'Ölümün olduğu bir dünyada yaşam çok ama çok değerlidir...'
28 Nisan 2015 Salı
Nepal’de insanlar sonsuz yolculuğa uzandılar!.
'Ölümün olduğu bir dünyada yaşam çok ama çok değerlidir...'
25 Nisan 2015 Cumartesi
Bu Topraklarda Birlikte Yaşamaktan Mutluyuz !
23 Nisan 2015 Perşembe
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.
' ... hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası, ULUSAL EGEMENLİKTİR.'
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır: O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir”
21 Nisan 2015 Salı
Prof Dr. Oktay Sinanoğlu'nu Saygıyla Anıyoruz..
Dünyada genç yaşta ‘Profesör’ ünvanını alan, 60 yıldır
çözülemeyen bir matematik kuramını çözerek adını matematik tarihine yazdıran,
DNA sarmalının açıklamasını en sağlam şekilde açıklayan ve “Ne sağ,
ne sol; Önce bağımsızlık. Türkçe giderse, Türkiye gider. “ düşüncesi
içinde, katıldığı tüm konferanslarda iyi
derecede İngilizce bilmesine rağmen sunumunu Türkçe yapıp Türklüğünden taviz
vermeyen. Bilim dünyasında ismi, tüm dünyada büyük bir saygı ve şöhretle anılan ve ‘Türk Einstein’ı olarak adlandırılan kuramsal kimyacı ve moleküler biyolog Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 19 Nisan 2015’de aramızdan ayrıldı.
17 Nisan 2015 Cuma
Köy Enstitüleri 75 yaşında
"Ben
köy enstitülerini, bozkırda çalınan Vivaldi müziğine benzetirim hep. Bitmez
tükenmez baharların, mevsimlerin bozkıra gelişini müjdeleyen Vivaldi
müziği..." Osman ŞAHİN
Köy Enstitüleri,
ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17
Nisan 1940’ta kurulmuştu. Ve tamamen Türkiye’ye özgü olan bir eğitim
projesi idi. Elbette bu oluşum birden bire olmamıştı. Projenin oluşum sürecinde
birçok denemelerde bulunulmuştu. Osmanlı yönetimi zamanında, köylü, askere
alınan, vergi veren bir kaynak olarak görülmüş, köylere hizmet götürmek pek
düşünülmemişti.
Cumhuriyetimiz yeni
kurulduğunda, ülkemiz tablosuna bakıldığında; köyler, kasabalar, çoğu
kentlerimiz bir karanlığın içinde çırpınıyordu. Nüfusun yüzde 80’inin oturduğu
köylerde okuryazar oranı yüzde 20’nin altındaydı. 40 bin dolayındaki köyümüzden
yalnız 4500’ünde ilkokul bulunuyordu. Kız çocuklarının eğitim alma olasılığı
ise neredeyse yok düzeydeydi.
15 Nisan 2015 Çarşamba
Bizans gemilerinin vazgeçilmezi Konstantiniyepolis kedileri :)
İstanbul gizemlerin şehri, dünyanın gözbebeği. Eski bir
inanca göre hiç kimse boş yere İstabul’da dünyaya gelmez. Eğer siz de ilk kez gözlerinizi
İstanbul’da açtı iseniz, ya da gözünüz İstanbul’da açıldı ise;) bu şehirde
sizin de illaki bir amacınız veya geçmişten gelen bazı görevleriniz vardır,
zira burası efsunlu bir kenttir!. Güzele sahip olmak kolay değildir!. her şeyin
bir bedeli vardır. Bu inanç ne kadar
doğrudur bunu bilemeyiz ama bir kez İstanbul'un suyundan içmeye - boğazından gemileri
yüzdürmeye - tarihi yapılarına dokunmaya – yedi tepeden İstanbul’a bir bakmaya
görün, O vazgeçemediğiniz sevda(lı)nız olur artık.. Bu şehrin ne kadar müstesna olduğunu bilir, hisseder ve bunu yaşarsınız. Öyle ki bu şehirde Hıristiyanların da, Müslümanların da, Musevilerin de
geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan yüzlerce efsanesi, hikayesi, anıları vardır.
10 Nisan 2015 Cuma
Destan Yazılan Topraklarda Şehitlikler ve Anıtlar / Eceabat - Anafartalar Güzergâhı 6.Bölüm (Son)
3 Kasım 1914 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında daha önce
örneği görülmemiş savaşlara sahne olan Çanakkale Muharebelerinin yaşandığı Gelibolu
Yarımadasındaki gezimizi kaldığımız yerden anlatmaya devam ediyorum. Gezi
güzergâhımız, Eceabat - Anafartalar üzerindeki şehitlik ve anıtlar. 5. Bölümde; Conkbayırı Tepesinde yer alan anıtlık ve siperleri, hemen alt tarafında bulunan Mehmetçik
Parkı kitabelerini ve en son Sancaktepe’nin
güneyinde bulunan Kemal Yeri Kitabesini görmüştük. Şimdi Anzak Koyu sahil yolu
üzerinde bulunan yabancı mezarlıklar ve anıtları ziyaret edeceğiz.
8 Nisan 2015 Çarşamba
Dışarıda yağmur içeride portakal kokusu ve ben "Eski Yağmurları Dinliyorum"
Nasılda birden bire bastırdı yağmur! hem de ne yağmak… ahmak ıslatan değil bu! Hem dolu hem sulu bir yağmur yağmakta…pencereden bakarken, uzaktan görünen deniz duman-altı olmuş adeta!..göz gözü görmüyor. Karardı her yan..sis, pus, tufan ki, ne tufan!..
Bir an düşündüm de, hani av için hava koşullarının uygun olduğunu düşünüp de gafil avlanan balıkçı tekneleri, denizciler acaba şimdi ne haldedirler!.. batmış mıdır kimi tekneler! gözümde canlandı bir film karesi, uzaktan seyrettiğim denize bakarken…tayfalar koşuşturmada, kaptan telaşta.. tekne bir o yana bir bu yana sallanmakta!..bunları düşünürken Japonya’ daki felaketler ve tsunami geldi aklıma!.. mırıldandım kendi kendime “ hiçbir şeye güvenmeyeceksin bu dünyada, doğanın da bir sabrı ve bir de sonu var mutlaka!.. “ bir yandan da bardaktan boşanırcasına nasıl yağmur yağıyor! Yağsın bakalım.. ne kış kışlığını biliyor artık ne de yaz yazlığını!.. havalar ısınacak derken bir anda bakıyorsun ki yeniden kış kapında!.. her an her şey olabiliyor bu hayatta!..
6 Nisan 2015 Pazartesi
Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi.
Tarihte bugün; 6 Nisan 1973'te emekli Amiral Fahri Korutürk (15'inci turda 365 oyla) Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı
seçildi. Cumhurbaşkanlığı görev süreci, Türkiye'nin en çalkantılı olduğu bir
dönemde Korutürk'ün rolünü de kilit bir konumuna getirmişti. Zira bu devirde
kurulan koalisyon hükümetlerinin oluşumu ve yaşaması için Korutürk büyük çaba
sarf etmiş kendisinin de deyimiyle Türkiye'yi bu devirde hükümetsiz
bırakmamıştı. Devrinde Kıbrıs Harekâtı gerçekleştirilmiş ve anarşi tüm hızıyla
yayılmıştı. Kendisi bu devirde özellikle devletin itibarını yeniden kazanması için
çok uğraş vermişti.
1 Nisan 2015 Çarşamba
Destan Yazılan Topraklarda Şehitlikler ve Anıtlar / Eceabat - Anafartalar Güzergâhı 5. Bölüm
Conk Bayırı Çanakkale Muharebelerinin bir dönüm noktasıdır. Conk Bayırı’nın kuzey
ucunda ve bölgeye en hakim tepelerden biri de Conk Tepesidir.
İstikâmetimiz öncelikle Conk Bayırı oluyor. Conk Bayırı’nın hemen alt tarafında
261 rakımlı tepenin üzerine konumlandırılmış olan "dikilitaş" ya da "yazılı kaya" gibi tarihsel anıt tipolojisinin birer uyarlaması olarak da düşünebileceğimiz bir anıt-kitabeler grubu dikkatimizi çekiyor. Bir eli sembolize eden beş adet yazıttan oluşan
bu anıtlar, Conk Bayırı’nda, vatanı için çarpışırken şehit olan askerlere adanmış. Mehmetçik Parkı Kitabeleri, Mimar Ahmet Gülgönen’in tasarımlarıdır. Bu kitabelerde, Arıburnu - Conk Bayırı bölgesinde yaşanan muharebeler hakkında özet bilgiler verilmiş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)