllara ait olduğu için kısıtlı olduğu...' belirtilmiş tanıtım broşüründe de! Mesleklerini Devlet Opera ve Balesi'nde halen sürdürmekte olan dekoratörlerin eserlerine, tarihsel bir seçki olması açısından yer verilmemiş.. Sanırım onlara ayrı bir sergide yer verilecekmiş..(Sergide yer alan panoda belirtilmiş..) 
Yani bu sergi Türk Opera ve Balesi'ne emek vermiş dekoratörlerin çalışmalarının toplu ve retrospektif olarak ilk defa bir araya gelişi oluyormuş efendim.. 70 Yıllık bir arşiv için yeterli olmasa da, ilk olduğunu göz önünde bulundurarak, 'zamanla çoğaltılabilir ' düşüncesi içinde iyimserliği elden bırakmadım yine de! Yurt dışındaki sergileri düşününce, arşivcilik de yeterli olmadığımızı kabul etmeliyiz. Bu özeleştiri hepimize!.. arz/talep döngüsü, eğitim ve bilinçlenme ile zamanla gelişmesini ümit ediyorum. 
Seza Altındağ ( 1921 -  )
Seza ALTINDAĞ Türk sahne tasarımcısı (istanbul 1921). Almanya’da Münih Sahne ve Kostüm Sanatları Yüksekokulu’nda öğrenim gördü. Paris’te Opera ve Tiyatro incelemeleri yaptı. 1959′dan başlayarak Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi’nde Sahne Tasarımcısı, BDekoratör, Sahne Teknik Müdürü olarak.... Ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi BDekoratörlüğü ve MSÜ-Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 16 yıl Opera ve Tiyaro Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak görev yaptı. . 150′ye yakın tiyatro, opera (Otel-lo, La Traviata, Tosça) ve bale yapıtının sahne tasarımını gerçekleştirdi.  ‘Midas’ın Kulakları ‘ bkz

Refik Eren (1922 – 1997)

Refik Eren (1922 – 1997) Fransa’da dekor ve kostüm tasarımcılığı eğitimi alır ve 1952’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda göreve başlar. O yurtdışında eğitim alan ilk tasarımcılarımızdandır. 1987’de emekli olur. Bu yıllar içerisinde 300’ü aşkın oyunun dekor tasarımını yapmış sadece sahne tasarımcısı değil, iç mimar olduğu için Kayseri ve Ankara Altındağ Sahnesi’nde salon ve sahne mimarisi tasarlamış ve uygulamıştır. ..( hakkında geniş kapsamlı belge ) 
Baber Kocamanoğlu (1929 - 1989)

Ankara Gazi Eğitim Resim İş bölümünden mezun olan sanatçımız...Devlet Tiyatrosu ve daha sonra Devlet Opera ve Balesinde Dekoratör olarak görev yapmış.. Pek çok bale ve oparanın dekorlarını tasarlamış. (ne yazık nette hk. da ayrıntılı hiç bir bilgiye ulaşamadım.)



Cevdet Batur (1930 -  )

Cevdet Batur -  Resim sanatıyla ilk tanışıklığı orta öğretim yıllarında ressam Eşref Ünal aracılığı ile olur.. 1950 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'ne girer.. Burada Refik Epikman, Malik Aksel, Ferit Apa gibi kıymetli resim öğretmenlerinin atölyelerinde çalışır. 1953'te mezun olan Batur, Dicle İlköğretmen Okulu'nda askerlik süresine kadar kısa bir görev yapar. 1960 yılında Devlet Tiyatroları'nın açtığı 'Sahne Ressamlığı'sınavını kazanana kadar Ankara'daki pek çok ortaokul ve liselerde Resim ve Sanat Tarihi öğretmenliği yapar. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi'nde 1960 yılından 1995 yılında emekli olana kadar pek çok dekor ve kostüm yapıtına imzasını atan sanatçının kendisine ait web sitesi bulunmaktadır.. Hakkında daha detaylı bilgi için bkz 

Acar Başkut (1935 - )

O ilk Graffiticimiz! Babası tiyatro yazarı Cevat Fehmi Başkutdur. Galatasaray Lisesi’nde okudu. Okulu bitirince Muhsin Ertuğrul'un ve babasının teşviki ile tiyatronun "T" sine Almanya'da başlamaya karar verdi. Yüksek öğrenimini Münih Akademi der Bildenden Künste'de başladı. Münich Rezidens Tiyatrosun'da ve Bavyera Eyalet Operası'nda sırasıyla dekor taşıyıcılığı, sahne işçiliği, butaforluk, sahne ressamlığı yaptı sonra da hocası Prof. H. Jurgens ve Kurt Halleger'ın asistanlığında bulundu. 1964'te Tiyatro Dekoru ve Tiyatro Kostüm Desinatörü bölümünden "Mersterschüler " olarak diploma aldı.( Detaylı bilgi için bkz ve kişisel web sitesi Acar Başkut )



Yücel Tanyeri (1938 - )
Serginin gerçekleşmesinde Yücel Tanyeri ve Osman Şengezer ’in
büyük katkısı bulunuyor.


Osman Şengezer
1960 yılında, Ankara Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nde dekor ve kostüm çalışmalarına başladı. Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nde 16 yıl çalıştı. 1976 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde - 2007’de emeklilik sürecine kadar görev yaptı..kostüm tasarımlarının yanı sıra ”Başdekoratör” lük görevini de uzun yıllar, yürüttü. Bale yöneticiliği, Sanat Teknik Müdürlükleri de yaptı, program dergilerinin yayınlanmalarında çalıştı.  


Osman Şengezer (1941 - )
Sayıları 480’i geçen dekor ve kostümleri, Opera, operet, bale, modern dans, tiyatro, müzikal, sinema filmi, TV filmi tasarımlarını kapsamaktadır. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya Devlet Opera ve Baleleri yanısıra Ankara ve Van Devlet Tiyatroları, İstanbul ve Eskişehir Şehir Tiyatroları, Ankara Meydan Sahneleri, Ankara Meydan Sahneleri, Ankara Deneme Sahnesi, Ankara Sanat, Dormen, Kenter, Nisa Serezli – Tolga Aşkıner, Devekuşu Kabare, Akbank Çocuk Tiyatroları, YediTepe Oyuncuları, Dilek Türker Tiyatro Ayna, TV Kanallarıve daha bir çok özel tiyatrolarla çalıştı. (Detaylı bilgi için kişsel web sitesine bkz)

Selçuk Tollu (1942 - )
1959 – 1960 Güzel Sanatlar Akademisine girdi.  1961 Yılında İstanbul Arena tiyatrosu’nda butafor ve realizatör olarak görev yaptı, aksesuar hazırladı kostümler çizdi.. 1963 yılında İstanbul Belediye tiyatrosuna realizatör olarak giren sanatçı, çocuk oyunlarının dekor ve tasarımlarını hazırladı..(detaylar için. Fotoğrafı tıklayınız.)
Ve..bir serginin daha sonuna geldik .) şimdi sıra sizde!..sergi bahaneniz olsun!. Kadıköy’den - Modaya giden tramvaya binip! Bahariye caddesine doğru kıvrıla büküle yol alın.. isterseniz yürüyün.. sonra Süreyya Operası'nda biraz da nostalji yaşayın!..
Türkiye’deki Opera serüveninin başlangıcından bugüne eserlerin mekan tasarımlarını yapmış olan bütün sanat emekçisi dekoratörleri saygıyla anıyorum. Kadıköy Belediyesi'nin bir eğitim ve kültür hizmeti olarak bu sergiyi hazırlayan; Aslı Ayhan, Murat Katoğlu'na, Gizem Tüzün'e, Yücel Tanyeri ve Osman Şengezer'e ve bu serginin oluşumunda emeği geçen herkese teşekkür ederim.. 
Daha çok İstanbul ve Ankara sahnelerinden eserlerin toplandığı sergi 30 Nisan tarihine kadar gezilebilecek. Bu sergiyi gezerken aynı zamanda 2013 Sanat sezonu programlarına da göz gezdirebilir ve yerlerinizi alabilirsiniz. Çok güzel müzikaller, bale ve temsiller, resitaller, genç virtüözlerin yorumları ve operalar.. Özellikle miniklere sürpriz yapabileceğiniz çok hoş oyunlar var.. 
Renkli bir bahar sezonunda ! “Bir Şölendir Opera” diyor ve perdeyi kapatıyorum :)Serginin gezilebileceği gün ve saatler; Pazartesi- Cuma: 10.00-18.00 Cumartesi: 10.00-14.00 Pazar günleri kapalıdır. Giriş ücretsizdir.
Esin Bozdemir 
Fotoğraflar: izler ve yansımalar
(*) Tanıtım broşüründen...

7 yorum:

  1. Çok emek verilmiş bir çalışma, elinize sağlık. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,

      Daha çağdaş ve evrensel bir yaşamın sanatla anlam kazandığı gerçeği içinde..Sanata bunca emek veren değerli sanatçılarımıza hepimiz şükran borçluyuz..

      Değerli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Mehmet Bey..
      Esenlikler dilerim..

      Sil
  2. Ne kadar güzel bir sergi, Süreyya Operası'nın kendisi zaten başlı başına gezilmesi gereken bir yer, siz de çok güzel ayrıntılar yakalamışsınız:) Bence de dekor gerçekten çok önemli, kimi oyunlar bazen sırf dekorları nedeniyle görülmeli diye düşündüğüm oluyor:) sayenizde bu sergiden haberimiz oldu, mutlaka görmek isterim, paylaşımınız için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Eren,
      Opera ve bale sanatının ülkemizdeki tarihsel süreçlerini de gözler önüne seren bir sergi bu! Ve aynı zamanda duayen sahne tasarımcılarımızı da daha yakından öğrenme fırsatını yakalamış oluyoruz.. Sergi halen devam ediyor..

      Ben teşekkür ederim sevgili Eren.)

      Sil
  3. sanatın, yandaşlarla yok edildiği günümüz için güzel bir tanıtım:)
    sevgiyle.

    YanıtlaSil
  4. Gider oyuncuları izler, müzikleri dinler mest olmuş vaziyette döneriz evlerimize.
    Diğer ayrıntıları göz ardı ederiz. Şimdi bile "ayrıntı" derken haksızlık edttiğimi farkettim. Tüm bu özenli çalışmalar incelikli sanat olmasa o eserden zevk almamız mümkün mü. Eserin tüm ihtişamı o renklerde o dekorlarda o şaşaada değil midir. Tüm bunlari böyle titizlikle sunmanız da ayrı bir güzellik.
    Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. Herşeyde olduğu gibi sanatta da
    güzellikler ayrıntılarda gizli.
    Opera ise baleden sonra en büyük
    ikinci görsel şölen.

    Emeğin ise teşekkürü
    fazlasıyla hak ediyor:-)

    YanıtlaSil