Diyojen'in Kenti Sinop'ta iki gün geçirdikten sonra sabah konakladığmız otelden ayrılarak Doğu Karadeniz Gezimizin ikinci durağı Samsun'a gitmek üzere yola koyuluyoruz. Samsun hemen Sinop'un yamacında ama bizim Samsun'a varmamız o kadar da çabuk olmayacak. Hele ki yol güzergahı kıyı şeridine paralel; bir yanımız Karadeniz, bir yanımız yemyeşil dağların arasında olunca, bakına bakına yol almak da başlı başına bir keyif. Acele etmiyoruz.
Yakakent'i geçtikten sonra Alaçam'a yaklaştığımızda bizi yoldan çıkaracak olan o kahverengi tabeleleri görünce :) tereddüt etmeden kıyı şeridinden saparak, kentin içine giriyoruz. Yeşillikler arasına kurulmuş olan kent adını da büyük çam ağaçlarından almış.
Bölge içindeki höyüklerde Hitit dönemine ait kültür tabakaları bulunmuş. Antik çağlara kadar uzanan geçmişi ile Alaçam küçük yerlerin sessizliği ve görmüş-geçirmiş yaşamların ağırlı içinde vakur bir ilçe görünümünde idi. Kent sakinlerinde de o asil ruh öylesine belirgindi ki. Ayak üstü konuştuğumuz bir kaç hanımefendi zarif duruşları ve kibar davranışları ile bizde hoş intibalar bıraktı.
Alaçam ahşap mimari açısından zengin bir kentti. İlçede ilgimizi çeken büyük bahçeli ve cumbalı bir hayli konak vardı. Sonradan öğrendiğimize göre toplam 24 adet konak Alaçam'ın kültür şehri olarak öne çıkarılması amacı ile restorasyon kapsamına alınmış.
Alaçamdaki tarihi evlerin büyük bir çoğunluğu 1870'li yıllara dayanıyormuş.Fotoğraf çekmek amacıyla kısa sürelerle de olsa sokak aralarında dolaşırken o tarihi dokuyu hissetmek güzeldi.
Yılların yükünü taşıyan şu evler dile gelseler de bir konuşsalar. Kim bilir neler gördüler, nelere tanıklık ettiler!...
Kitaplı Konağı
Yeşillikler arasında, büyük bir
Yeşillikler arasında, büyük bir
bahçenin içinde yer alan bu konak, belli ki zamanında
hali vakti yerinde insanlara ev sahipliği yaptı..
hali vakti yerinde insanlara ev sahipliği yaptı..
Osmanlı barok üslubunun izlerini taşıyan bu tarihi yapının yapım yılı 1890'lı yıllara uzanıyormuş. Yapının bilinen ilk sahibi Rum asıllı Beraklis olup, daha sonra Rumların Alaçam'ı terk etmesiyle, yeni sahibi Hacı İbrahimzade Efendi olmuş. Hacı İbrahimzade Efendi'nin vefatından sonra ise yapının mülkiyeti Ömer Kitaplı'ya, Kitaplı'nın vefatından sonra da ailenin son varisleri olan üç kardeş; Aydın, Noyan ve Baran Kitaplı isimli şahıslara geçtiğini...ardından da yapının Fikret Arlı isimli şahsa satıldığını... buradan öğreniyoruz.
Alaçam'da ahşap evlerin ve 2-3 katlı tarihi konakların arasından geçerek gerçekleştirdiğimiz bu küçük turun ardından, kahverengi tabeleleri takip ederek,, dar bir sokak içinde yer alan Alaçam Mübadele Müzesi'ne ulaşıyoruz. Zaten müze olarak kullanılan yapı da tarihi bir yapıydı.
Müze binası, bir zamanlar (19. yy.ın son çeyreğinde) İptidai ( ilkokul ) Mektebi olarak yapılmış daha sonra da kamu binası olarak hizmet vermiş. 2010 yılından bu yana da Mübadele Müzesi olarak kültürel anlamda önemli bir hizmeti üstlenmiş.
Müzedeki eserler 24 Temmuz 1923 yılında Lozan Antlaşması'na konulan ek protokolle zorunlu göçe tabi tutulan mübadillerin yanlarında getirdikleri günlük kullanım eşyaları, belgeler ve fotoğraflardan oluşuyor.
Mübadillerin anısına yapılan 'Alaçam Mübadele Müzesi', Türkiye'nin ilk mübadil müzesi olma özelliğine de sahip.
Bu arada ben, çoğunuzun, bildiğini biliyorum, ama yine de günümüzde, hafızalarında kaybolmaya yüz tutanların da var olabileceğini düşünerek; 'Mübadele' ve 'Mübadil' nedir? kısacık da olsa bu önemli ayrıntıya yer vermek istiyorum.
Efendim 24 Temmuz 1923'te imzalanan ve adını yapıldığı kentten alan Lozan Antlaşması'ndaki ek protokole göre; İstanbul ve Batı Trakya haricindeki, Yunanistan'daki Türkler ile Türkiye'deki Rumlar zorunlu göçe tabi tutulurlar. İşte bu kitlesel ve zorunlu göçe "Mübadele" mübadeleye tutulan insanlara da "Mübadil" denilmektedir.
Bu zorunlu göçle birlikte Anadolu'dan Yunanistan'a yaklaşık olarak bir milyonun üzerinde (1.250.000) Ortodoks, Hıristiyan, Rum göç ederken Anadolu'ya ise yaklaşık 500.000 Müslüman Türk göç ettirilmiş.
Tarihimizde yaşanan ilk resmi göçte yaklaşık 2 milyon insan memleketlerinden ayrılarak yeni yerleşim yerlerine taşınmışlar. İşte bu yer değişimlerinde 31 Aralık 1923 tarihi ile Temmuz 1924 tarihleri arasında Samsun'a 44.255 göçmen getirilmiş.
Tarih boyunca ülkeler arasında nice savaşlar, nice göçler yaşanmıştır. Ne yazık ki tüm bunların bedelini o paylaşılamayan topraklar üzerinde yaşayan insanlar çekmiştir. Savaşların ardından, oradan oraya savrulan insanlar...ne büyük acılar ve telafisi mümkün olmayan ne büyük dramlar yaşanmıştır!
Tarih alınması gereken derslerle dolu. Peki tüm bunlar sadece dünde mi yaşandı! bugün de komşularımızı ve bizi de etkisi altına alan benzer acı tablolar ve mağduriyetler yaşanmakta... Komşumuz Suriye'de beş yıldan fazla süredir devam eden iç savaş nedeniyle, ülke içi ve dışında 13 milyondan fazla Suriyelinin göç etmek zorunda kaldığını ve Suriyeli mültecileri kabul eden ülkeler arasında ise ilk sırada Türkiye olduğunu biliyoruz. Türkiye en az 2 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bir o kadar da kayıt dışı vardır.
Ege denizinden botlarla kaçmak isteyen göçmenlerin felaketle sonuçlanan toplu ölümleri. Bodrum'da minik bedeni kıyıya vuran Suriye'li Aylan'ın fotoğrafı...unutulacak gibi değildi!
İnsanın doğup büyüdüğü ata topraklarından bu şekilde koparılması ne acı!. ancak yine de o mübadiller (elbette durumun dramatik yanını düşünmek dahi çok zor ) bugün yaşanılanlarla karşılaştırıldığında hiç değilse daha insani bir şekilde gemilerle nakledilmişler..
İşte bu yüzden 'Mübadil Müzesi'ni böyle düşüncelerle, geçmişten bugüne geniş bir perspektiften bakarak büyük bir dikkatle ve ilgi ile geziyoruz.
Müze binası, bir zamanlar (19. yy.ın son çeyreğinde) İptidai ( ilkokul ) Mektebi olarak yapılmış daha sonra da kamu binası olarak hizmet vermiş. 2010 yılından bu yana da Mübadele Müzesi olarak kültürel anlamda önemli bir hizmeti üstlenmiş.
Mübadillerin anısına yapılan 'Alaçam Mübadele Müzesi', Türkiye'nin ilk mübadil müzesi olma özelliğine de sahip.
Bu arada ben, çoğunuzun, bildiğini biliyorum, ama yine de günümüzde, hafızalarında kaybolmaya yüz tutanların da var olabileceğini düşünerek; 'Mübadele' ve 'Mübadil' nedir? kısacık da olsa bu önemli ayrıntıya yer vermek istiyorum.
Efendim 24 Temmuz 1923'te imzalanan ve adını yapıldığı kentten alan Lozan Antlaşması'ndaki ek protokole göre; İstanbul ve Batı Trakya haricindeki, Yunanistan'daki Türkler ile Türkiye'deki Rumlar zorunlu göçe tabi tutulurlar. İşte bu kitlesel ve zorunlu göçe "Mübadele" mübadeleye tutulan insanlara da "Mübadil" denilmektedir.
Tarihimizde yaşanan ilk resmi göçte yaklaşık 2 milyon insan memleketlerinden ayrılarak yeni yerleşim yerlerine taşınmışlar. İşte bu yer değişimlerinde 31 Aralık 1923 tarihi ile Temmuz 1924 tarihleri arasında Samsun'a 44.255 göçmen getirilmiş.
Tarih boyunca ülkeler arasında nice savaşlar, nice göçler yaşanmıştır. Ne yazık ki tüm bunların bedelini o paylaşılamayan topraklar üzerinde yaşayan insanlar çekmiştir. Savaşların ardından, oradan oraya savrulan insanlar...ne büyük acılar ve telafisi mümkün olmayan ne büyük dramlar yaşanmıştır!
Tarih alınması gereken derslerle dolu. Peki tüm bunlar sadece dünde mi yaşandı! bugün de komşularımızı ve bizi de etkisi altına alan benzer acı tablolar ve mağduriyetler yaşanmakta... Komşumuz Suriye'de beş yıldan fazla süredir devam eden iç savaş nedeniyle, ülke içi ve dışında 13 milyondan fazla Suriyelinin göç etmek zorunda kaldığını ve Suriyeli mültecileri kabul eden ülkeler arasında ise ilk sırada Türkiye olduğunu biliyoruz. Türkiye en az 2 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bir o kadar da kayıt dışı vardır.
Ege denizinden botlarla kaçmak isteyen göçmenlerin felaketle sonuçlanan toplu ölümleri. Bodrum'da minik bedeni kıyıya vuran Suriye'li Aylan'ın fotoğrafı...unutulacak gibi değildi!
İnsanın doğup büyüdüğü ata topraklarından bu şekilde koparılması ne acı!. ancak yine de o mübadiller (elbette durumun dramatik yanını düşünmek dahi çok zor ) bugün yaşanılanlarla karşılaştırıldığında hiç değilse daha insani bir şekilde gemilerle nakledilmişler..
İşte bu yüzden 'Mübadil Müzesi'ni böyle düşüncelerle, geçmişten bugüne geniş bir perspektiften bakarak büyük bir dikkatle ve ilgi ile geziyoruz.
Müze binasında 2. kattaki teşhir salonuna çıkarken bizi, Mustafa Kemal Atatürk'ün;"Mübadiller Kaybedilmiş Toprakların Aziz Hatıralarıdır." sözü karşılıyor.
Etnografik eserlerin sergilendiği müzede albüm ve kartpostallardan, dökümanlara kadar göçmenlerin hayatından kesitler sunan pek çok obje teşhir edilmiş.
Çeyiz sandığı. Kim bilir içinde, ne umutlarla nakış nakış işlenmiş el emeği ürünler saklıydı...
***
Çevreler, keseler, mintanlar, çarıklar...
Mübadiller kederli ve boyunları bükük... gözleri arkada! götürebilecekleri bir iki eşyayı tahta bavula ve sırtlarına alacakları heybelere yerleştirmişler... beklemekteler...birazdan onları götürecek gemilere binecekler..
Mübadilleri taşıyan gemiler...
Bu tarihi göçe tanıklık eden en önemli vapur ise
'GÜLCEMAL VAPURU' dur.
Mübadillerden kalan eşyalar içinde kimi mektuplar vardı ki, geride bıraktıkları sevgililere yazılan. nasıl duygu yüklü,
PİŞTOL Marka tabancanın öyküsüne takılıyor gözlerimiz;
" Yirmi koyun verdi babam bu piştol için, ben 17 yaşındaydım, babam bu piştolü eve getirdiğinde. Çok sevindim, gece uyanıp uyanıp piştole bakıyordum. O zamanlar çok karışıktı memleket ne olacağımız belli değildi. Her gün çeteler köyleri basıyor ve onlarca insanı öldürüyorlardı. Korunmak için almıştı babam bu piştolü, Allah kullandırmaz inşallah diyordu... (devamı için üstteki fotoğrafa tıklayınız..)
Ve...Alaçam Mübadil Müzesi'ni gezdikten sonra,
ilçede son bir kez daha tur atıyoruz.
İlçe meydanında şirin bir saat kulesi ve arkada
meydan camii yer alıyor.
meydan camii yer alıyor.
Ve.. ilçeye son kez bakarken 'daha son değil' dercesine
Alaçam merkezde bir başka kahverengi tabelenin izini sürerek
Geyik Koşan Mesire Alanı'na doğru yol alıyoruz.
İlçe'nin kıyı şeridinde sahile bakan bir alana konumlanmış, meydanda gösterişli 'Geyikkoşan' Heykeli bizi karşılıyor. Heykelin fotoğrafını çekerken bir yandan da heykelin altındaki bilgilendirici tabelayı okuyoruz.
Efsaneye göre; Arap Ordusu Komutanlarından, Ebu Eyyüp El Ensari Hazretleri ordusu ile buradan geçerken Geyik Baba ismindeki komutana saygılarını belirtmek amacıyla bu koruluk ve çayırlık içerisine bir türbe yaparlar. O günden bu yana hayırsever yöre halkı, Geyik Baba ismindeki komutan adına 6 Mayıs tarihinde burada toplanırlar ve koyun, kuzu, büyükbaş cinsinden hayvanlarını keserek, mahalli yemek olan keşkeği yaparak, fakir ve fukara kişilere dağıtarak yedirirler.
Keşkek'i duyunca nasıl canım çekti, aman aman!.. :) şimdi olsa da yesek dedim inanın!:)
Sahilin karşısında ise Geyik Koşan Mesire Alanı' vardı. Orman, deniz ve kum muhteşem bir üçlü, doğa harikası bir belde. Eminim bahar ve yaz aylarında oldukça şenlikli bir mesire yeri oluyordur burası. Temiz kumsalı, çınar, kavak ve taflan ağaçlarından oluşan güzel koruluğu ile tam bir dinlenme yeri. Biz sonbaharda geldiğimiz için oldukça tenha idi. Mesire alanının içinde bir de Geyikkoşan Türbesi bulunuyor.
Geyikkoşan mesire alanında her yıl 6 Mayıs'da Hidrellez Şenlikleri ve Yağlı Pehlivan Güreşleri düzenleniyormuş. Geyikkoşan Öğretmenevi ise tam denizin kenarında sevgili öğretmenlerimiz aklınızda bulunsun.
Artık Samsun'a gitmek üzere yola koyulabiliriz. Ama yol bu, karşımıza neler çıkarır belli mi olur :) beni takip etmeye devam ediniz efendim :)
Esin Bozdemir
©İzler ve Yansımalar
Doğu Karadeniz gezimiz
Mübadele müzesi tarihin gerçek yüzü. Ders alınması ve hiç unutulmaması gerekiyor. Samsun doğumluyum ama hiç görmedim oraları desem yeridir. Merakla bekliyorum Samsun yazınızı.
YanıtlaSil@Turgay Aksoy,
SilSamsun ili, çevre ilçeleri ve doğa harikası milli parkları ile çok güzeldi.
Paylaşımlarım belki sizi gitmeye teşvik edebilir...o halde beni takip etmeye devam ediniz..
Uludağ turları, kış mevsiminde keyifli vakit geçirmek, sömestr ve hafta sonu tatillerini değerlendirmek için en önemli fırsat. Türkiye’nin ilk kayak merkezi olma özelliğine sahip Uludağ’da günübirlik, hafta sonu turları ile sömestr tatilleri dolu dolu geçirmek istiyorsanız sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
YanıtlaSilhttp://www.uludagotel.com.tr/
#uludağotel #uludağotelleri #uludağotelfiyatları
@Damla DİNLER,
SilKış mevsiminde kayak merkezlerinin de ayrı bir yeri var. Bursa, Uludağ en sevdiğimiz yerlerden biridir. Sitenizi inceleyeceğim. Teşekkürler..
Köroğlu Dağlarının zirvesinde, kayak yapmanın heyecanı bir başka! Kartalkaya Kayak Merkezi, birbirinden zorlu pistleri, dağ tesisleri, doğa aktiviteleri, muhteşem manzaraları, after ski partileri ile dört dörtlük bir tatil yaşatıyor.
YanıtlaSilhttp://www.kartalkayaotel.com.tr/
#kartalkaya #kartalkayaotel #kartalkayaotelleri
@Tarık CantoK,
SilKöroğlu Dağları'nı Doğu Anadolu gezilerimizde ve daha sıcak mevsimde uzaktan gördüğümüzde dahi oldukça etkilenmiştik. Müthiş bir coğrafya, kış mevsiminde de Kartalya Kayak merkezi eminim çok güzeldir. Sitenizi inceleyeceğim..Teşekkürler..
Ne güzel, ne keyifli bir gezidir bu:)
YanıtlaSil@sezer eser perker,
Silİnsan gezi sürecinde 'orayı da görelim, burayı da' derken.. keyifler ve tatlı yorgunluklar birbirine karışıyor..gezilerin sonrasında fotoğraflara bakarken ise 'meğer ne çok yer görmüşüz biz' diyor.. ve ne kadar keyifli anlar yaşamış olduğu duygusunu daha fazla hissediyor değil mi Sezer'cim.. ))
Samsun'da yaşamaya başladık iş dolayısı ile, daha gezmeye fırsatımız olmadı pek. Bu yazının bana çok faydası olacak. Alaçam'da yaşayasım geldi. Hele insanı kibar denilice, daha çok istedim. :)
YanıtlaSil@Bitli Turist,
SilSamsun'u çok beğendik. Son derece gelişmiş bir şehir. Tarihi ve kültürel birikimine sahip çıkmış, harika coğrafyası ve bilinçli yerleşim planıyla da yaşanılacak şehir görüntüsünde. Kültüre ve sanata değer veren yönetimler kitleleri de etkiliyor. Alaçam'da karşılaştığımız insanlar kibar insanlardı. Ümit ederim genele yayılan bir durumdur bu. Siz de yeni yaşam şehrinizde güle güle oturun..Esenlikle..
Hepsi çok güzel ama özellikle ahşap mimariyle evleri çok sevdim. Ve eski çeyizler, kese ve çevreler ne kadar güzel. Sayenizde gene güzel bir tur yaptık. Teşekkürler.
YanıtlaSilSevgiler...
@Makbule Abalı,
SilAlaçam konumu gereği de yeşil ve mavi iç-içe yaşayan şirin bir ilçe idi. Mübadillere ev sahipliği yaptığı için tarihe tanıklığı da bir hayli fazla olmuş. Müze bu yüzden oldukça önemliydi, ve 'iyi ki ziyaret etmişiz' dedik bizde. Gezilerimize eşlik etmeniz bizleri son derece memnun ediyor. Ben teşekkür ederim. Sevgiler, esenlikler dilerim.
Esin'ciğim o işlemeli örtüler, çevreler, keseler...çok hüzünlü. Bu mübadele olayı çok acı ama bir yerde okumuştum eğer Türkler Yunanistan'da kalsaydı hiçbirini sağ komazlardı, öldürürlerdi demişler ki, mümkündür. :( Boşnak Türklere bile onca yıldan sonra ne kadar kinleri varmış ki, neler yaptılar gördük:( hem de BM barış gücünün gözleri önünde:( belki hayatları kurtuldu ama tabii yerlerinden, yurtlarından oldular.
YanıtlaSilBen konunun uzmanı değilim tabii kinde hissettiğimi söylüyorum sadece. :(
Çok ilgiyle okudum, sağol arkadaşım.
Sevgiler..
@bücürükveben
SilAlaçam Mübadele Müzesi'nde bizde o el emeği göz nuru işlemiş olan çevrelere, örtülere, keselere çok daha başka gözlerle baktık. İnsan çok duygulanıyor gerçekten. Çünkü bu eşyaların pek çoğu mübadillerden geriye kalanlardı..Her birinde ne hikayeler vardır ve anılar yüklüdür kim bilir. Keşke şu kahrolası savaşlar yaşanmasa, zorunlu göçlerle insanlar yerlerinden yurtlarından ayrı kalmasa :(
Değerli yorumun için teşekkür ederim Müjde Hanım.
Sevgiler..
Gözlerim dolu dolu okudum yazılanları. Ben de bir mübadil torunuyum.
YanıtlaSilSizinle dolaştım sokaklarda. Teşekkür ederim.
@tülin,
SilSiz bir mübadil torunu olarak mutlaka çok daha başka hislerle dolmuş olmalısınız.
Atalarınız ışıklar içinde uyusun. Çok hüzün verici, dramatik bir durum bu.
Gösterdiğiniz ilgiye ve bize eşlik etmenize ben teşekkür ederim.
Yine seninle gittim, seninle gezdim oralari... Ve seninle duygulandim. Ellerine, yüregine saglik Esin'cigim.
YanıtlaSil@EQ,
SilBirlikte yol almak ve benzer duyguları yaşamak da güzel..Teşekkür ederim Ayşe'cim..
Mübadillerin hüzünlü hikâyelerini olanca gerçekliğiyle sergileyen çok kapsamlı bir müzeymiş. Çok etkileyici.
YanıtlaSilKaradeniz'e gidildiğinde es geçilmemesi gerek. Not alındı çoktan :)
Ellerine sağlık sevgili rehberim, süper kalite izlerini yansımalarını sevdiğim.✨✨❤️🙏
@Zeugma,
SilSinop'dan sonra Samsun'a oldukça yakın mesafede olan Alaçam ve Alaçam Mübadil Müzesi kesinlikle görmeye değer. 'İzler ve Yansımalar' siz değerli yoldaşlarımızla birlikte yol almaktan kıvanç duymaktadır :) Değerli düşüncelerin için teşekkür ederim Zeugmacığım. Sevgilerimle..
Sevgilerle..
O konak hali vakti yerinde insanlara, içlerinden bir de bakan çıkaran Kitaplı Ailesine aitti ve sonraki mirasçıları tarafından satıldı, hala harabe. Bir bayramda minik bir çocukken, o aileyi amcamla ziyaret etmiş ve o masal bayram günlerinden birini o evde, dolayısı ile o ilçede yaşamış da bir çocuğum ben:) İkinci kez ev olarak kullanılmaya başlamadan önce okul olarak hizmet vermişliği vardır ki onu göremedim, dinledim tabii ki:) O bakan, bakan olmadan önce amcamın meslek arkadaşıydı ki bana, benle ilgili çok güzel cümleler kurmuştu... ama ben hala küçükken, üç fidanın idam kararlarına evet oyu vererek de beni üzmüştü:)
YanıtlaSil@buraneros,
Silİnsan merak etmeye görsün!. yürüdüğümüz yollarda, gözümüze çarpan ne kadar çok şey varsa oraya, sizden önce de ayak basanların olduğunu ve dolayısıyle nice hikâyeler barındırdığını düşünmeden edemiyor!.Özellikle tarihi mekânlarda ve antik çağların izlerini taşıyan kalıntılar arasında gezerken bu duyguyu çok daha yoğun yaşıyor!. Alaçam Çeşme mahallesinde yer alan ve günümüzde viraneye dönen bu tarihi konağın adının "Kitaplı Konağı" olduğunu sayende öğrendim...üstelik blog dostumun bir zamanlar o ilçede ve hatta o konakta, masal tadında bayram günlerinden birini yaşamış olduğunu öğrendim. Aaaa ne demeliyim ki buna!. dejavu mu! ;) Alaçam'daki bu konak, özellikle çok ilgimi çekmişti!. hayal gücümün derinliğinden olsa gerek!..içinin döşemesini, dantel perdelerini, tahta merdivenlerini...mangalda pişen kahve kokularını...pür telaş anlarını, neşeyle ve ahenkle geçen günlerini...gözümde canlandırmaya çalışmıştım!. "Bu konakta, mutlaka görmüş geçirmiş, zarif ve asil aileler yaşamıştır!"...demiştim!. Yanılmamışım.
'Kitaplı Konağı' adından yola çıkarak biraz araştırdım şu linkte detayları buldum. https://samsun.ktb.gov.tr/TR-216945/kitapli-konagi.html
Çok teşekkür ederim Buraneros. Kitaplı Konağı ile ilgili paylaştığın bu küçük anıyla, tarihi bir yolcululuğa uzandım ben de!. Bazı anılar, bazı mekânlar ve bazı insanlar hiç unutulmuyor!. Hele ki, büyük bir hayal kırıklığı yaşatan bazı sözler, akıldan hiç çıkmıyor!.