28 Nisan 2015 Salı

Nepal’de insanlar sonsuz yolculuğa uzandılar!.


'Ölümün olduğu bir dünyada yaşam çok ama çok değerlidir...'

Her şey bir anda yerle bir olup bitebilir. Ölümün bizi nerede ve ne şekilde beklediği hiç belli değil! Nepal'de Cumartesi günü meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde binlerce insan öldü. Ölü sayısının beş bine yaklaştığı ve 6500'den fazla kişinin de yaralandığı haberleri tv.den veriliyor. İngiltere'de yayımlanan Independent gazetesine konuşan bir uzman, depremin şiddetinin 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'nın Hiroşima kentini yerle bir eden atom bombasının 20 katına eşit olduğunu söylüyor. Nepal'in komşuları Çin ve Hindistan'da da onlarca insanın öldüğü bildiriliyor. Acı, göz yaşı, keder!. İçimizi acıtan görüntüler ve haberler.

25 Nisan 2015 Cumartesi

Bu Topraklarda Birlikte Yaşamaktan Mutluyuz !


Gün geçmiyor ki haksız ithamlar, söylemler, iftiralarla güne uyanmayalım!. Hain düşman sürekli pusuda! bir de gafiller var düşmanın tuzağında!. Ülkemizin dört bir yanı yangın yeri ve emperyalizmin kuşatması altında! Osmanlı yedi düvele karşı savaştı!.. şimdi sıra Cumhuriyetimize mi geldi! Suriyeli komşularımızdan, Alevi kardeşlerimize, Kürt kardeşlerimizden, Ermeni vatandaşlarımıza kadar sürekli bir sorunlar yumağı içine atılıp durmaktayız. Oysa bizim birbirimizden herhangi bir şikayetimiz yok. Biz hep birlikte bu topraklarda yaşamaktan mutluyuz!. Size ne oluyor ki!. ‘Sizin nedir bizim topraklarımızla alıp veremediğiniz?’ diye sormayacağım. Nedenini tahmin etmek hiçte zor değil.

23 Nisan 2015 Perşembe

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.


' ... hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası, ULUSAL EGEMENLİKTİR.'
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır: O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” 

21 Nisan 2015 Salı

Prof Dr. Oktay Sinanoğlu'nu Saygıyla Anıyoruz..


Dünyada genç yaşta ‘Profesör’ ünvanını alan, 60 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını çözerek adını matematik tarihine yazdıran, DNA sarmalının açıklamasını en sağlam şekilde açıklayan ve “Ne sağ, ne sol; Önce bağımsızlık. Türkçe giderse, Türkiye gider. “ düşüncesi içinde, katıldığı tüm konferanslarda  iyi derecede İngilizce bilmesine rağmen sunumunu Türkçe yapıp Türklüğünden taviz vermeyen.  Bilim dünyasında ismi, tüm dünyada büyük bir saygı ve şöhretle anılan ve ‘Türk Einstein’ı olarak adlandırılan kuramsal kimyacı ve moleküler biyolog Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 19 Nisan 2015’de aramızdan ayrıldı. 

17 Nisan 2015 Cuma

Köy Enstitüleri 75 yaşında

"Ben köy enstitülerini, bozkırda çalınan Vivaldi müziğine benzetirim hep. Bitmez tükenmez baharların, mevsimlerin bozkıra gelişini müjdeleyen Vivaldi müziği..."  Osman ŞAHİN


Köy Enstitüleri, ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940’ta kurulmuştu. Ve tamamen Türkiye’ye özgü olan bir eğitim projesi idi. Elbette bu oluşum birden bire olmamıştı. Projenin oluşum sürecinde birçok denemelerde bulunulmuştu. Osmanlı yönetimi zamanında, köylü, askere alınan, vergi veren bir kaynak olarak görülmüş, köylere hizmet götürmek pek düşünülmemişti.

Cumhuriyetimiz yeni kurulduğunda, ülkemiz tablosuna bakıldığında; köyler, kasabalar, çoğu kentlerimiz bir karanlığın içinde çırpınıyordu. Nüfusun yüzde 80’inin oturduğu köylerde okuryazar oranı yüzde 20’nin altındaydı. 40 bin dolayındaki köyümüzden yalnız 4500’ünde ilkokul bulunuyordu. Kız çocuklarının eğitim alma olasılığı ise neredeyse yok düzeydeydi.

15 Nisan 2015 Çarşamba

Bizans gemilerinin vazgeçilmezi Konstantiniyepolis kedileri :)


İstanbul gizemlerin şehri, dünyanın gözbebeği. Eski bir inanca göre hiç kimse boş yere İstabul’da dünyaya gelmez. Eğer siz de ilk kez gözlerinizi İstanbul’da açtı iseniz, ya da gözünüz İstanbul’da açıldı ise;) bu şehirde sizin de illaki bir amacınız veya geçmişten gelen bazı görevleriniz vardır, zira burası efsunlu bir kenttir!. Güzele sahip olmak kolay değildir!. her şeyin bir bedeli vardır. Bu inanç ne kadar doğrudur bunu bilemeyiz ama bir kez İstanbul'un suyundan içmeye - boğazından gemileri yüzdürmeye - tarihi yapılarına dokunmaya – yedi tepeden İstanbul’a bir bakmaya görün, O vazgeçemediğiniz sevda(lı)nız olur artık.. Bu şehrin ne kadar müstesna olduğunu bilir, hisseder ve bunu yaşarsınız. Öyle ki bu şehirde Hıristiyanların da, Müslümanların da, Musevilerin de geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan yüzlerce efsanesi, hikayesi, anıları vardır. 

10 Nisan 2015 Cuma

Destan Yazılan Topraklarda Şehitlikler ve Anıtlar / Eceabat - Anafartalar Güzergâhı 6.Bölüm (Son)


3 Kasım 1914 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında daha önce örneği görülmemiş savaşlara sahne olan Çanakkale Muharebelerinin yaşandığı Gelibolu Yarımadasındaki gezimizi kaldığımız yerden anlatmaya devam ediyorum. Gezi güzergâhımız, Eceabat - Anafartalar üzerindeki şehitlik ve anıtlar. 5. Bölümde; Conkbayırı Tepesinde yer alan anıtlık ve siperleri, hemen alt tarafında bulunan Mehmetçik Parkı kitabelerini ve  en son Sancaktepe’nin güneyinde bulunan Kemal Yeri Kitabesini görmüştük. Şimdi Anzak Koyu sahil yolu üzerinde bulunan yabancı mezarlıklar ve anıtları ziyaret edeceğiz.

8 Nisan 2015 Çarşamba

Dışarıda yağmur içeride portakal kokusu ve ben "Eski Yağmurları Dinliyorum"

Nasılda birden bire bastırdı yağmur! hem de ne yağmak… ahmak ıslatan değil bu! Hem dolu hem sulu bir yağmur yağmakta…pencereden bakarken, uzaktan görünen deniz duman-altı olmuş adeta!..göz gözü görmüyor. Karardı her yan..sis, pus, tufan ki, ne tufan!..

Bir an düşündüm de, hani av için hava koşullarının uygun olduğunu düşünüp de gafil avlanan balıkçı tekneleri, denizciler acaba şimdi ne haldedirler!.. batmış mıdır kimi tekneler! gözümde canlandı bir film karesi, uzaktan seyrettiğim denize bakarken…tayfalar koşuşturmada, kaptan telaşta.. tekne bir o yana bir bu yana sallanmakta!..bunları düşünürken Japonya’ daki felaketler ve tsunami geldi aklıma!.. mırıldandım kendi kendime “ hiçbir şeye güvenmeyeceksin bu dünyada, doğanın da bir sabrı ve bir de sonu var mutlaka!.. “ bir yandan da bardaktan boşanırcasına nasıl yağmur yağıyor! Yağsın bakalım.. ne kış kışlığını biliyor artık ne de yaz yazlığını!.. havalar ısınacak derken bir anda bakıyorsun ki yeniden kış kapında!.. her an her şey olabiliyor bu hayatta!..

6 Nisan 2015 Pazartesi

Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi.


Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te emekli Amiral Fahri Korutürk (15'inci turda 365 oyla) Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı görev süreci, Türkiye'nin en çalkantılı olduğu bir dönemde Korutürk'ün rolünü de kilit bir konumuna getirmişti. Zira bu devirde kurulan koalisyon hükümetlerinin oluşumu ve yaşaması için Korutürk büyük çaba sarf etmiş kendisinin de deyimiyle Türkiye'yi bu devirde hükümetsiz bırakmamıştı. Devrinde Kıbrıs Harekâtı gerçekleştirilmiş ve anarşi tüm hızıyla yayılmıştı. Kendisi bu devirde özellikle devletin itibarını yeniden kazanması için çok uğraş vermişti. 

1 Nisan 2015 Çarşamba

Destan Yazılan Topraklarda Şehitlikler ve Anıtlar / Eceabat - Anafartalar Güzergâhı 5. Bölüm


Conk Bayırı Çanakkale Muharebelerinin  bir dönüm noktasıdır. Conk Bayırı’nın kuzey ucunda ve bölgeye en hakim tepelerden biri de Conk Tepesidir. İstikâmetimiz öncelikle Conk Bayırı oluyor. Conk Bayırı’nın hemen alt tarafında 261 rakımlı tepenin üzerine konumlandırılmış olan "dikilitaş" ya da "yazılı kaya" gibi tarihsel anıt tipolojisinin birer uyarlaması olarak da düşünebileceğimiz bir anıt-kitabeler grubu dikkatimizi çekiyor. Bir eli sembolize eden beş adet yazıttan oluşan bu anıtlar, Conk Bayırı’nda, vatanı için çarpışırken şehit olan askerlere adanmış. Mehmetçik Parkı Kitabeleri,  Mimar Ahmet Gülgönen’in tasarımlarıdır. Bu kitabelerde, Arıburnu - Conk Bayırı bölgesinde yaşanan muharebeler hakkında özet bilgiler verilmiş.