18 Mart 2014 Salı

ÇİMENLİK KALESİ (Kale-i Sultaniye)

Çanakkale Boğaz Komutanlığı'na bağlı, Deniz Müzesi alanında, önce Müze Binası'nı, ardından Nusrat Mayın Gemisi'nin bir kopyası olan Nusret Gemisi'ni gezdikten sonra, sırada Çimenlik Kalesi var. Çanakkale Deniz Savaşı'nda stratejik etkisi büyük ve Çanakkale Deniz Müzesinin en önemli sergileme mekanı olan Kale-i Sultaniye'yi 'Çimenlik Kalesi'ni gezeceğiz... 
Ama önce çam ağaçlarının gölgesinde, denizin kokusunu içimize çeke çeke , tek tek bahçede sergilenen savaş araç gereçlerini yakından görmeliyiz...

Pırıl pırıl aydınlık bir günde  biz bugün böylesine huzurla, özgürce yaşıyorken ve bu rahatlık içinde geçmişin izlerini  sürerken bir an düşündüm; 'tüm bunlar tarihte hiç yaşanmamış olsaydı!

Eğer 'Çanakkale Olmasaydı...Ve O Büyük Komutan, Eşsiz Lider Atatürk Olmasaydı! Yüzbinlerce yürekli vatansever Me(h)medimiz Olmasaydı!.. ne olurdu? dedim kendime..  o zaman 'BİZ' olur muyduk!! 
18 Mart 1915 gününün karanlık sabahında, onlarca savaş gemisinden oluşan düşman donanması Çanakkale Boğazı'na yaklaşırken o kadar kendilerinden emindiler ki!.. Aylardır sürdürdükleri aralıksız bombardıman sonucunda, Türk top ve tabyalarının; döşenen mayınların tamamıyla imha edildiğinden  hiç kuşkuları yoktu!. Boğazı ve Marmara'yı birkaç saat içinde geçecekler ve ardından İstanbul düşecek, Türkler teslim olup savaş dışı edileceklerdi. 4.5 yy.lık Osmanlı Devleti'nin sonu gelecek ve Türkleri tamamen haritadan sileceklerdi. Oysa hayal ettikleri bu senaryo hiç tutmayacaktı. Yok ettiklerini sandıkları mayınlar, Türk toplarından atılan mermilerin isabetiyle o koca zırhlılar rotalarından çıkıp mayınlara çarpınca!.. bütün mürettebatla birlikte boğazın serin sularına gömüldüler... 
Doğa ile uyumlu tüm canlıların 'barış' içinde varlıklarını sürdürmeleri  ne kadar insanca ve ne  kadar güzelse...  'savaş' ların tüm doğaya ve üzerinde yaşayan canlılara verdiği tahribatın, yıkımların, vahşetin... dehşet verici yüzü de bir o kadar ürkütücü ve acı verici!.. hele ki bir de Gelibolu Yarımadası'na ayak basmaya görsün insan!.. Binlerce şehidimizin orada yattığını görmek!.. ruhlarını hissetmek!.. ve gözlerimizi kapattığımızda o karanlığı ve o canhıraş sesleri duymak!... 
Çanakkale'de, kutsal topraklarda yürümek gezmek-görmek  böyle bir şey işte!.. yazıyı kaleme alırken yine benzer duyguları yaşamaktayım..
Deniz Müzesinin bahçesinde gezerken bir ara verdiğimiz kısa bir molada, oturacak gölgelik bir ağaç altı ararken kendime, gözümüze ilişen bankta, annemle emsal yaşlardaki iki hanımefendinin 'buyrun size de yerimiz var' diyen davetleri ile  yanlarına oturdum.  Bu iki hanımefendi, sabahları birlikte sahilde yürüyüşlerini yaparlar sonra da dinlenmek için bu banka gelip otururlarmış. İçlerinden biri, ordu mensubu bir asker  annesi imiş, bunu sohbetimiz esnasında bir ara elini kaldırarak; 'karşı kıyıdaki 'dur yolcu' yazısı var ya hani!", "işte o yazıyı benim oğlum yazdırdı!" sözlerinden anlıyorum . Bizim meraklı bir gezgin olduğumuzu hisseden hanımefendiler bize de; Nereden geldiniz? Truva'ya gittiniz mi? ..şurayı, burayı gördünüz mü?.. gibilerinden.. sorular yöneltirken, Deniz Müzesine gelmekle çok doğru hareket ettiğimizi söylediler. 
Demem odur ki Gelibolu Yarımadası'na gitmeden önce harekâtın önemli bir ayağı olan Deniz Müzesi'ni ve özellikle içerideki Çimenlik Kalesi'ni gezmeniz gerekir.

Bu vesile ile tüm gazi ve şehit analarımız gibi, vatana hizmet etmek üzere asker yetiştirmiş olan bu değerli Hanımefendilere saygılarımızı sunup, Deniz Müzesi'ndeki gezimizi anlatmaya kaldığımız yerden devam ediyorum.Deniz Müzesi'nde açık havada sergilenen ve Çanakkale Savaşları'nda kullanılan askeri araç gereçlere bakıyoruz şimdi..

Sol Alt: Rakkaslı Mayın (Milliyeti Rus, İmal Tarihi:1926)
Ortadaki: Namlu ve taşıma aracı (Milliyeti Fransız, İmal Tarihi: 1905)


Alman UB-46 Denizaltısı  
Ayrıntılar için bkz.


*****


 *****

 

 ***** 


 Sağ Üstteki Resim: Baraj Mayını
(Milliyeti Türk, Yapım Yılı 1946)
Namlu ve Taşıma Araçları


 *****


 Çanakkale Savaşlarında boğazı geçmek isteyen
itilaf denizaltılarına karşı kullanılan Çelik mania Ağına ait Ağ Demiri

Ve...geliyoruz Çanakkale'nin var oluş nedenine imza atan boğaz kenarındaki taş yapıya, Çimenlik Kalesi'ne... 
Kale-i Sultaniye günümüzdeki adı ile Çimenlik Kalesi Fatih Sultan Mehmet tarafından, İstanbul'u fethettikten sonra 1462 yılında yaptırılmış. Piri Reis, Kitab-ı Bahriyesi'nde kitabını burada tamamladığından söz eder.

İstanbul’un savunulması amacıyla Çanakkale Boğazının en dar yerinde Anadolu yakasına yapılmış olan kale; karşısında bulunan Kilitbahir Kalesi ile boğazı, hakimiyet altında tutmasından dolayı büyük bir stratejik öneme sahip olmuş. Kalenin burçları ise 1551 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamir ettirilmiş. 
Tarihinde daima büyük denizciler yetiştirmiş Türk Milleti'nin mümtaz denizcilerinden birisi olan Piri Reis'in ünlü kitabı Kitab-ı Bahriye'sini yazdığı bu kale bir zamanlar Kale-i Sultaniye olarak anılmış.



Kalenin dış kapısının üzerindeki kitabede;

" Başını yukarı kaldıran, benzerlerinden üstün olan  bu kuleyi 

üleyman Şah (Kanuni Sultan Süleyman) Allah'ın yardımı ile yaptı. 
Bir akıl piri ona şu tarihi dedi.
Kale'nin Kulesi itibar ve heybet doludur.
"
 


Çimenlik Kalesi, dış surlar ve iç kale olmak üzere
iki kısımdan oluşuyor.
Dış surlar, 5 m kalınlığında, 100x 15x m. ebadında olup, 

dikdörtgen şeklindedir.  




*****

İç kaleye doğru adımımızı atıyoruz...
Kapıdan girişte, 15.5 metre yüksekliğinde, 
yumak biçiminde bir kulesi,
bunun yanında 5x12 m. boyutlarında bir camisi vardır.


Kale, 1915 Çanakkale savaşında Merkez savunma Grubu’nun
sevk ve İdare Mevkii olmuş.
Kale bahçesinde baruthane binasının yanında Fatih Sultan Mehmet tarafından 1462 yılında yaptırılmış olan Fatih Camii Bulunuyor. Fatih camii zamana direnememiş, 1862-1863'te Sultan Abdulaziz zamanında tamamen yenilenmiştir. Daha sonra 1904 yılında Sultan II. Abdülhamid döneminde esaslı bir onarım daha geçirmiştir.


*****
Avluda aynı tarihlerde bir de hamam yapılmış. İç kalesi 29x44 m. boyutlarıyla ve 22 m. yüksekliğiyle kitlevi görünümdedir. İç kalenin duvarlarının kalınlı-ğı 7 m. civarındadır.

Surların yüksekliği 11 m.dir. Surların üzerinde köşelerde ve aralarda dışa taşkın olarak 9 adet burç bulunmaktadır. Kalenin deniz tarafından suru III. Selim döneminde yıktırılmış yerine o günün silah teknolojisine uygun olarak top platformları ve cephanelikler yaptırılmıştır.

İngiliz filosunun en güçlü gemisi Queen Elizabeth’ten atılan ve
kuzey sur duvarında açtığı iki metrelik delik içinde 

patlamadan kalan top mermisi...
18 Mart 1915 günü kale özellikle İngiliz gemisi Queen Elizabeth’in
yoğun saldırılarına maruz kalmış ve zarar görmüştür.
ÇANAKKALE SAVAŞLARI SIRASINDA 4 ADET TOP KALEDE SAVUNMA GÖREVİ YAPMIŞTIR. 

Kale dört katlı olup ikinci katta, 5 m. çapında kubbeli 10 oda bulunmaktadır. Kale dışında 25 cm. çaplı uzun menzilli iki adet sahra topu vardır. Kare planlı bir iç kale ve dış kaleden meydana geliyor. 
Kale zaman içinde doğan ihtiyaçlara göre tadil edilmiş özellikle 19.yüz yılda boğaza paralel batı sur duvarları yıkılarak çağın silah teknolojisine uygun top mevzileri ve cephaneliği inşa edilmiş.
Taş bir merdivenle kaleye giriliyor. 

İç kalenin girişine konulan (yukarıda-ortadaki resim)
antik mermer koltuğa Fatih Sultan Mehmet'in 

oturarak askerlere hitap ettiği söylenir. 

Ama o mermer koltuğa ben de oturdum .)
ağaçlara, çiçeklere, böceklere, kuşlara selam verdim:)

ve şimdi de kalenin içindeki taş mekana giriyoruz.

Çimenlik Kalesi'nde  ses, 
ışık efektleri ve
drama kullanılarak çağdaş 


bir sergileme gerçekleştirilmiş.

*****

Çanakkale savaşında kullanılan gerçek mermiler...silahlar

Ve sur içindeki kalenin üst katına çıkıyoruz...

Burada cansız mankenlerle temsili 
savaş sahneleri sergilenmiş..

Siperlerde nöbet tutan bizim Mehmetçiklerimiz..
Bu loş ortam oldukça etkileyici idi.
Anzaklı askerleri diğer yanda... Onlar da nöbetteler!..
Bir yanda kolunda Türk Kızılayı arması ile görevli hekimlerimiz yaralı askerleri taşıyor...
Bu bölümde doğal olarak duygu dolu anlar yaşıyoruz.. 
Ve...özgürce yaşayabildiğimiz,  cennet vatanımızda varlığımızı önce Allah'a sonra Atamıza ve O'nun silah arkadaşlarına, Mehmetçiklerimize... borçlu olduğumuzu düşünüp, tüm şehitlerimizi rahmetle anarken, güneşli avluya yeniden çıkıp yeniden  'Merhaba diyoruz! ve büyük bir onurla
'Ne Mutlu Türküm Diyene'

*****

Muavenet-i Milliye Sergi Salonu 

 
“Kale-i Sultaniye’ den Günümüze”

Pembeli Kostüm: Türkmen Gelini, Çoban: 
Keçeli Kıyafeti ile,
Yörük ve (Biga) Pomak Kıyafetleri, 

Cepken, Fes, Mendil-Saatlik...
Deniz Müzesi’nin bahçesinde bir de özgün ürünlerin yer aldığı hediyelik eşya satış reyonu ve hemen yanında da büyük bir sergi salonu ‘Muavenet-i Milliye Sergi Salonu’ bulunmaktadır.  Çanakkale’nin kültür yaşamına hizmet eden bu salondaki süreli bir serginin neredeyse toparlanmak üzereyken sonuna yetişmiştik… “Kale-i Sultaniye’ den Günümüze” adlı bu çok önemli serginin oluşumunda emekleri olan Rıdvan Yüce Öğretmen, bizleri sergi hakkında bilgilendirdi.
Pomak ve Yörük kıyafetlerinden oluşan ve Çanakkale Bölgesi’ne ait en az 100 yıllık yöresel kıyafetler ve kostümlerin sergilendiği salonda; keçe, boncuk çalışmaları ve ayrıca Tahta Baskı Yazmacılığı’ndan örnekler bulunmakta idi. Günümüzde giderek azalan veya unutulan değerlerin, folklorik araç gereçlerin ortaya çıkarılması başlı başına bir emek işidir.  Bu özgün çalışmalarda emeği geçen, Sibel BOZKURT, Ulviye YANI,  Rıdvan YÜCE ve Hanife KIZILDAĞ’a teşekkürler. (Sergi hk.da bilgi) 
***** 
Böylece Çanakkale Zaferinde önemli bir işleve sahip olan Çimenlik Kalesini de görmüş oluyoruz. Tarihi okumak kadar onu yerinde görerek öğrenmek çok daha farklı bir etki bırakıyor üzerimizde. 
Bugün halka açık müze olarak kullanılmakta olan  Çimenlik Kalesi  (Kale-i Sultaniye) görülmeğe değer bir askeri müzedir.
Ve bugün, emperyalizme karşı kazanılan zaferin 99. Yıldönümü! 
Çanakkale Zaferimizin 99. Yıldönümü'nü  büyük bir kıvançla kutlarken başta; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun silah arkadaşlarını ve bu mücadeleye katılan tüm şehitlerimizi minnetle ve şükranla anıyorum.
Ruhları Şad Olsun...
Esin Bozdemir

Görseller: izler ve yansımalar 

5 yorum:

  1. Görselleriyle birlikte çok etkileyici bir yazı. emeğinize candan teşekkürler. Özellikle müzedeki canlandırmalar, yeni müzecilik anlayışı bakımından çok önemli. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Mehmet Bilgehan Merki,
      Çanakkale Deniz Müzesi, ses, ışık efektleri ve dramalar kullanılarak çağdaş bir sergileme anlayışı içinde eskiyi yeni ile buluşturarak günümüze uyarlanmış görülmeğe değer bir Müze. Bu müze alanı içinde ayrıca bir de Sergi Salonuna ait bir bina daha var. Müzeyi gezenler, aynı zamanda güncel sergileri de görebilirler.. Her geçen gün Müzecilik anlayışının giderek yenileniyor olması, toplumun kültürel ve tarihi bilinçlenmesi açısından güzel bir gelişme..

      Değerli yorumunuz için teşekkürler Mehmet Bey..
      Esenlikler dilerim..

      Sil
  2. Daha önce defalarca okuduğum ama yorum yapmakta aciz kaldığım duygular içinde ne yazsam, ne söylesem az kalır düşüncesine kapılmıştım... emeğinize, yüreğinize sağlık!
    Olağanüstü bir diziydi...

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil