Van Gölü ve çevresine gerçekleştirdiğimiz Doğu Anadolu gezimizi kaldığımız yerden anlatmaya devam ediyorum. Anımsarsanız, İlk gün Van şehir merkezini dolaşmış, burada Van Kalesi ile Urartu Müzesi ni gezmiştik. İkinci gün Van’ın doğa harikası Muradiye Şelalesi’nde nefis bir gün geçirmiştik. Üçüncü günümüzde ise önce Van Erciş’e, daha sonra Van Gölü’ne kıyısı bulunan Bitlis'in Adilcevaz İlçesi ve Ahlat'a gitmiştik.
Bu defa istikametimiz Tatvan’ın doğa şaheseri Nemrut Krater Gölü oluyor. Bitlis karayoluna çıktıktan 500 metre sonra sağ tarafımızda kalan yol bizi hedefimize ulaştıracak. Nefis manzaralar eşliğinde dantel gibi koyların arasından kıyı şeridi üzerinde giderken nihayet tabelalar Nemrut Dağı’nı gösteriyor.
Dünyanın ikinci, Türkiye'nin ise en büyük krater gölü olan Nemrut Gölü, adını MÖ 2100'de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan almış.
Van Gölü ile Nemrut Dağı arası, yaklaşık 15 km mesafede. 3 bin metre yükseklikteki Volkanik Nemrut Dağı’nda önce zirveye çıkıyor sonra aşağıya doğru inişe geçince Nemrut Dağı’nın ortasındaki krater gölleri görüyoruz. Tek bir göl ile karşılaşacağımızı düşünürken krater alanı içinde birden fazla, ikisi büyük toplam 5 tane göl olduğunu öğreniyoruz.
Nemrut Küçük Göl
Asfalt yolu ardımızda bırakıp, biraz mıcırlı da olsa stabilize bir yoldan buhar bacaları ve buz mağaralarına doğru çıkıyoruz. Tatvan’dan yaklaşık 13 km sonra yemyeşil bitki örtüsü içinde, bodur huş ağaçlarının sanki bir parçasıymış gibi duran Küçük Göl’ü görüyoruz önce.
Özellikle sağ tarafımızda kalan taş bloklar dikkatimizi çekiyor. Dokunduğumuzda ise blokların birer ponza taşı ağırlığında olduğunu fark ediyoruz. Sonradan öğreniyoruz ki işte bu taş yığınları Nemrut Dağı’nın volkanik yapısından kaynaklanıyormuş. (Volkanik malzeme; cüruf, sünger taşı ve obsidiyenden oluşmakta. Yöredeki kayaçlar incelendiğinde ise bazalt, andezit ve trakitlerden oluşan akışkan türleri ile; kül, tüf, pomza ve ignimbirit gibi volkanik yağış ile oluşan kayaçlardan meydana geldiği görülür. *) Tarihsel kayıtlara göre ise Nemrut Dağı 1441 yılına kadar püskürmeye devam etmiş.
Nemrut Krater Gölü'nün tepeden kuşbakışı görüntüsü buradan
Hem fotoğraf çekip, hem de volkanik taşların yapısı ile
ilgili meraklarımızı giderdikten sonra… köşeyi döner dönmez yarım ay şeklindeki
Büyük Nemrut Krater Gölü’ne ulaşıyoruz. Güneş ise neredeyse batmak üzere!
Güneşin son huzmeleri dokunurken, etekleri yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı Nemrut
Dağı, dantel gibi koyları ve olağanüstü güzelliği ile seriliyor karşımıza. Gökyüzünün
aksiyle koyu maviliğe bürünmüş Büyük Nemrut Krater Gölü ise huşu içinde
kollarını açmış kucaklıyor bizi.
Bazı kaynaklara göre Türkiye’nin bazılarına göre dünyanın en
büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü deniz seviyesinden 2247 metre yüksekliğindeymiş. Nemrut
Krater Gölü’nün ortalama derinliği 150 m civarında imiş. Ayrıca Nemrut (Büyük Göl)
Krater Göl’ünün, Van Gölü ile aynı seviyede olduğunu öğrenmek bizi oldukça
şaşırtıyor. Oysa biz dağların zirvelerine çıkmıştık. Bir an kafamız karışır
gibi olsa da, o zirvelerden tekrar inişli çıkışlı yollar kat ettiğimizi
düşününce… ayaklarımız suya değiyor.
Kar ve kaynak sularıyla beslenen Nemrut gölünde yapılan su
analizlerinden, suların berrak, renksiz ve kokusuz olduğunu hatta içilebilir
bir yumuşaklıkta olduğunu öğreniyoruz. Tabi ki biz yine de içmeye teşebbüs
edemiyoruz. Ancak bu bölgenin farklı endemik yapısı, gölün içeriğinin zengin oluşu
sazan balığının zaman içinde çoğalmasına neden olduğundan balıkçılığa elverişli
hale gelmiş. Dolayısı ile şöyle nefis bir çömlekte pişirilmiş sazan balığı
yemeğine de hayır diyemeyeceğimi düşünüyorum.
Krater Gölü aynı zamanda doğal klima vazifesi gören buz
mağaralarıyla da dolu. Ancak vaktimiz olmadığı için bu mağaralara
gidemiyoruz, çünkü hava da neredeyse kararmak üzere. Biz dağa çıkarken çoğu
ziyaretçi ve piknikçiler dönmek üzereydi. Bizim dışımızda tek tük araç vardı.
Yazın çadırlarla kamp kurmaya gelenlerin olduğunu hayal ediyorum bir an!. Kim
bilir gölün kıyısından dolunayı seyretmek ve gökyüzündeki yıldızlara bakmak ne
hoş olurdu… ;) Ama her istediğimiz şey aynı anda olmaz ki!.
Kim bilir belki yine geliriz! Bu defa başka bir mevsimde!.
Artık hayallerden çıkma vaktidir!. Zifiri karanlık çökmeden,
dağ yollarından kayarcasına aşağıya iniyoruz. Ve Tatvan’a son bir kez bakıp el
sallıyoruz.
İzler ve Yansımalar Anadolu Yollarında tıklayınız
Van Gezisi
1. Gün: Van Kalesinde tarihe yolculuk tıklayınız
Urartuların Mirası Van Müzesinde tıklayınız
2. Gün: Muradiye Şelalesi tıklayınız
3. Gün: Bitlis/Adilcevaz, Ahlat ve Tatvan Gezisi
Tuğrulbey Cami, Adilcevaz (Kef ) Kalesi tıklayınız
Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı tıklayınız
Nemrut Krater Gölü (Tatvan) tıklayınız
çok güzel fotoğraflar çekmişsiniz, nemrut hakkında bilgi edinmek güzeldi, teşekkür ederim:)
YanıtlaSil@Ahmet Ozan,
SilZiyaretiniz ve beğenileriniz için asıl ben teşekkür ederim. :))
Şu gezi yazılarını her okuduğumda duygum aynı; ben emekli olup, tam zamanlı gezgin olmak istiyorum. Neyse ki maviş ile önemli ölçüde yarı zamanlı gezgin olduk. Her iş günü olmayan günü, gezmeye ayırıyoruz. Daha önce defalarca dedim, bu bölge ile ilgili yazılarda, vakti gelmemişti ki bu geziyi yapamamıştık, ama vakti gelince, bu notlardan kitap yapacağım kendime. Altını çize çize gezeceğim. Öyle seviyorum fotoğrafları, yazılarını. Sevgiler.
YanıtlaSil@Evren,
SilHepimizin hayali bu sanırım. Yani biz de kılişe tabirle ‘tam zamanlı emekliler’ grubundan değiliz henüz. Çünkü birimiz halâ tam gün çalışıyor, benim içinse durum biraz farklı. Profesyonel iş hayatımı noktaladıktan sonra kendime ve bana keyif veren şeylere bu anlamda daha çok zaman ayırabiliyorum. Ancak yine de tüm zamanların bize ait olduğu bir yaşamın özlemini her geçen gün daha da çok hissediyorum. Hele ki beton yığınları arasında sıkışıp kaldığımız şu pandemide, üstelik yaşanılmaz bir hale gelen İstanbul’da bu duygum inanılmaz hat safhada artık! Bu yüzden İstanbul dışına çıkabildiğimiz en küçük kaçamaklar bile bizi çok mutlu ediyor. Hayat kısa, zaman su gibi akıyor ve yaşamı bu kadar zorlaştırmanın hiç bir anlamı yok. Her an değerli. Doğanın içindeyken kendimizi son derece huzurlu buluyoruz. Geriye dönüp baktığımızda; gezdiğimiz, gördüğümüz ve güzel anılar biriktirdiğimiz o kareler en büyük zenginliğimiz bizim. Dilerim en kısa zamanda siz de gitmek istediğiniz o yollarda olursunuz yine. Çok teşekkür ederim Sevgili Evren. Benden de çok sevgilerle...❤️
Sanırım en çok bu bölümü sevdim. Çok heyecanlıydı okumak. Bir ara ışınlandım zannettim hatta, o derece kendimi kaptırmışım:))) Ama ne yapayım; ilk kez sayende gördüm Nemrut Krater Gölü'nü ve oradaki irili ufaklı inanılmaz gölleri. Tam da mevsiminde gitmişsiniz. Etraf yeşillikken maviyle uyum şahane gözüküyor. Sanki Yedigöller havası esiyor gibi, sanki Trabzon Uzungöl yakınları gibi. Gerçi şu an kar varsa orada, manzara bu kez başka güzeldir.
YanıtlaSilHarika bir yazıydı sevgili rehberim. Ellerine, ayaklarına (Nemrut'a tırmanmak kolay değildir, bilirim), emeklerine sağlık. Daha nice yörelere bol gezmeli, sağlıklı, keyifli, şahane bir yeni yıl geçirmenizi diliyorum. Sevgilerimle...💐💐🎅💖
@Zeugma,
SilMevsim, bahardı gittiğimizde, bu yüzden bir hayli yeşildi. Tabi biraz daha erken saatlerde ulaşabilseydik daha iyi olacaktı, yine buna da şükür diyoruz. Pandemide daralan bünyelerimize bu gezi çok iyi geldi. Kar manzarasıyla da ayrı güzel olur.
Beğenilerin için çok teşekkür ederim Zeugmacığım. Evet, el ayak tutarken gezmeli. İnşallah hepimiz için güzel bir yıl olur. Ben de aynı temennilerle sana sevdiklerinle birlikte; sağlıklı, huzurlu, bol gezmeli, sürprizli, gönlünce bir yıl diliyorum. 🙏Sevgilerimle...💕💝🌟🌸
Oraları çok merak ediyorum umarım gidebilirim bir gün. Mutlu bir yıl dilerim ☺️
YanıtlaSil@Derya,
SilMemleketimizin her bölgesi ayrı güzel. Dilerim en kısa zamanda sizde gidersiniz. Ben de size gönlünüzce geçecek güzel bir yıl dilerim. 😊🌹
Neyse ki Tatvan'a kadar gitmişliğim var dedim. Gölü de bu yakasından görmüşlüğüm; bu yeterli bir teselli mi, değil tabii ki ama iyi ki güzel gezen güzel yazan, güzel fotoğraflar çeken Sevgili Esin ve Sevgili Beyefendi var dedim. Gölün öte yakasına bundan öte gider miyiz çok emin değilim, krater gölü zaten efsane... Bir de sanırım ben yolculuğun kendisini sevenlerdenim, gittiğim yer yolculuğun kendisi kadar önemli değil gibi, gitmişken seviyorum sanki:)
YanıtlaSilDaha tehlikesiz, daha özgürce ve sakınımısız yolculukların yapılabildiği günleri yeni yılın hepimize hızla getirmesini dilerim. Sağlıkla daha nice nice mutlu yıllar!:)
@buraneros,
SilÇok teşekkür ederiz Sevgili Buraneros. Kesinlikle yola çıkmak düşüncesi dahi yürekleri kıpır kıpır etmeye yetiyor. Yolculuğun içinde her türlü sürpriz, heyecan var. İnsan, doğanın içinde olmayı, rutin yaşamın dışına çıkmayı istiyor. Yolculukları seviyoruz.
Temennilerine yürekten katılıyor; ben de sana, yepyeni yolculukların içinde olacağın, sağlıklı, mutlu, keyifli ve sürprizlerle dolu renkli bir yıl diliyorum. Sevgiyle, esenlikle kal :)) 🍀🐞🙏😇
Tatvan ve ahlatı şiddetle gezip görmenizi tavsiye ederim
YanıtlaSil@Kalemyazar,
SilAhlat'ta ve Tatvan'da görülmesi gereken en önemli yerlerden biri olan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı'nı ve Tatvan'da da Nemrut Krater Gölü'nü gördük. Bir dahaki gelişimizde inşallah her iki ilçeyi de daha kapsamlı gezeriz.