28 Mart 2020 Cumartesi

Bugünler de geçecek!

EŞİKTEYİZ! demiştim, yaklaşık 2 hafta önceki instagram paylaşımımda;
Tek bir virüsle hayat bize nasıl da "dur" dedi! Tek bir virüsle, dünyanın en çağdaş, en ileri! ülkeleri nasıl da yetersiz ve çaresiz birer birer düşüverdi. Daha çok beton, daha çok eşya, daha çok şu bu...derken lüks yaşamlar adına, doymak bilmeyen bir arsızlıkla; nehirleri kirleten, ormanları yakıp yıkan, havayı, suyu kirleten insanoğluna "dur" dedi😱 
Kendi bereketli toprağından mahsulünü almak yerine gdo'lu ürünlerle dışa bağımlı hale gelen,  tüketimler çoğaldıkça, maneviyattan uzak, adaletten yoksun; açlıkla, savaşlarla, insanlığın yerle bir edildiği bir dünya düzeninde; isyanlara, direnişlere kulak asmayan, yönetenleri dahi, savunmasız bırakan tek bir virüs, şimdi, tüm dünyayı büyük bir sınavın eşiğine getirdi. 😱 
İşte o tek virüs, insanoğluna; çiçeğiyle, böceğiyle, tohumuyla, fidesiyle, dağı, taşı, toprağıyla, havasıyla, suyuyla..."benim dengemi, kimyamı…benim evrimimi, dönüşümümü, daha fazla alt üst edemezsiniz!" dedi! 😱 
Şimdi düşünmek zamanıdır.
İnsan, doğanın bir parçasıdır, uzak tutamazsın. Doğayı da yok sayamazsın. Çalınan bütün hayatların, tarumar edilen toprağın, suyun, havanın... asırlık çınarların vebali adına; göğe uzanan beton yığınlarının arasında sıkışıp kaldığımız; sanal dünyalarda, sanal yanılsamaların girdabında, kaybolan ve sahte mutluluklarla avunan dünyalıların şimdi, bir virüsün insanoğlunu nasıl esir aldığını düşünmek zamanıdır. 😱
 
Kurtulur muyuz bu esaretten?! Evet! Umut ediyorum!🙏 ama; maddi, manevi inanılmaz kayıpların olacağı da aşikar! Öncelikli olarak, birlik ve beraberlik içinde üzerimize düşenleri ( hijyen kurallara ve antisosyal) yerine getirerek, sabırla, metanetle, dayanışmayla...bu eşikten geçebiliriz. 🙏🙏 
Sonrası, yeni bir dünya düzenine yelken açmak olacaktır. 🌸
Şimdi moralleri yüksek tutma zamanıdır. Hapis olduğumuzu düşünmeden, keyifli üretimler, el becerileri işlerle... abartmadan yemeler, sıvı tüketimleriyle, belki ufak tefek ev içi düzenlemelerle, çiçeklerimizle… ebeveynlerimizi bu süreçte izole edip, sevdiklerimizle vakit geçirerek, her anın, hayatımızdaki en değerli anlar olduğunu bilerek, sağlıklı ve huzur dolu bir hafta dilerim. 🙏 💕 #coranavirüs

Ve sonra COVID_19 vakaları ve hayatını kaybedenlerin sayısı tüm dünyada ve ülkemizde de artmaya başladıkça, doğaldır ki endişelerimiz de buna paralel arttı tabi ki. 

Tuhaf bir duygu seli içine girdik hepimiz. Ancak o çok şiddetli şokları da bu süreçte sanırım üzerimizden biraz da olsa attık. Artık hepimiz işin ne denli ciddi olduğunun farkındayız. Alacağımız önlemler ve tedbirler nelerdir? biliyoruz. Normalde evde, kendimle başbaşa kalmayı da seven bir insanımdır, ama bu defaki zorunluluk hali, hiçbir şeyle kıyaslayamayacağımız türden!. 

"Canım sıkıldı!" demek gibi bir lüksümüz hiç yok!

Bir zamanlar zayıf ve çelimsiz bir kız çocuğu idim. O yıllarda sık sık hastalanır, bu hastalık süreçlerinde de, ne okula, ne de sokağa çıkabilirdim. Arkadaşlarımı göremediğim için ve derslerimden geri kaldığımı düşünerek çok üzülürdüm. Hoş, canım öğretmenim hiç üşenmez koca sınıfı 'geçmiş olsun'a eve getirir, başarılı olduğum derslerde de mavi kurdelayı omzuma takardı. Soğuk algınlığı yada kızamık ve su çiçeğine yakalandığım ve dolayısıyle evde kaldığım bu dönemlerde, ne zaman "offf babaanne canım çok sıkılıyor" desem, babaannemin bana cevabı; " otur oturduğun yerde!. sıkıldım demekte ne oluyor ki! sıkılınca canına, bir pencere aç" derdi :)) Ne akıllı kadınmış ama. Şimdilerde her zamankinden daha fazla kapıyı, pencereyi açıyoruz. Açıyoruz ki, ev halavalanırken istemediğimiz ziyaretçiler varsa eğer dışarıya çıksın. Hem içeriye temiz hava girsin, hem de içimizi ferahlatsın. Şu aralar her pencereyi açtığımda, sevgili babanneciğimi de rahmetle anıyorum.  

Bu arada coranaya dair her yerden o kadar çok veri akışı oldu ki! Ben de ayrıca daha fazla okuma, öğrenme, bilgilenme çabası içine girdim ve her okuduğum ve öğrendiğim yeni bilgide, resmen paranoya oldum, olduk!. Olmamak mümkün değil zaten. Bu yüzden şu aralar, öyle saatlerce tv karşısında durup pür dikkat 'son dakika' haberleri dinlemek ve psikolojimi daha fazla hırpalamak istemiyorum. Televizyonu kapatıp, sosyal medyayı da olabildiğince az kullanmaya çalışıyorum. / Tam çözüm değil biliyorum, çünkü bu defa mobil telefonlarımız sağolsun!.. / Yoksa bu endişeli ruh hali, sağlığımızı da riske atacak. Üstelik her zamankinden daha da çok temizlik işleri, ev işleri, yemektir, şudur, budur... vaktimizi alırken, kendimize ayıracak zamanımız da pek kalmıyor doğrusu. Bir de bakıyoruz akşam olmuş!. 

Oysa ne çok şey vardı sizlerle paylaşacağım. Geçtiğimiz aylarda pek çok sanat etkinliği içindeydim. Sonra, artık fi tarihinde biteceğe benzeyen ve 20 küsür şehirdir, köydür, beldedir gezdiğimiz  'Elegant Avrupa' seyahatimizden geriye kalanlar vardı yazmayı düşündüğüm...ayrıca gelecekte beni bekleyen güzel şeyler, sergiler vesaireler derken... hepsi rafa kalktı!. artık can derdine düştük hepimiz ;) Kapımızdaki depremi dahi düşünemez olduk!. Bu halet-i ruhiye içinde de, ne elime aldığım kitaplarda, ne de izlediğim filmlerde tam konsantre olamıyordum açıkcası. Bu yüzden neredeyse bir aydır bloguma dahi açıp bakamamış, sizleri de ziyaret edememiştim. Yavaş yavaş kendime geliyorum demek ki, an itibarıyle şu an, sevgili blogumdayım. Yani karşınızdayım. :)  

Şimdilerde biraz daha sakinim, şu menem virüs, her ne kadar bir an olsun aklım(ız)dan çıkmasa da, onunla arama mesafe koydum. Evde sürekli (dört duvar arasında) olma haline de alıştım, yeter ki virüs kardeş bizden ırak olsun... Hemhal isek de çaktırmadan çıkıp gitsin :)) Bu süreçlerde asla "sıkıldım, çatladım, patladım" demeyeceğim!.iç sesim, dış sesimle bir olmasa da! telkin ediyorum kendimi. "Bu da geçecek" diyorum umutla!. 

Dakikası dakikasına uymayan ruh halimle tuhaf bir yazı olsa da, içimi dökmek istedim size sevgili okurlar. Coronalı günlere dair bir girizgâh ve bir ısınma  hareketi olsun bu yazı... Dilerim tez zamanda, azami hasarla bu garabet günleri de atlatır, sağ salim hepimiz EŞİKTEN GEÇERİZ!.

Sağlıkla, sevgiyle... ve her daim umutla kalın sevgili dostlarım...

Dingin bir hafta sonu olsun hepimize :)  

16 yorum:

  1. Ah bu ne kadar güzel bir iç dökümü. İnan birebir diyebileceğim kadar aynı durumdayım. Paronaya yaklaşıp yaklaşıp hızla uzaklaşıyorum, uzaklaşabiliorum şükür. O nedenle 1 dakika bile boş durmamaca iş üretiyorum evde. Mümkün olduğunca olumlu düşünmeye çalışıyorum. Bu durumdan kaçış yok madem, tüm dünya insanları aynı tehlikenin ortasına düşmüş, o halde hem ruhsal hem bedensel olarak kendimize iyi davranmamız, evden çıkamayışımızı asla dert etmememiz gerekiyor. Bu durumda Bilim Kurulundaki proflardan birinin şu sözünü getiriyorum hemen aklıma:
    "Evde oturup TV izlemek, yoğun bakımda tavanı izlemekten daha iyidir."
    Şaka gibi değil mi? Ama öyle maalesef...

    İnstagram'daki paylaşımın müthiş. Üzerine söyleyecek tek kelimem yok. Her kelimesine ben de imzamı atıyorum. Eline, yüreğine sağlık Esinciğim. Sen de sağlıkla ve sevgiyle kal. Ve tabii ki her daim umutla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Zeugma,
      Güzel düşüncelerine çok teşekkür ederim sevgili Zeugmacığım. Dediğin gibi mümkün olduğunca olumlu düşünmeye gayret etmeliyiz. Sonuçta çare yine kendimizde!. Adeta farklı bir sınavdan geçiyoruz her birimiz. Tek tek, bir zincirin halkaları gibi de bağlıyız birbirimize!.Ve sorumluyuz bu yüzden de! Önce bireysel olarak çok dikkat edeceğiz kendimize. Gerçekten şaka gibi! ama maalesef gerçek işte.
      Düşündükçe "bunu da gördük ya! Pes doğrusu!" diyorum.

      2020 başından belliydi. Çok zor ve sıradışı bir yıl yaşamaktayız!. Demek ki bu yılı çıkarıncaya kadar bize, çokça sabır etmek, şükür etmek düşecek!. Yaşamak yanımız ne denli ağır basıyorsa, umudumuz da hep bizimle var olacak. Sevgiyle, sağlıkla, esenlikle...

      Sil
  2. Umarım sağsalim hepimiz atlatırız ülkece.
    Evde kalmak benim için hiç sıkıcı bir şey değil zaten ev kuşuyum:))hatta oturduğumuz apartmanda maalesef (kombiler çıktığı için) kapıcı yok, keşke kapıcı olsa da alışveriş için bile sokağa çıkmasam diyen biriyim ama evde Bücürük olmasa yine öyle biri mi olurdum bilemiyorum:)Hiç kedisiz kalmadım çünkü.
    Sahi babaanneni okurken aklıma bir şey geldi eskiden genç kızlar "Canım sıkılıyor" demeye korkarmış çünkü manası "Evlendirin beni" demekmiş. :)))))bana biri söylemişti ama ne dereceye kadar doğruydu bilmiyorum:)))) Duyunca korkudan uzun süre canım sıkılıyor diyememiştim:)
    Sağlıcakla kal.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @bücürükveben,
      Umarım öyle olur. Hiç şüphesiz, insanın en çok huzur duyduğu yerdir evi. Ama bu durum biraz farklı. An be an, ülkemizde, komşularımızda ve tüm dünyada virüsten ölenleri duydukça, endişe ve tedirginliklerimiz de artıyor doğal olarak. Dilerim en kısa zamanda ve olabildiğince az kayıplı bu badireyi atlatırız. Eminim Bücürük, bu zor zamanlarda her zamankinden daha çok sana arkadaş oluyordur. Can sıkıntısı demek "evlendirin beni" demek de oluyormuş aaa! :)) Çok küçüktüm o yıllarda ilkokul çağları işte. Gençlik yıllarımda iyi ki "canım sıkılıyor" dememişim demek ki! :))
      Sende sevgiyle, sağlıcakla kal Sevgili Müjde.

      Sil
  3. Babaanneniz pek tatliymis:) Ben de sIkIcI insanl SIKILIR derim hep:) SIKILDIM diyemeyecegim ama su 5.gunde yaparim dedigim cok seyi de yaptim diyemeyecegim.Sanirim ise donene kadar onumde 4 gun daha oldugu icin yayilmayi kendime hak gordum:) Ne zamandir bu kadar yavaslamamistim:) Iyi gecsin gunleriniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Çileksuyu Sibel,
      Evet rahmetli babaannem çok zarif ve çok tatlı bir kadındı. Benimle çocuk bile olurdu. Arkadaş gibiydik de. Nur içinde uyusun. Hakkındır Sibel, koştur koştur bir hayatın içindeyiz çoğumuz. Yani düzen bunu bize dayatıyor çoğunlukla. Bu yüzden yayılmayı da hak görmelisin kendine :)) yeter ki iyi ol. Huzurun, sağlığın yerinde olsun. Bu zor günler de geçecek elbet. Sevdiklerinle birlikte, gönlünce daha nice güzel günlere...Esen kal.

      Sil
  4. Dilerim en az hasarla atlatırız bu günleri Esincim. Ne düşüneceğimi şaşırdım artık, dalgalı ruh halleri içindeyim. Senin gibi ben de daha az okur, izler oldum bu süreçte. Tam tersi olacağını zannediyorduk aslında değil mi? :) Dilerim gönül rahatlığıyla okuyacağımız, üreteceğimiz, gezeceğimiz günler yakın olsun. Önce sağlık olsun. Kendine dikkat et, sağlıkla kal. Öpüyorum güzel yanaklarından ve yeni yazılarını bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Klio'nun Şarkısı,
      Evet Sezer'cim benzer ruh halleri içindeyiz hepimiz. Bu sıkıntılı süreçlerden geçerken, " iyi ki bloglarımız var" diyorum. Bir şekilde dilimizin döndüğünce şu mecrada içimizi döküyor, kafamızı boşaltıyoruz. Bloglar bu yüzden hepimize iyi geliyor. Yeter ki sağlığımız yerinde olsun. Sabırla, metanetle bu günlerin de üstesinden geliriz diye düşünüyorum. Güzel dileklerine çok teşekkür ederim. Aynı temennilerle; sağlıkla, esenlikle...ben de sana sevgilerimi gönderiyor, seni çok öpüyorum canım.

      Sil
  5. Umarım EŞİKTEN GEÇERİZ, hepimiz. Ne güzel bir paylaşım!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @ali zafer sapci,
      Umut ediyorum Ali Bey, hepimiz bu EŞİKTEN GEÇERİZ.
      Çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  6. Açıkçası iki yazı süresi uzun sürünce ve özellikle bu gündem üzerine yazmayınca, içime bir endişe düşmedi diyemem:) İnsan alışıyor sonuçta. Günlük -reel denilen- hayatlarımızda da insanlarımız var doğal olarak, gözümüzün önündeler:) Ama blog dostluğu başka ki şu günler, ve bugünün ihtiyaçları bunun en büyük kanıtı bence. İyi ki şu an dışa kapalı hayatlarımızın açıldığı bu olanak ve dostluklar varmış; umarım bu mecranın kıymeti de böylece yeniden anlaşılmış olur:) Bu, diğer sosyal medya araçlarında olmayan, uzak duran benim görüşüm elbette:) Gelirsem yazıya ki söylenmemiş bir şey bırakmamışsın, keşke kafalarına çivi çakılması gereken, hâlâ işi ağırdan alan -tuzu kuru- bazı "büyüklerimiz de" okusalar. Yani... Tek kelime: Muhteşem/sin:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @buraneros,
      Çok şükür ki bariz bir vaka durumumuz yoktur! ama bir ara, hafif bir evham hali içinde; "boğazımda bir şey mi var!" dediğim oldu. Sonradan, bahar mevsiminde yaşadığım allerjik reaksiyonları anımsayınca!.."bunu nasıl düşünemedim" deyip rahatladım :) Virüs mevzusu, hayatımıza birdenbire nüfuz edince, hijyen kuralları çerçevesinde evdeki işlerimiz de bir o kadar çoğaldı. Bir de ekstra bilgi edinmek adına, bir hayli yazı okuyunca bloga zaman kalmadı. Şimdi ilk şoklar atlatıldı, #evdekal moduna da mecburi uyum sağladık. Hal böyle olunca, artık blog alemine yeniden "merhaba" diyebilirim. 'Tuzu kuru'lar okumazlar ki! Blog dostlarımız sağolsun, biz bize yeteriz :) Keşke; insanoğlu bu kadar vahşi olmasa, biz de bunları söylemesek!. Ve tüm yaşanılanlardan ders alabilse!. Yine de umut etmekten vazgeçmeyelim. Değerli düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Sağlıkla, esenlikle...

      Sil
  7. Babaanneciğin ne güzel söylemiş. Son haftalarda uykudan uyanmamla birlikte içim daralıp göğsüm sıkışıyor. Ne olacak bugün endişesi muhtemelen ya da biriktirdiklerimin ağırlığı. Dediğin gibi evi toparlarken camı pencereyi açıyorum iyi geliyor Esin. İnşallah bu günlerde geçecek, umudumuzu yitirmeyelim.
    Lütfen kendinize dikkat edin ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @oytunla hayat,
      Hayat, öyle bir çelme taktı ki! bir anda hemen herkesi eşitleyiverdi. Elbet yine de adil olmayan çok şey var!. Ama virüs; zengin/fakir, siyah/beyaz, müslüman olan/olmayan, iyi/kötü....ayrımı gözetmeksizin "ben buradayım" dedi!. Zor günlerden geçiyoruz. Aynı zamanda bir sınav adeta!. Diğer yandan ülkemizin koronayla mücadelesi de bir hayli düşündürüyor! Daraldığımız anlarda pencereleri açmak, düğümlenmiş bünyelerimize iyi geliyor!. İnşallah Oytun'cum bugünler de geçecek!. Güzel dileklerine çok teşekkür ediyor, ben de "bilmukabele" diyorum. ✿

      Sil
  8. Hepimiz aynı durumdayız. Evde kıyı köşe düzenlenecek, okunmayı bekleyen kitaplar var ama ben hiçbir şey yapmıyorum. Bugün face sayfamda da yazdım. Bu günleri sosyal medyada virüs muhabbetleri ile vakit geçirerek hiç iyi yapmıyoruz. Bahar temizliğimizi yaparak hem işlerimizi bitirmiş oluruz hem de virüs muhabbetinden uzaklaşarak, karamsarlıktan kurtulmuş oluruz. Bunları yazarak aslında kendime de telkin ediyorum. Ya sabır!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @RABİA SERTELi,
      Ben sosyal medya ile arama bir mesafe koymaya karar verdim. Bu yüzden tv.'yi; izlediğim bir sabah programı dışında, bir de akşam ana haber bülteninde açıyorum. Gün sonunda, virüsle ilgili istatistiki bilgilere bakıyorum bir de!. Pc.nin başında saatlerce durmuyorum. Gün içinde hiç vaktim olmuyor zaten. Gecenin ilerleyen saatlerini ve sessizliğini seviyorum. Bu saatler, en dingin okuma saatlerim oluyor. Yoksa günün her dakikası virüs muhabbeti, bizi ruhsal açıdan hiç iyi yapmayacak! bu defa yapacaklarımıza da konsantre olamıyoruz çünkü. Artık ne? nedir? alınacak önlemler nelerdir? biliyoruz!. Virüs belli ki, ortalama bir- bir buçuk yıl dünyamızı terk etmeyecek ve gündemden düşmeyecek! Bu yüzden virüsün bizi esir almasına izin vermemeliyiz! Bu süreçlerde bloglara dört elle sarılmalı veya + başkaca üretimlerin içinde olmalıyız diye düşünüyorum. Dünya, metazori yeniden şekillenecek bu kesin! Dünyayı yönetenlerin yapamadığını, tek bir virüs, insanoğlunun başına vura vura yaptıracak sonunda!. Dilerim bu sınav sonunda dünyamız; daha iyi, daha doğru, daha hakça ve daha adilce bir düzene kavuşur. Şimdi bize, sahip olduğumuz her şeyin, her an elimizden akıp gideceğinin farkındalığı içinde...büyük bir inançla, azimle ve her daim şükürle...sabretmek düşüyor!. daha ötesini hiçbirimiz bilmiyoruz!.

      Değerli ziyaretiniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim Rabia Hanım. Sağlık ve esenlikler dilerim...❀

      Sil